• sir alex ferguson o gittikden sonra m. united bir türlü eskisi gibi olamadı ve olamayacaktır. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi teknik direktöründen bir tanesidir.
  • maçlarda çiğnediği ciklet bir müzede sergilenmektedir
  • sir alex ferguson manchester united ve ingiltere premier ligi tarihini en başarılı teknik direktörüdür.manchester united'la 13 premier lig şampiyonluğu, 5 fa cup, 8 fa community shield, 2 şampiyonlar ligi, 1 kupa galipleri kupası, 2 kıtalararası kupa ve 1 uefa süper kupası kazanmıştır.
  • bizim fm serisinde yaptıklarımızı gerçek hayatta yapmış adamlardan birisi.bunu yapan bir diğer isim de brian clough.
    güzel adamlardır...
  • sakız adam.

    her şey bir yana bu adam sakızı ve gözlükleriyle hatırlanacaktır.
  • demis ki sir a.f: "sorun aslinda hicbir zaman messi degildi.sorun iniesta ve xavi idi.butun gece topu ayaklarinda tutabilirlerdi."
  • bir daha çık gel samsun'dan dediğim efsane teknik direktör.
  • hocalığı bıraktıktan sonra manchester united sıradan bir premier lig takımına dönmüştür. efsane hocaymış gerçekten. atatürk öldükten sonra chp'nin geldiği son noktayı ile manchester unıted'ı bıraktıktan sonra möanchester'ın geldiği son noktaya benzerlik göstermektedir bence.
  • 2001 yilinda emekliligine karar verip bunu yonetime bildirdiginde ailesi araya girmis ve karisinin "sagligin yerinde ve seni evde istemiyorum" sozleriyle de bu kararindan vazgecmis. ancak daha o zamanlarda "bana cok alistilar ve koskoca manchester united'in benden sonrasi plani yok" diye de dusunmeye baslamis.

    o donemde istifa etseydi yerine sven-göran eriksson'un gelecegini dusunuyormus. bir kac kez yonetimin ve hatta paul scholes'un agzini yoklamis ancak net bir cevap alamamis.

    yillar icerisinde ise bu goreve tam olarak uygun gordugu bir yardimcisi olmus aslinda; carlos queiroz. gerek kisisel ozellikleri, gerekse de teknik yeterliligi acisindan bu gorev icin ondan daha uygun birisi olamazdi diyor kitabinda ama queiroz ulkesine duydugu ozlemle portekiz'e donunce bu da olmamis.

    bu arada kendisi united icin o kadar buyuk bir efsane ki, birakma karari duyuruldugunda takim 10 macta 5 galibiyet 5 malubiyet alirken, kalacagini acikladiktan sonra hayvani bir galibiyet serisine giriyor.

    tabii ki kendisinin de hatalari var ve kabul etmekten de cekinmiyor. sanirim bu hatalarinin en unlusu peter schmeichel sonrasi karmasik bir kaleci donemi ve jaap stam. sir aslinda schmeichel'dan sonra kaleyi edwin van der sar'a devretmek istiyor ama o donemde juventus araya girince bir iki sacma deneme sonrasi fabian barthez'de karar kiliyorlar. fakat barthez "the butter fingers" icin de pek olumlu konusamiyor tabii ki. sonrasi malum...

    stam icin ise, hem yasi hem de tendon sakatligi nedeniyle "artik gonderebiliriz" dusuncesine giriyor ve yerine de lauren blanc'i wes brown'a da mentorluk etsin diye takima katiyor. ancak hem blanc isteneni veremiyor, hem de stam'in takima katkisi ayrildiktan sonra cok daha iyi anlasiliyor. rio ferdinand gelip uyum saglayana kadar da savunma aksamaya devam ediyor.

    hatalari oldugu gibi, kendisine karsi isyan bayragi da acilmamis degil haliyle. manchester united gibi bir takimi yonetiyorsaniz mutlaka buyuk egolarla da kapismaniz gerekir ve roy keane de bunlardan en uyumsuz olanidir herhalde. o kadar ki isler sonunda mahkemeye kadar gelmis.

    keane kuskusuz zamaninin en etkili defansif ya da box to box ortasahalarindan biriydi. ancak mevki ve rol geregi yaslanma ile birlikte verimliligin en hizli dustugu bolge de burasidir tabii. ferguson da bunu fark ettiginde artik eskisi ileriye cikislar yapmamasini, orta cizgiyi gecmemesini tembihlese de keane eski aliskanliklarindan vazgecmiyor ve vucudu da eski tempoyu kaldiramadikca kotu maclar cikarmaya basliyor haliyle. ancak kocaman egosu bir yandan suclayacak ve ustune gidecek bir seylere ihtiyac duydugu icin bir gun antrenman kampini begenmiyor, bir gun calisma yontemlerini sacma buluyor ve hatta sir'un kiymetlisi carlos queiroz'u sorgulamaya bile basliyor. tum bunlarin ustune is en son united tv icin bir roportajda butun takima tek tek sallamaya kadar geliyor. dusunun ki tv'de yayinlanacak bir programda takim kaptani cikip herkes hakkinda tek tek bir seyler salliyor.

    kaset yayinlanmadan roportaj ferguson'in kulagina gidiyor ve o da "butun takimla bu kasedi izleyecegiz ve yayinlanmasini isterlerse o zaman yayinlanacak" kararini veriyor. sonuc; keane, van der sar'a saldiriyor ve ruud van nistelrooy da arkadasini korumak icin ileri atlayinca olaylar buyuyor.

    ertesi gun ferguson idmanda takima kaptanlarini gondereceklerini soyluyor ve manchester'in gercek sahibinin kim oldugunu gosteriyor. daha sonralarda keane'nin aciklamalari yuzunden united yonetimi kendisini mahkemeye vermeyi bile dusunuyor ama sir bunun keane'nin show'u olacagi gerekcesiyle yonetimi bundan vazgeciriyor.

    arsene wenger ile aralari baslarda iyi olsa da, invincibles'in yenilmezlik serisine son verdikleri mactan sonra buyuk bir kavgalari oluyor. hatta soyunma odasinda cesc fabregas kendisine pizza firlatmis olaylar sirasinda.

    jose mourinho'nun ilk aciklamalarindan sonra (bkz: special one), "kustah" diye dusunse de, sonrasinda ne kadar icten ve samimi oldugunu gorup cok iyi arkadas oluyorlar.

    calistirdigi en yetenekli oyunculari sayarken paul scholes, ryan giggs ve eric cantona'yi soyluyor. ancak tabii ki en yukarda cristiano ronaldo var. daha genc bir oyuncuyken bile nasil bir sey oldugunu ve transferini de anlatmis; (bkz: #104059131)

    ruud van nistelrooy ile de sorun yasiyor kendisi; (bkz: #104311269)
    david beckham ile malum krampon olayi var; (bkz: #103899870)
    owen hargreves'in sakatliklarindan dolayi saglik ekibini suclamasi isleri neredeyse mahkemeye tasiyor;

    futbolun disinda ise;

    *futbolu 32 yasinda biraktiktan sonra bir yandan st mirren takimini calistirirken, bir yandan da glasgow'da pub isletiyormus.

    *kendisine 99'da ingiltere milli takimi icin teklif gelmis ancak bir iskoc olarak bunu olanaksiz bulmus. "ingiltere'yi 150. yapacagim, 149. da iskocya olacak" diye espriler yapiyormus hatta.

    * sosyalizm gorusunu benimsemis bir isci partiliymis kendisi. aktif olarak rol almasa da "beni james cameron'in yaninda goremezsiniz" diyecek kadar da netmis tavirlarinda.

    * neredeyse her zengin briton gibi kendisi de atlara cok duskun. hatta yaris atlarindan birisinin cok onemli iki birinciligi varmis. atin ismi de "what a friend" bu arada.*

    * sarap da tabii ilgi alanlarindan biri olmus.

    * john f. kennedy ile ilgili takintisi varmis. biyografiler ve hakkinda cesitli kitaplara sahipmis. otopsi raporunu bile edinmis hatta.

    yillardir kendisinin yerini doldurmaya calisiyor manchester united ama ole gunnar solskjaer kadar kimse yaklasamadi buna hala. oyle bir isim ki kendisi, artik bazi konularda "constant" olmus, her goreve baslayan teknik direktor icin "x'in alex ferguson'i olacak" diye hedef konuluyor.

    yasayan efsane.
  • sahsi gorusum, kariyerinin en parlak sayfalarinin manchester united'dan ziyade aberdeen'de oldugu yonundedir...

    malumunuz, iskocya'da rangers-celtic hegemonyasi var... bu iki ekip gunumuzde toplam 105 sampiyonluk kazanmis durumdalar iskocya'da... onlarin disindaysa geri kalan takimlarin toplam sampiyonlugu sadece 19... alex ferguson 1978'de aberdeen'in basina gectigindeyse aberdeen sadece 1955'te tek bir sampiyonluk yasamis bir kuluptu... iskocya kupasi'niysa iki defa muzelerine goturmuslerdi...

    ferguson, aberdeen'i calistirdigi sekiz sezonda takimina uc sampiyonluk kazandirirken iki defa ikinci, bir kez ucuncu, iki kere de dorduncu oldu... dort kez de iskocya kupasi'ni kazandi...

    hepsinden onemlisiyse aberdeen, 1982-83 sezonunda kupa galipleri kupası'ni, ustelik finalde real madrid'i yenerek kazandi (bkz: 11 mayıs 1983 real madrid aberdeen maçı) ayni kupanin ceyrek finalinde de bayern münih'i elemislerdi... bu da yetmedi, uefa süper kupası'nı da hamburg'u devirerek kazandilar... ustelik tum bu basarilar, 200 bin nufuslu kucuk bir sehrin takiminin, tamamen iskoc oyunculardan olusan kadrosuyla elde edildi...

    iste alex ferguson boyle bir efsanedir...
hesabın var mı? giriş yap