• beni tanımayanlar için, baştan yazayım, galericilik yapıyorum.

    son zamanlarda meslekten iyice soğudum. elimdeki otomobilleri satıp, mümkünse bir süre kendimi nadasa bırakmanın peşindeydim. komple kopmak demeyelim de, biraz uzaklaşmaya ihtiyacım vardı.

    internette de bir taraftan küçük şehir otomobili bakıyordum kendime. hem de önümüzdeki sezon türkiye ralli şampiyonasına katılacağımız için, farklı şehirlere gidip gelebileceğimiz, gittiğimizde de recce turlarını atabileceğimiz bir otomobil arayışındaydım.

    genel olarak 106 gti, c2 vts ve saxo vts arıyordum. çünkü ralli otomobilim de temelde bir 106 gti. hiç aklımda yokken, bir anda mito ile denk geldik.

    ikinci sahibinden satılıktı. modifiyesizdi. güzel de duruyordu. 1.4 turbo motorlu, t-jet dedikleri üniteden, 155 beygir distinctive modeli. yani halk tabiriyle “full” bir araç.

    hayatımda daha önce hiç alfa romeo’m olmamıştı. bir anda pazarlığını yapıp, kendimi direksiyonunda buldum.

    şimdi gelelim otomobile...

    öncelikle, sınıfında hiç bir otomobilde görmediğim (unuttuğum varsa lütfen yazın) çıtasız kapılar var. bence inanılmaz sportif bir detay. model yılını düşünürsek, ledli stopları ve mercekli farları da, sınıfı dahilinde oldukça teknolojik.

    esas beni kalbimden vuran şey ise, 4 pistonlu brembo fren kaliperleri ve 305mm diskler. mükemmel bir detay. özellikle benim kullanımımı düşünürsek, tam manasıyla biçilmiş kaftan. üstelik, brembo, bu zevki bir tık ileriye taşımak isteyenlere, delikli ve standarttan daha dayanıklı diskler üretiyor. ebc yellowstuff balata ile uyumlu çalışıyor bu diskler, fiyatı da 250 euro. mart ayı gibi sipariş etmeyi düşünüyorum. fren performansı daha da iyi olacak. bu haliyle, sanıyorum bir kit-car kadar iyi duruyor olacak. bir yol otomobili için, anlatılmaz, yaşanır. inanılmaz bir detay.

    araçta, yine sınıfında pek görülmeyen, ender bir şey var ki, yol tutuş anlamında oldukça önemli; q2 diferansiyel.

    virajlarda, örneğin sağa dönerken, aracımız sola yatar. sağ ön tekere binen ağırlık azalır. bunun sonucunda, verdiğimiz güç ile, normal diferansiyelli otomobillerde, üzerinde ağırlık olmayan teker patinaja düşer. araç önden kaymaya meyilli hale gelir.

    işte q2, tam bir kilitli diferansiyel değil, ama bu patinaja düşme durumunu sezdiği anda, ağırlığın bastığı diğer tekere gücü vererek, aracı çizgisinde tutar. bu da, hem viraja daha güvenle girmenizi, hem de viraj içinde gaza yüklenerek, virajdan çok daha hızlı çıkabilmenizi sağlar.

    bunun haricinde, günlük hayatta da, su birikintilerinden geçerken, veya viraj içerisinde iki tekerin ıslak, iki tekerin kuru zeminde dönmesi gereken yerlerde, aracın kaymamasını ve kendini bozmamasını sağlar.

    yine bu sınıfta görmediğim, hoşuma giden bir diğer özelliğe değineyim; sürüş modları. aracı aldığım gün, hava -7 dereceydi. yollar kar-buz. all weather seçeneği ile, gaza bassanız da, sakin gidiyor araç. hem yakıt tasarrufu, hem de karda patinaja düşmemenizi sağlıyor. normal modda araç davranması gerektiği gibi davranıyor. dynamic (dna) modunda ise, araçta sanki sprintbooster varmış gibi, gaza az bassanız da, çok gidiyorsunuz. bu da, hızlı ortamlarda avantaj.

    benim aldığım araçta, herhangi bir modifiye yok. olduğu gibi 155 beygir ve bence bu güç oldukça yeterli. ben de güç anlamında bir modifiye düşünmüyorum. ama araç yazılım ile 180 beygirleri görüyor. ülkemizde t-jet motordan 250 beygirler civarında alan da var. ama dediğim gibi, bence aracın gücü oldukça yeterli. yine de, k&n kutu içi filtre, ngk iridyum buji, komple tüm filtrelerin değişimi ve bir yağ değişimi yapacağız pazartesi günü. aynı şekilde, egsoz da standart olarak kalacak. aracın standart sesi kötü değil. bunu yükseltmenin bir anlamı yok.

