• 2000 yılı fas yapımı, nabil ayouch'un yönetmenliğini yaptığı, sokak çocuklarını konu alan film. dünya genelinde 20 ödüle sahip.

    film oldukça güzel işlenmiş. sade ve yalın bir anlatıma sahip.

    "ali bok gibi yaşadı ama, bok gibi gömülmeyecek"
  • kardeşlerini kıskandıkları için değil, korumak istedikleri için kuyuya atan çocukların hikayesi; hırsızlık yapacak kadar ahlaksız, ramazanda tuttukları orucun işledikleri diğer günahları yok edeceğini düşünecek kadar ümitvar, amelin imandan bir cüz olmadığını bilecek kadar harika çocukların.

    "hayaaat! bir bok çuvalı"
  • 2000 yapım nabil ayouch yönettiği filmde ali, kwita, ömer ve boubker tinerci sokak çocuklarıdır. dib’in çetesini terk etmelerinden bu yana casablanca limanı ve çevresinde yaşamaya başlarlar. ama dip ve çetesi peşlerini bırakmaz.her ülkenin toplumsal bir yarası olarak lanse edebileceğimiz sokak çocuklarının ele alındığı bu filmin dünya genelinde 20 ödülü var..
  • toplumun dışladığı sokak çocuklarının yaşamları ve kaderleri yönetmenler için tükenmez bir merak kaynağı olmuştur; ve dünyanın dört bir yanında, zenginle fakir arasındaki uçurumun her geçen gün arttığı düşünülürse, yeni malzemelerin sonu hiç gelmeyecektir.
    ali zaoua prince de la rue ali zaoua sokakların prensi adlı filmde, hem yönetmen ve hem de senaristlerden biri olan nabil ayouch acımasız kazablanka sokaklarındaki yaşamları, çalmak, koşuşturmak ve mutlak olan ölümün bir adım önünde olmaya çalışmak üzerine kurulu olan üç evsiz faslı çocuğun hikâyesini anlatıyor. ölüm, dev bir "kayıp çocuklar" takımının kendi kendini başa geçiren zalim lideri dib’in said taghmaoui şahsında geliyor. dib’in sadistçe iktidar oyunları ve yerine getirdiği tehditleri, genişleyen çetesini kontrol altında tutarken, çocuklara sahip olamadıkları şeyi, yani kötü de olsa bir aileyi veriyor.

    filme adını veren karakter abdelhak zhayra filmin başlarında ölünce, arkadaşları güçlü bir denizci olma hayalleri kuran çocuğu uygun şekilde gömmek için çabalıyor. yaşarken asla ulaşamayacağı hayaline ölümünde ulaşmasını sağlayarak ali’yi onurlandırmak istiyorlar. büyük oranda amatör oyuncularla çalışan ayouch, metanet ve sefaleti rahatsız edici oranda gerçekçi olan filmle, güçlü bir belgesel hissi vermeyi başarıyor. genç ali’nin hayalleri, görüntü yönetmeni vincent mathias’ın büyük başarıyla yakaladığı ve zaman zaman beklenmedik güzelliklerle (ışıltılı ve zifiri gökyüzü gibi) yumuşattığı, kasvetli gerçeklerini etkisizleştiren parlak ve renkli animasyonlarla görüntüleniyor. filmi böylesine güçlü kılan şey, ayouch’un karakterlerinin zorlu yaşamlarını, bir yanda mizah, diğer yanda sakınmasız bir duygusallıkla başarılı bir şekilde karıştırması. ayouch sizi üzmek istiyor, sizi üzmeye ka¬rarlı ve bunu başarıyor. genç oyuncu kadrosunun kederli bakışlarının, sert dış görünüşlerinin altından kendini hissettiren dipsiz hüzünlerinin ve hayattan bezmişliklerinin bu konuda ona çok büyük yardımı dokunuyor. ali’nin genç arkadaşlarından birinin, çatlak ve çatallı çocuk sesiyle geleneksel bir ağıt yaktığı sahne, izleyiciyi sadece üzmekle kalmıyor, derinden sarsıyor. ali zaoua, dünyanın hem hızla yaklaşmakta olduğumuz yakın geleceğinin habercisi, hem de bugününü anlatan bir film.
  • evet film sokağın kayıp çocukları hakkında bir şeyler söylüyor ancak 'iki güneş birlikte doğduklarında ne olacak?' sorarak derinden etkileyecek bir film. (bkz: city of god)
    kenar mahalle çocuğunun yaşamından yorumlarken hayatın dibine çökelmiş acıları ve umutlarını (bkz: ali zaoua prince de la rue) bir sokak çocuğunun ölümü ile yorumluyor umutlarını ve hayatlarını.
    'hayat! bir bok çuvalı' mottosu sürekli ve sürekli tekrar ediliyor ta ki prensin yolculuğuna kadar!!! birisi çıkıp (bkz: le petit prince) ile benzerliklerini yazıversin bir zahmet
  • insanın içini derinlemesine titreten bir film, sokaklarda yaşayan bir grup çocuğun hayatını anlatıyor. gerçekçi bir atmosfere sahip ve oyunculuk oldukça başarılı. özellikle çocuk oyuncuların performansı çok etkileyiciydi. zorlu hayat koşullarının altında büyümeye çalışan çocukların hayatını duygusal bir şekilde anlatıyor. yönetmenin samimi yaklaşımı ve fas sokak kültürünün gerçekçi tasviri, filmi izleyicilerin kalbine dokunuyor. bu nedenle, filmi izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap