• 1975 yılında çok sıradışı bir requiem'e imza atmıştır schnittke. öncelikle, "normal" requiem dizilimini pek önemsememiş, bazı parçaları kısaltıp diğerlerini*` : lux aeterna` toptan atmıştır eserden. ikinci olarak, enstrüman seçiminde hayli ilginç kararlar vermiştir. yaylı çalgıların bulunmadığı requiem'de şu enstrümanlar dikkat çekmektedir: piyano, vibrafon, marimba, celesta, glockenspiel, elektro gitar, bas gitar, (evet) bateri, tamtam, vs.

    ortaya çıkan eser, fazlasıyla karanlık, hatta iç karartıcı denilebilecek bir yaratı(k)tır. öyle ki, dies irae'de bile bir gölge düşmüş gibidir bestenin üzerine, bütün önemli parçalar tek sesten başlayarak yayılır, sanki uzaklardan gelen tekinsiz bir bulutun gökyüzünü kaplaması gibi insanın ruhunu kaplar. gerilimi müthiş sağlamıştır schnittke.

    fakat ne zaman ki, (normalde bir requiem'de bulunmayan) credo bölümüne sıra gelir, bütün iş değişir işte orada. koronun (yine tek sesli başlayarak) yürütüp götürdüğü melodiyi, nefesliler devralır, büyük bir kreşendodan sonra bir de bakarsınız, bölüm bitmiş... hayır bitmemiştir o, tam en umutsuz anında yeniden bütün gücüyle girer melodi. üstelik elektro gitarlar ve baterinin eşliği ile. tam bir kopma noktasıdır bu işte. dinleyicinin gösterdiği eyüp sabrının ödülüdür, bütün umutsuzluğa karşın elde tutulan inancın zaferidir...

    sonrasında geriye bir tek requiem aeternam demek kalır son bir kez, ardımızda bıraktıklarımıza bakarak, ve başımız dik yürürüz, "zum sterben und zu unserer ruh*"
  • 1998 yazinda bir seminerde in memoriam eserini analiz ettigimden bir gün sonra hayata gözlerini yummus olan bestecidir. eserde bach´in b.a.c.h. (alm. si bemol, la, do, si) temasi kullanilmaktadir ve bach bu temayi ölümü sebebiyle tamamlayamadigi die kunst der fuge eserinin yarim kalan son bölümünde de kullanmisir.
  • izlenimcilik döneminin sovyet asıllı bestecisidir,aslında çok yakın bir tarih sayılan 1998 de ölmüştür.bıraktığı eserlere ve faust kantatına bakılırsa,eserlerinde o çok işlediği cehenneme gidip gitmeme olasılığı tartışılır,kim tartışır onu bilmem ama normal bir insan nasıl böyle eserler bırakır diye kafa yorup, tartışanlardan biri ben olabilirim..bırakılan güzel eserlerin yoğunluğuyla dikkat çeken izlenimcilik dönemine o da göz ardı edilemeyecek katkılarda bulunmuştur,iyi ki de bulunmuştur.
  • rus müzik dünyasındaki lakabı "tankist" olan rus besteci.

    müzik eğitimine babasının gazetecilik yaptığı viyana'da başlamış, daha sonra rusya'da moskova konservatuvarı'nda nikolay rakof ve yevgeniy kirilloviç golubef ile çalışmış, aynı kurumda 1972 yılına dek eğitimcilik yapmıştır. ikinci viyana okulunun etkisinde kalmış ve çok tartışma yaratacak bir meseleyi kendi diliyle ve çalışmalarıyla ortaya atmıştır: polistilistik müzik.

    şnitke (bestecinin adı bu şekilde yazılmalıdır), farklı dönem bestecilerinin temalarını ve stillerini müziklerinde kah aynen, kah modifiye ederek kullanmaya başlamıştır. bu çalışmalar (ve bestecinin politik yaklaşımları) müzik dünyasında, özellikle de rusya'da büyük tartışmalara yol açmış, kimi müzsiyenler şnitke'nin farklı bir bakış açısı yakaladığını söylemiş, kimileri bu eserleri "yeteneksiz bir aranjörün değersiz çabaları" olarak nitelendirmiş, kimileri de şnitke'yi hırsızlıkla ve mesleki ahlaksızlıkla suçlamıştır ki, bu suçlamalar ve eleştiriler, söz konusu eserler dönemin müzik eleştirisi çerçevesi içerisinde ele alındığında, hgayet tartışmaya açıktır. "bir bestecinin, başka bir bestecinin stilistik özelliklerine ve temalarına, ezgilerine ihtiyacı var mıdır?", "varsa eğer, o kişiye nasıl besteci denebilir?" gibi sorular, dönem avrupası'nda bir tartışma başlatmıştır.

    şnitke, rus müzik dünyasında kendisine takılan bu "tankist" lakabını, biraz da bu tartışmaların etkisiyle edinmiştir. bestecinin hiç bir estetik kaygıyı göz önünde bulundurmadan, başka bestecilerin temalarını kullanması ve bu temaları birbirleriyle bağdaşmayan malzemelerle işlemeye çalışması üzerine, bir "tank personeli" gibi kulaklarını tamamen tıkayarak çalıştığı düşüncesi, ona bu takma adı kazandırmıştır.

    şnitke, 20. yüzyılın en verimli, en tartışmalı ve ilgi çekici bestecilerinden biridir.
  • arvo part'in, albümüyle aynı adı taşıyan tabula rasa adlı eserinde prepared piano çalmışlığı vardır.
  • bilkent senfoni orkestrasının repertuarına alması, çalışması, çalması ve benim de o konsere gidebilmem sayesinde dün akşam öğrendiğim besteci. sahne sanatlarında da aynı cesareti bekliyorum ama bu başka bir entari konusu.

    dün akşam dinlediğimden beri bu adamın müziği beni cezbetmeye devam ediyor. kıt kanaat müzik bilgim ile görebildiğim kadarıyla bestelerindeki enstrüman çeşitliliğini müzik tarihine bir selam, bir minnet ve şükran gibi oluşturuyor. "uyumlu" ve birbirinin çağdaşı enstrümanlar gibi bir derdi yok. bilakis deli saçması bir cümbüş var ve bu bir ziyafet.

    schnittke ve polystylism hakkında daha bilen birisinden bilgi almak isterseniz: https://www.quora.com/…-styles-used-in-the-examples
  • 1985 te yazdığı viyola konçertosunun prömiyerini ve ilk kayıdını yuri bashmet yapmıştır.
  • viyola için en çok eser yazan bestecilerdendir.
  • sovyet asilli besteci (1934-1998).
hesabın var mı? giriş yap