• ligin en sempatik takımlarından olan antalyaspor'u kısa sürede en itici takım yapmış başkanımsı.
    insanı antalyasporlu olmaktan utandıran.
  • fikret orman'ın yüzüne karşı söyleyebileceği "satmıyoruz" kararı yerine günlerce oyalamış, açılış töreninde davetlisi fikret orman'ın yüzüne bakarak satmayacağını şov yaparak açıklamıştır.

    aziz yıldırım'ın emir kulu olduğunu biliyorduk zaten. bu akşam başkanından güzel bir tebrik alır.

    yaptığı etik olmamakla beraber eto'o ile kürsüde yapılan kurguyu görünce orospu çocukluğu olduğunu düşünüyorum.
  • öncelikle, entrylerimden anlayabileceğiniz gibi koyu galatasaraylıyım.

    pek yazmamaya çalışıyorum bu tarz konularda ama bu adamın yaptığı terbiyesizlik bazı sınırları aşıyor. sen profesyonel bir takımı yönetiyorsun ve başka bir kulüple (türkiye'nin en büyük 3 takımından biriyle) bir konuda pazarlık masasına oturuyorsun. işte o kulübün başkanı ve teknik direktörü de belli ki bu vesileyle açılışına gelmişler. adamlara haber vermeden gidip şov amaçlı* pazarlık konusu futbolcuyu açılışta satmayacağını açıklıyorsun.

    amaç? nasıl bir kendini bilmezlik lan bu? nasıl bir özgüven? dingo'nun ahırı mı bu platform? milyon dolarlık şirketler yönetiyorsunuz.

    fikret orman ve şenol güneş'in o an içine düştükleri duruma sadece üzülebiliyorum. kalkıp gittiler mi sonra onu bilmiyorum. gittilerse haklılar. gitmedilerse sabırları için ayrıca tebrik ediyorum. ayrıca küfür olayı için; ağız okuma bilen biri olarak fikret orman'ın "habersizim" dediğine %100 garanti verebilirm.

    emin olduğum bir şey var ki bu adam antalyaspor'u batırır.

    diğer kulüpler de artık antalyaspor'la anlaşma yaparken iki kere düşünsünler. ben olsam ne futbolcu alırım ne futbolcu satarım böyle ciddiyetsiz bir kulübe. çocuk oyuncağı değil sonuçta halka açık şirketler bunlar. adamın şu yaptığı hareket bile kulüp hisselerini etkiliyor. kaç tane yatırımcıyı etkiliyor kim bilir.

    etik metik bilmeyen bu salak* iki sene içinde antalyaspor'un içine etmezse ben de bu işi bilmiyorum.

    bu olaya gülen, "haha, nasıl trollemiş" diyen andavallara ise birkaç empati fırsatı;
    -umarım gelsinler istesinler diyen müstakbel kayınbabanız gittiğinizde ailenizin yanına nah çeker.
    -davet edildiğiniz ve bütün önemli planlarınızı iptal ettiğiniz iş görüşmesini lobide beklerken sekreter gelip alımlarımız tamamlanmıştır, güle güle der.
    -umarım açıldığınız kız düşünmek istiyorum diyip iki gün süre ister, iki gün sonra başka bir adamla dudak dudağa görürsünüz.
  • bugünkü davranışı ile;

    "ergen olmak ne güzel amk.dert yok tasa yok."

    dedirten kulüp başkanı.

    (bkz: ergen isyanı)
  • şenol güneş : '' genç bir arkadaşımız, 50 yıl sonra futbolu konuşabiliriz onunla...''
  • baba parasıyla aziz yıldırımcılık oynayan ergen irisi. bugün işler iyi ama yarın işler kötü gittiğinde babası kulağından çekiverir.bir de büyük camialara saygısızlık yaparken iki kere düşüneceksin.ayrıca kendisi herkesin sempati duyduğu antalyasporu antipatik hale getirmekte.
  • doğma büyüme antalyalıyım. ışıklar çocuğuyum. kendimi bildim bileli antalyasporluyum. evimiz stadyumun hemen yanındaydı. müthiş çocukluk günleri. cepte 5 kuruş para yok haliyle çocukta para ne arar. dolayısıyla maça bilet alamıyoruz. bilenler bilir eskiden maçların ilk yarısı biter stadyum kapıları açılırdı. maçın ilk 45 dakikası stadyumun yanında hem top oynardık hem maçı dinlerdik. gol mü yedik gol mü attık seslerden canlı skor takip ederdik. en güzeli art arda 2 kere gol sesi gelmesiydi. bunun anlamı şuydu penaltı kazandık ve gole çevirdik. maçın ilk yarısının bitmesi ile kapılara hücum eder maça girer 2. yarıyı canlı seyrederdik.