    aracın üzerine dandik bir yay takmışlar, veya pres yaptırmışlar, emin olamıyorum. araç orijinalinden basık. ama çok sekme yapıyor. bu hoş değil. aracı alır almaz rahatsız oldum. kalitesiz malzeme kullanıldığı bariz. bu sebeple, vogtland komple amortisör seti sipariş ettim. standart mito’ya göre, 25mm alçak duracak. ama amortisör ile beraber geldiği için, aracın yol tutuşunu iyi anlamda etkileyeceğini düşünüyorum. avrupadan yola çıktı. gelir gelmez takılır, tekrar editlerim.

    bu arada, araç temiz asfaltta beklediğimden çok çok daha iyi yol tutuyor. ama zıplama olayı kötü.

    aracın üzerinde sava markalı kışlık lastikler var. buna rağmen pürüzsüz yolda iyi yol tutuyor. 225/45/17 ölçüsünde lastik kullanıyor, bu güzel, çünkü semi-slick olarak seçeceğimiz bol. kumho, nankang ve michelin seçenekleri var, sanırım michelin pilot sport cup2 lastikleri tercih edeceğim. çünkü araç sadece pistte veya etaplarda değil, günlük hayatta kullanılacak. günlük hayata en uygun semi slick lastik, bence michelin.

    mito sever bir arkadaşım, uğraşmış didinmiş, mito için gergiler ürettirmeye başlamış. ondan da gergileri aldım. ürettirip yolladı. onlar da yolda. bagajın ortasından kırmızı bir gergi geçecek. inanılmaz seksi bir detay olacak. şimdiden heyecanlıyım.

    bunların haricinde, spor koltukları var, sürüşe yardımcı diyebiliriz. benden önceki sahibi pioneer ekran, geri görüş kamerası, bluetooth ve ses sistemi falan yaptırmış. yaptırırken de kaliteli bir şeyler yaptırmış, o yüzden araçta ses kalitesi oldukça iyi. geri görüş kamerası da güzel, çünkü aracın arkası pek gözükmüyor.

    toparlamak gerekirse, hayatımda ilk kez alfa romeo bir otomobil alıp kullanıyorum. galerici olmama rağmen, aracı “keyfine” bile ilana koymayacağım. gelir birisi parayı bastırıp almak ister, satarım, üzülürüm. hiç gerek yok. çok büyük bir terslik çıkmazsa, uzun uzadıya binerim ben buna.

    “ruhumuz olmadan, sadece birer makineyiz.”

    işte bunu anladım. ne yazık ki, bunu biraz geç anladım. ama zor kaybederim.

    he, hiç mi eleştireceğim bir şey yok? tek bir şey var, direksiyonu azıcık sert olabilirdi. fazla yumuşak yapmışlar.

    ama o kadar kusur, kadı kızında da olur.

    edit:q2 diferansiyel ile alakalı yazmayı unutmuştum, onu da ekledim.
  • 15 günlük kullanım sonucu ilk izlenimlerim arabanın felaket derecede kaçtığıdır. hatta üzerinde d.n.a. isimli sürüş sisteminde d*'ye alınca araba tamamen kolay kullanımlı şehir içi arabası olmaktan çıkıp delirmekte ve gaza fütursuzca basarsanız ufak ufak sağa sola kafa atmaktadır. normalde 155 hp, 206 nm tork bu d'ye atma işlemi sonucu 230 nm'ye çıkmaktadır. videolarından, basın lansmanından falan görünen usb girişi mp3 çalmak için standart olarak geldiği izlenimi doğursa da opsiyoneldir, ayrıca beraberinde standart olarak gelen ses sistemi bir golf'ünkinden iyi olmadığı için müziğe gönül vermişlerin bir bin euro daha gözden çıkartıp gene opsiyonel olarak gelen bose ses sistemine para vermeleri elzemdir, ben yapmadım diye kendi kendime çok kızmaktayım misal. arabanın 155 hp olması sadece turbo'nun işi değil aynı zamanda intercooler'ın da işidir, dolayısıyla biraz gazlanılan bir gezintiden sonra arabayı park ettikten sonra 1-2 dk kadar motoru rölantide çalıştırıp dinlendirmenin motorun ömrü açısından iyi geliceği söylenmektedir. ayrıca hata affeden bir arabadır, gereksiz bir süratle girilen ve amı götü dağıttığımın resmidir diye düşündüğüm bir anda araba virajın tersi frenleri sıkarak mı artık nasıl yaptıysa direk toparlamıştır da ben bu entryi güzel güzel bitirmeme olanak tanımıştır. gerçi bir de euro ncap testlerinin en başarılısı onu da söylemeden geçemeyeceğim.

