• safça bir düşünceyle başbakana karşı görüşünü açıkça ifade edebilen birinin nasıl görevine devam ettiğini düşünüp sanırım ali bardakoğlu'nun da arkasında birileri var diye düşünmeye başlamıştım , halbuki sorun sadece biraz zaman geçmesiymiş , başörtüsü konusunda diyanete sorulmasını yanlış bulduğunu söylediği gün görevden alınması garip olabilirdi tabi , böyle daha iyi oldu....
  • siyasete karışmak istemeyen ama istemedikçe de siyasi odaklar tarafından kısa sürede perdeden indirilmiş kişidir. başbakan "başörtüsü konusunda diyanete danışalım" şeklinde bir öneri atmasından sonra bardakoğlu "diyanet siparişle karar almaz" diyerek gereken tutumu göstermiştir. ama laiklik konusunda bugüne kadar attığı adımlarla bütün o "beyaz türk"lere korku salmış başbakan böylesi bir açıklamayı kadıramamıştır ve görevinden almıştır.

    eklemek gerekirse bardakoğlu "başörtüsü dinin gereği ama ön şartı değildir" demiştir, "laiklikle dini bu noktada karşı karşıya getirmek doğru olmaz, başörtüsü kavramını çözmesi gereken siyasetçilerdir, biz değil" diyerek bir din adamı olarak üstüne düşen görevi yapmıştır. ama başbakanımız çok talihsiz bir şekilde bu ifadelerden sonra tek suçlu olarak durmaktadır şu an. ve bu olay çok büyük bir silsile yaratacaktır. görelim neler olacak.
  • evrim teorisinin okullarda hakikat olarak değil, bir kuram olarak öğretilmesi gerektiğini düşünüyormuş. olur, ama herşey karşılıklı, siz de tanrıyı bir hakikat olarak öğretmekten ve kabul etmekten vazgeçin. olur mu?
  • akp zihniyetini desteklemeyen, yobaz bir insan olmadığı için görevinden alındığını düşünüyorum. birkaç programda kendisini izlediğimde aydın bir adam olduğunu düşünmüştüm. özellikle başörtüsü konusunda yasa çıkartılırken diyanet işlerine fikir sorulmasının yanlış olduğunu belirtmesi önemli bir noktaydı. laik bir toplumda diyanet işleri diye bir kurum olması tartışılır tabi ama varken de başında böyle bir insan olması önemli idi.
  • maaşını ve başında olduğu kurum personelinin maaşını ödeyen ateistler, deistler, aleviler, ortodokslar, katolikler, museviler, süryaniler, pastafaryanlar, budistler, satanistler ... bu adamı ve başında bulunduğu kurumu eleştirebilirler.
  • suyu ısınmış diyanet işleri başkanı. eli kulağındadır, ben diyeyim iki siz deyin üç gün içinde istifası ajanslara düşer.
  • başbakanın mütemadiyen buyurduğu "bunu bir ulemaya sormak lazım" söz kalıbında yaratmak istediği "ulema" sınıfına uygun olmadığı için görevden alınmıştır.

    başbakana önerimdir, hiç uğraşmasın ulema sınıfı falan oluşturmakla, direkt atasın bir adet şeyhülislam o da rahatlasın, biz de...

    sonra borsa yükselir, faizler düşer, beyaz türkler nefes alır.
  • görevden alınma gerekçesi 8 yıllık görev süresinin yeterince uzun olmasıymış. bi dakka, 8 sene mi? lan...
  • ekmeleddin ihsanoglu, ihsan eliacik, mehmet bekaroglu ve ali bardakoglu.
    ortak ozellikleri resmi ya da gayri resmi onemli konumlara gelmelerine ragmen iktidarin nimetlerinden faydalanmayip, ozgur duruslarini korumalari. kimi politik kimisi o kadar politik degil. kimi sag goruslu kimi nerede ise komunist.

    turkiye'de din ve toplum ustune soz soyleyen sayili durust insanlar bunlar. daha cok konusmalari ve katki yapmalari sart. konustukca yipratilacak, pesine adam takilacak ve hakarete ugrayacaklar. ama sessiz kalirsam daha mi iyi olur sorusunu kendilerine sormalilar.

    eger din bu toplum icin onemli ise ki son 10 yilda din yanlis adamlarin elinde kalinca ne oldugunu goruyoruz, bu adamlar bu ulke icin son firsat niteligindedir.
  • şaka maka bir yana, özerklik konusunda kendisine gerçekten sonuna kadar hak veriyorum. "dib için islam hak dindir, diğer dinler de öteki dindir" derken de gayet haklı adam. dib ile devlet kesinlikle tamamen birbirinden ayrılmalı. bakın, üstüne basa basa tamamen diyorum. bu ne anlama geliyor? dib'in mesela eğitim konusunda, yani evrim teorisinin öğretiliş şekli ve zorunlu din dersleri gibi konularda, söz söyleme hakkının ortadan kalkması anlamına geliyor.

    yok eğer özerklik durumunda dahi devlet işlerine burnunu sokmayı sürdürecekse dib, türkiye'de bulunan gayrisünni tüm inanç ve hatta inançsızlık örgütlenmelerinin (aleviler, şiiler, ortodokslar, katolikler, protestanlar, museviler, ateistler, budistler vs.) temsilcilerinin de tartışmaya eşit koşullarda (ne bir eksik, ne bir fazla) katılmalarını da kayıtsız şartsız kabul edecektir.

    kısacası, gayet yararlı bir tartışma konusu atmıştır ortaya.
hesabın var mı? giriş yap