    yaş biraz büyüdü atkının maç bileti yerine geçtiğini keşfettik. boynuna bir atkı takıyordun abiler bu bizden sen geç diyip maça sokuyorlardı. yıllarca gırtlak patlattık. uefa kupasında werder bremeni yendiğimizde de oradaydık, küme düşerken de, yeniden lige çıkarkende. en soğuk ilimize de deplase olduk en uzak ilimize de deplase olduk. mutlu anlarımızda oldu mutsuz anlarımızda.

    arkadaşlar ben antalyasporluyum. bu ülke topraklarında hiçbir futbol taraftarı küme düşmenin üzüntüsünü bir antalyasporludan daha fazla yaşamamıştır. antalyaspor taraftarı olmak ligin ilk haftası diğer takımları analiz edip o seneki düşme potasındaki rakiplerinizi tespit etmektir. bu sene de öyle bir sene. biz yine en büyük düşme adaylarından biriyiz. 2. yarı ne gösterir bilinmez ama bu sene diğer senelerden farklı olan birşeyler var

    ali şafak öztürk ilk geldiğinde ne yalan söyleyeyim camianın geneli gibi bende mutlu olmuştum. yıllarca yurtdışında eğitim almış, scouting yaptığı dünya futbolunu takip ettiği global bir internet sitesine sahip, genç, zengin ve efendi bir insan vardı karşımızda. kendinden önceki başkanımız gültekin gencer yönetici olarak çok ama çok başarılı olsa da menajer ilişkileri yüzünden büyük güven kaybetmişti. ali şafakın gelmesi demek bizim için şeffaf bir yönetim, mali olarak hesap sorulabilecek bir dönem demekti. geleceğe umutla bakıyorduk ama ne yazık ki işler umduğumuz gibi gitmedi

    yazımın bundan sonraki kısmı sadece ali şafak öztürk için değil türkiyedeki bütün kulüp başkanları için geçerli. ali şafak öztürk opetin ortaklarından bir diğer ortağı koç grubu. regnum otelinin sahibi. sınırsız harcamakla bitmez parası var. para ile alınabilecek herşeye sahip olma gücü var. helikopterler, yatlar, katlar aklınıza her ne geliyorsa. para herşeyi satın alıyor gibi gözükse de durum pek öyle değil. kulüp başkanlığı paranın açamadığı kapıları açıyor. cumhurbaşkanından randevu almak, valiye, belediye başkanına bir telefonla ulaşmak, televizyona çıkmak, ülke tarafından konuşulmak, milan başkanı ile sohbet etmek, monaco başkanı ile yemek yemek, tv den izlediğin etoo ile nasri ile goygoy yapmak, en önemlisi meşhur olmak...

    ali şafak öztürk antalyaspor başkanlığından kişisel olarak alabileceğinin maksimumunu aldı. kişisel hazza ulaştı. şu anda sıkılmış bunalmış bir ali şafak öztürk var. cebinden verip kendi keyfi için harcadığı paraları kurtarmanın peşine düştü. antalyasporu oyuncak gibi kullandı. şu an kurtulmanın yolunu arıyor. benim antalyasporumu 120 milyon borç ile alıp 400 milyon borç ile bırakıp gitmeye çabalıyor. ligin ilk yarısında maça bile gelmedi. nerede olduğunu bilen yok.