    edit: 1 ayı geçti sanırım, en başlarda ortalama 14-14,5 l lik yakıt tüketimi yavaş yavaş 12 l'ye düşmüştür. gene de fazladır ancak biraz gaza fazla bastığımı da eklemeden geçemeyeceğim. ve deposu çok ufak 125tl'ye doluyor ve aşağı yukarı 350km ancak gidiyor. uzun yolda görmek lazım birde yakıt tüketimini tabiki.
    edit2: evet son benzin zamlarından sonra 140yl civarlarına dolan depoyla ve motorun olmadığı söylenen rodaj dönemini de bitirmesinden sonra o bir depo basınca min 350km basılmadığında ise 450km civarı yol yapmıştır. şehirlerarası ise 550km bulunur diye tahmin ediyorum...

    edit 3: italya da çalışmaya başladığımdan dolayı ve italyaya getirme döküman masraflarının çokluğundan 17binde satılığa çıkardığım, özlediğim..
    edit 4: gitti güzelim araba.. sattık, şimdi ne zaman biryerlerde görsem ki şu yaşadığım şehirde* adım başı görüyorum, içimi bir hüzün kaplamakta.. çok özliyeceğim çok..
  • yarın saat 14.00 sularında kasa yenileyecek araç.
  • yıllardır junior olarak telaffuz edilen, daha sonra furiosa* olarak piyasaya sürüleceği dile getirilen ancak milan ve torino kentleri isimlerinden ve italyanca mit kelimesinden esinlenerek isminin mi.to olmasına karar verilen; fiat grande punto ve opel corsa ile ortak platform kullanılarak inşa edilen küçük sınıftaki yeni alfa romeo modeli.

    8c competizione*'nin izlerini gördüğümüz ön ve arka tasarımıyla birlikte etkileyici bir tasarıma sahip olan mi.to'nun mini'nin tek başına takıldığı kalburüstü küçük sınıfta kendine güzel bir yer edineceğine dair şüphemiz yok.
  • alfa romeo'nun haşarı ufaklığı mito 2008 yılından beri üretilmesine ve artık eski bir tasarım olarak kabul edilmesine rağmen halen sınıfının en seksi ve en sıra dışı otomobili olmayı sürdürüyor.. tahminlerime göre milano şehrindeki italyan yöneticiler 2018 yılı sonunda bu modelin üretimine son verip yerine de yeni bir model üretmeyi planlamıyorlar. ancak bana kalırsa dış tasarımda ufak tefek kozmetik yeniliklerle(mesela led farlar ve led stoplar) ve iç tasarıma da giulietta dan alınacak göstere tablosu, direksiyon, dijital klima kumandaları ve en az 10 inç boyutunda android auto ve apple carplay destekli bir multimedya sistemi eklenerek en az bir 5 yıl daha oldukça iyi satılacak ve hem alfa romeo ya hem de bayilerine para kazandıracak kadar iyi bir altyapısı ve cazibesi halen mevcut aslında..

    son olarak artık eski(teknolojik olarak bir çok güncelleme yapıldı ancak tasarım olarak sınıfının en eski modeli) ve alfa romeo nun nedense ihmal ettiği bir model olmasına rağmen birçok avrupa birliği pazarında halen satış rakamları da oldukça iyi durumda bu ufaklığın.
  • qv modelini 1 yıldan uzun süre kullandım. bmw den daha keyifli sürüşü ve dinamikleri olan bir arabadır. türkiye de yeterli ilgi ve saygıyı görmemesine rağmen benim gözümde ve kalbimde yeri ayrıdır.
  • türkiye piyasasına ilk çıktığında aldığım ve yaklaşık 3 sene 1.4t 155 beygir olanını kullandığım araç. bir keresinde şehirler arası yolda giderken polis durdurmuştu.

    hayırdır memur bey bir hatamız mı oldu dediğimde, yok hayır ilerideki radardaki arkadaş söyledi, durdurup bu araba nedir ne markadır diye bakmak istedik diye cevap verdi. :)
  • 2 yıldan beri kullanmakta olduğum ve servis dışında size hiç bir sorun çıkarmayan tam bir şehir arabası. servis konusunda ne sıkıntıları var derseniz 'tamamen duygusal' .
  • dün itibarıyla sahip olduğum güzellik abidesi.1.4 multiair tct. siyah dış renk. krom kaplama aynalar ve kırmızı deri koltuk kombinasyonu.dna özelliğine değinmeden geçemem.normal modda gayet sakin ve ekonomik.dynamic modda ise araç epey sinirli bir hal alıyor.190 - 200 km hızlara hiç üzmeden çıkabildiğini söyleyebilirim.yollardaki sayı adedi az olduğu için meraklı bakışlar zaman zaman sürücüyü rahatsız hissettirebilir.özetle şimdilik çok sevdim.

    2yıl sonra gelen edit:hala severek biniyorum.
hesabın var mı? giriş yap