• alem-i misal varlıkta bir katmandır ki, çok ince, sübtil, latif bir materyalden teşekkül etmiştir. alem-i misalin hallerini iyi anlayabilirsek ahiret muamelelerini de rahatlıkla anlayabiliriz.

    derviş, sülukunun* belli bir aşamasında alem-i misale giriş yapar. kendisinde bulunan tüm manalar orada suret bulurlar veya kendi iradesi ile de istediği suretleri elde eder; çünkü burada sadece düşünmekle bile istediğimiz suretleri elde edebiliriz. mesela kendimizi nefis bir bahçede, çiçekler arasında, bülbüllerin şakımalarını dinlerken hayal etsek, alem-i misalin latif ortamı derhal etkilenecek ve bize hayal ettiğimiz ortamı sunacaktır.

    diğer yandan, faraza kötü hayaller kuracak olsak, o da aynen karşımıza çıkacaktır. hırsızların malımızı çaldığnı, sapıkların dadandığını, cinayete kurban gittiğimizi vs...

    elbette burada hemen soracaksınız, "niçin kötü hayaller kurayım ki? deli miyim ben? en güzel hayalleri kurup, istediğim zevkleri yaşarım, keyfime bakarım"

    ancak işler öyle yürümüyor maalesef; çünkü orada irade bir noktaya kadar geçerlidir. bir müddet sonra tüm bilincimiz oraya kendini dökecektir; bilinçaltımız da dahil. bu durumda bilinçaltımızda yatan tüm korkular, endişeler, hastalıklar, sapıklıklar bir bir karşımıza çıkacaktır. temizlenmemiş bir bilinçaltı bize tam manasıyla cehennemi yaşatacaktır. tecavüz edecekler,işkence yapacaklar, dövecekler, sövecekler, çalacaklar, hapsedecekler vs....

    ama dikkat edin! aslında kimsenin bize bir şey yaptığı yok; sadece kendi bilinçaltı pisliklerimizle yüzleşiyoruz, hepsi o kadar.

    dünyada iken yaşanan alem-i misal keşifleri kesintili, fasılalıdır, çünkü dünyevi işler araya girer, ama kabir hayatı saf bir alem-i misal deneyimidir.

    ahiret ortamında da işler aynen bu şekilde cereyan eder. başlıca fark şudur: kabirdeki ve alem-i misal'deki olaylar rüya kabilindendir ama ahiretteki oluşlar gerçektir.

    bu durumda, "cehennemde ateş yoktur, herkes oraya kendi ateşini dünyadan götürür" sözünün ne manaya geldiği de, anlaşılmıştır umarım.
  • simgeler/yansımalar alemidir. mistik/tasavvufi inanışlarda alem'in/evren'in/kozmos/un dünya ile arasındaki geçit yeridir alem-i misal. inanışlara göre, ilahi alem'den maddi alem'e yani dünya'ya geçerken, ruhların geçiş yoludur burası.

    platon/eflatun'un idealar dünyası'nın hemen hemen aynısıdır; kısmen de olsa, karşılığıdır.
  • kainat bizde bulunan esma terkiplerinin projeksiyonudur. alem-i misalde gezebilmek için öncelikle kendi esmamızı gerçekleştirebilmemiz gerekir. bütün versiyonlarıyla var olan ve olacak her şeyin bulunduğu alem.
  • saf imgeler dünyası
  • uyku esnasında, ruhun bedenden ayrılıp gezindiği sanal alemdir.
  • ruh âlemi ile, madde, varlık âlemindeki şekillerin ayna gibi görüntüsünü yansıtan âlemdir. varlık âlemi olmayıp, görünen bir âlemdir. ayna gibi olduğu düşünülür...
  • bu alem, gördüğümüz madde alemi gibi, maddeden yapılmamıştır. ruh alemi gibi mücerret de değildir, ikisi arasındadır. dünyadaki her maddenin ve her mananın, o alemde bir misali, şekli vardır. suyun misali, orada yine sudur. ilmin misali, orada süttür. iyi huyların ve iyi işlerin orada görünüşü, yeşillik, çiçek, meyve gibi tatlı şeylerdir. kötü huyların ve çirkin işlerin görünüşü ise, karanlık, yılan, akrep gibi sıkıntı verici şeylerdir. görülen rüyalar, hep o alemdendir.

    bazı alimlere göre alem-i misal de ikiye ayrılır; mutlak alem-i misal ve hayale bağlı olan alem-i misal.
hesabın var mı? giriş yap