    ben antalyasporluyum. hep öyle kalıcam. hangi lig de oynadığının önemi yok. ali şafak ve ali şafak gibilere kulüpleri teslim ettiğimiz sürece bu duygular bir ömür boyu yaşanacak
  • futbolcularini kasap olmalari icin doldurusa getiren ergenimizin bu gece tatli tatli uyumasi dileklerimizle. sen isine bak, demecler falan...
  • bu sene ya da gelecek sene sonunda eto'o'nun alacaklarını ödeyebilmek için o yeni açılan tesisin elektrik parasını veya çalışanlarının maaşını ödeyemeyecek başkan. siyasi abilerinin gazına gelip, elinde para eden tek oyuncusunu satmayıp, kulübün geleceğini tehlikeye atan genç. kendisine, denizlispor, eskişehirspor, samsunspor, kocaelispor gibi takımların nerelerde olduğunu biri söylesin lütfen. kulüp kayyuma devredilirken, beşiktaş yeni şampiyonluğunu kutlamakta olur, merak etmesin..

    not : antalyalıyım. antalyaspor ve beşiktaş taraftarıyım..
  • daha önce de bu başlıkta yazmıştım, beşiktaşlıyım, doğma büyüme antalyalıyım. elbette, kendi şehrimin takımını da desteklerim.. aşağıda yazacaklarım, bu ali şafak denilen arkadaşın, zamanında beşiktaş'a yaptığı ayıpla alakalı değildir. o hareketi yapmamış olsa da düşüncelerim değişmezdi.

    bu ve bunun gibi arkadaşlar futbolu menajerlik oyunundan hallice zannediyorlar maalesef. ailesinin milyonlarına güvenip, 32 yaşında böyle bir yola çıkıp, siyasi desteği de arkasına alınca, dünyaları ben yarattım zannediyor. kendisini 'büyük başkan' zannediyor. babasının kendisine aldığı 'fıstık' gibi biniyor sırtına kulübün, vuruyor kırbacı. yine babasının parasına güvenip, istediği gibi at koşturuyor.

    taraftar çok seviyormuş. bedava bilet verdiği 07 gençlik tayfasından bahsediyorsanız, bu adamlara verdiği paraları, başkası verse, 90 dakika küfreder bunlar bu sefer, taraftara çok takılmamak gerekiyor.

    nasıl beşiktaş, galatasaray, fenerbahçe, hadi real madrid, barcelona'yı geçtim, sevilla gibi, roma gibi, everton gibi transfer yapamıyorsa (ekonomik anlamda), antalyaspor da 3 büyükler gibi transfer yapamaz. sen 4,5 milyonu nasri'ye, 2,5 milyonu menez'e veremezsin. hatta eto'o'ya bile veremezsin. çünkü gelirlerin belli, potansiyelin belli.

    antalyaspor, en son süper lige çıktığından beri maalesef, birilerinin elinde oyuncak oluyor. en son, menderes türel birkaç twit attı, ali şafak'a verdiği desteklerden bahsetti, 50 milyona tesis yaptık belediye kaynaklarıyla, 20 milyonluk yıllık sabit gelir verdik, dedi. sen bir şehir kulübünün, 20 milyonluk sabit gelirini, gider 1 tane futbolcuya bağlarsan, kusura bakma da ben bunda başka şeyler ararım.

    kocaelispor, sakaryaspor, mersin idman yurdu, antalya'dan daha fazla futbol kültürüne sahip şehirler, hepsi de büyük şehirler. bakın kulüpler nerelerde? orduspor nerede? ankaragücü bile nerelere düştü? antalyaspor'un da maalesef gideceği yer oralar gibi görünüyor, umarım yanılırım..

    ha bir de, son 3 yılda (gültekin gencer'in başkanlığı dönemi de dahil), hangi ıskartaya çıkmış futbolculara ne kadar fahiş paralar verildiği ve bu transferlerde hangi menajerlere nasıl fahiş paralar verildiği, bu menajerlerin ortaklarının kim olduğu da bir zahmet ortaya çıksın da, o zaman dediklerimiz daha somutlaşsın..

    bu haber de burada dursun;

    haber
hesabın var mı? giriş yap