• başarılı çevirmen. semerkant isimli kitabı okurken amin maalouf' un kitabı türkçe yazmış olduğu izlenimine kapıldım bir an. sırf bu nedenle bile diğer tüm amin maaloufçevirilerini okuyacağım. emeğine sağlık.
  • zaten fazlasıyla insanın zihnini allak bullak eden duvar filminin, acı verici şekilde ortadan "kaybolmuş" damadını canlandıran oyuncu. arapların gözünden haçlı seferlerinin çeviren ali berktay ile bir yakınlığı var mı bilmiyorum. üstelik söz konusu kitaptan anlaşıldığı kadarıyla iyi çevirmen. eğer hepsi aynı kişi ise on parmağında on marifet olan biri olmalı.
  • yilmaz guney'in duvar filminde damat roluyle izledigimiz ki$iydi. ayrica futbol yorumlariyla zamaninda yarmi$, kiymetli $ahis.
  • iş bankası yayınlarında çevirdiği çocuk kitapları çok başarılı. çocuk kitabı deyip geçmeyin. bahsettiğim kitaplar düz metinler içermiyor. söz oyunları, şarkılar vs. var.
  • fosforlu cevriye adlı ankara dt'de oynayan ve gülriz sururi'nin sahnelediği oyunu yazan şahıstır.
  • çevirdiği kitapları okumak benim için tam bir işkence.

    annales okulu tarihçilerinden marc bloch'un ölümünden sonra lucien febvre tarafından yayınlanan kitabı tarih savunusu veya tarihçilik mesleği kitabının çevirmeni kendisi. kitabı geçen sene okudum. birisine üniversitede bir pozisyon, bir kürsü verildiğini anlatmak için "bir iskemlesi oldu" ifadesini kullanmış. ilk başta ne dediğini anlamadımsa da biraz düşününce "allah seni..." dedim.

    bu sene ise elimde françois georgeon tarafından yazılmış sultan abdülhamid biyografisi var. bu kitapta ise sayfa 339'daki cümlesine hiç dokunmadan sizlere aktarıyorum: "osman hamdi bey, bu müzenin ilk osmanlı müdürüdür." cümleye bakar mısınız? sanki müze yüzyıldır orada da öncesinde başkaları varmış başında gibi. kurucusu zaten osman hamdi bey.

    şu yaşıma kadar henüz okuma fırsatı bulamadığım amin maalouf'u ise kendisi çevirdiği için muhtemelen türkçesinden okuyamayacağım.

    neyse, sinirlenmiyorum. sakinim.
  • başarılı çevirilerinin yanı sıra, izmir devlet tiyatrosu'nun sergilediği "son çığlık" isimli muhteşem oyunu yazdı son dönemde. ayrıca ayşe emel mesci ile birlikte meyerhold oyunculuk teknikleri eğitimi'nde teorik dersler veriyor.

    tanışma fırsatı bulabildiğim için çok mutlu olduğum bir insan kendisi. konuşmasından tavrına, samimiyetinden gülümseyişine kadar her haliyle "güzel insan" profilini bünyesinde toplamış bir başka, bir iyi insan. her mahallede, işyerinde, okulda, evde, yani her yerde çok çok olsa onun gibileri diye düşündürdü bana kısa bir süre içerisinde. samimiyet ve sadeliği insan kişiliğinde görme mümkünatının en aza indiği şu günlerde onu tanımak ilaç gibi geldi gerçekten. dünyayı güzellik değil, böyle güzel insanlar kurtarabilir ancak, bir kez daha emin oldum. çok ve çok iyi yaşasın, herkese bulaştırsın güzel insanlığını.
  • amin maalouf'un les désorientés kitabını çevirdi. ayrıca türkçe adı (doğu'dan uzakta) ile muazzam bir anlam çevirisiyle böyle bir başlık düşünmüş fransızca versiyona. les désorientés radikali désorienter fiili ile harikalar yapan, semantik kelime oyunları yapan adam.

    1) de/dé/des/dés
    2) orient
    3) orienter
    4) désorienter
    5) désorienté(e)
    6) les désorientés
  • iş bankası kültür yayınları tarafından türkçe'ye çevrilen mutluluk nedir isimli kitabın çevirisini yaparken skandala imza atmış çevirmendir.
    kitabın orijinali burada looking for the rainbow's end. şimdi bu arkadaşın cv'si belli. istediği zaman nasıl çeviriler yaptığı da belli. yani bunu götüyle çevirmesinin sebebi tamamen isteği doğrultusunda gerçekleşmiş. gökkuşağından rahatsız oldukları çok belli çünkü aynı sayfadaki gökkuşağı resmi de ilerleyen baskılarda kaldırılmış. amaçları gayet açık.
    "looking for the rainbow's end" cümlesini "birlikte seyretmektir manzarayı hayranlıkla" olarak çevirerek ne elde ettiniz? ne kazandınız? çocukları neyden korudunuz acaba? gökkuşağı kelimesinden mi?
    asıl çocukların korunması gereken sizin hastalıklı zihniyetiniz.
    (bkz: iş bankası k.y. çocuk kitabında gökkuşağı sansürü)
  • kötü bir çevirmen.
    amin maalouf'un “empedokles'in dostları” kitabını çevirmiş. yky 2. baskının 151. sayfasında “adlı adınca” diye bir ifade var.
    zahmet edip tdkya bakmadım.
    koskoca fakülte bitirdim -hukuk- böyle saçma bir şeyle karşılaşsam -çünkü bayağı saçma şeyle karşılaştım- şaşırmazdım.

    kendisi burdan ulaşabilirse ibanımı yollayıp kitap ücretini talep edeceğim.
hesabın var mı? giriş yap