• döngüsü kırılabilecek duygu durumu. "ben ona benzemiyorum!" dediğiniz alıngan insanlara bakın ve siz o kişi olmasanız da ortak bir yanınız olduğunu kabul edin. sonra nefret ettiğiniz bu sıfatı size karşı kullanan insanlara yüzünüzü dönün. "eee?" deyin, "tam olarak sorun ne?" açıklarsa, dinler, çözersiniz. neyin onu rahatsız ettiğini öğrenirsiniz. anlamak ve anlaşılmak için herkes elinden geleni yapar. ama hiç açıklayamaz da kaçarsa, ithamda tekrara giderse, o zaman sadece sinirlerinize basmaya çalışan biri olabilir. boş verin. durum sizinle ilgili değildir. üçüncü olarak herkese bakın. herkesin mutlaka bir miktar alınganlık taşıdığını, sadece iyi sakladıklarını ya da yönlendirdiklerini fark ettiğinizde, bunun herkesin iç dünyasında yeri olan bir duygu durumu olduğunu fark edeceksiniz. baş etmek için kimin ne çeşit bir yol seçtiği maalesef başka mesele... ama, herkesin kalbi var. ve aslında herkes kendini korumaya çalışıyor. farkında mısınız?
  • temelinde ozguven eksikligi ve sevilmeme kaygisi oldugunu dusundugum davranislar butunu..
  • bazen de tepki göstermek istediğiniz şeyin karşı tarafın tepki anlayışıyla uyuşmadığı zaman ortaya çıkabilen durumun yanlış etiketlenmesidir.. bu durumun sürekli tekrarlanması sonucu ya çoğu şeye tepkisiz kalırsınız ya da topluluk içinde günah keçisi olur çıkarsınız.. iki durumu da inceleyelim:

    yanlış anlaşılmalar olmasın, ortam gerilmesin diye size yanlış gelen durumlara tepki göstermemeye başlarsınız.. bir süre sonra sesinizin çıkmamaya başladığını ve her şeye "hıı", "evet" gibi cevaplar vermeye başladığınızı farkedersiniz, kendi iç dünyanızda bir john dorian* edasında monologlar yaptığınız halde.. bu berbat bir durumdur.

    ikinci durumda ise, artık o kadar çok bu etikete* maruz kalmışsınızdır ki, kendi düşüncenizde bile çok da önemli olmayan, küçük bir tepki gösterdiğinizde, "al işte, alıngansın kızım kabul et, bik bik bik" gibi cümleler duymaya başlarsınız ki, bunun boku çıktığında da artık tepki gösterdiğiniz tek şey bu alınganlık meselesi olur.. bu da gerçekten çok can sıkıcı bir durumdur, zira "bakın, gerçekten yanlış anlıyosunuz, aslında bik bik de bik bik" diye başlarsanız hiç sonu gelmez, zira her cümleniz "yeter artık trip atma yaaa, off, abicim ne tripcanmışsın sen de" gibi cümlelerle kesilir..

    sonuç olarak siz kendi düşüncelerinizde savaşmakla kalırsınız, arkadaşlarınız sizi öyle tanımaya devam eder..
    (bkz: iki ucu boklu değnek)
  • aşırı hassasiyet.
    ömrünüzü kısaltır, yalnızlaştırır...oysa bakış açınızı biraz değiştirerek dünyanın sizin etrafınızda dönmediğini ve insanların sadece sizi üzmek için yaşamadıklarını kolaylıkla farkedebilirsiniz, böylelikle omuzunuzdan bin ton yük kalkar.
  • çocukken yetersiz, değersiz hissettirilmiş kişiler hayatının ileriki safhalarında istedikleri kadar büyük başarılar elde etsinler kendilerini nitelikli ve yeterli hissedemiyorlar. sürekli onaylanmayı ve beğenilmeyi bekliyorlar. en küçük yapıcı eleştiriyi dahi kişiliklerine hakaret olarak algılayıp alınganlık gösteriyorlar. koca insanlar komplekslerinin, kendi olamamalarının, yetersizlik hislerinin acısını davranışlarıyla başkalarına zulmederek çıkarıyor. oysa nefes alabildiğimiz her an bize verilmiş büyük bir şans; kendimizi onarmak adına.
  • adam çıkıyor karşına edeceği saygısızlığı ediyor, sen buna tepki gösterince adı alınganlık oluyor. anlamını bilmeyen ya da ettiği pisliği örtbas etmek isteyenlerin, insanı yaftalarken kullanılması daha bir öfkelendiriyor.
  • duygusal aslan burcunun klasik bir davranış biçimi .
  • ilgi eksikligi de alinganlik ile sonuclanabilir. bazen beklenen ilgi cesitli imkansizliklardan dolayi* degisik bicimlerde* gelse de yeterli olmayabilir. genellikle kiz cocuklarinda gorulen bu duygu ilgi eksikligi giderildiginde kendiliginden gecer*.
  • insanın, kendi iç dünyasıyla, dış dünyada olup bitenler arasında ayrım yapamadığı durumlarda yaşadığı bir durum. alıngan insan, başkalarının söylediği ya da yapıp ettiği şeyleri kendi iç dünyasına yönelik bir tehdit olarak algılar ve derin üzüntüler ve hayal kırıklıkları yaşar. oysa ki böyle bir tehdidin gerçekliği söz konusu değildir.

    alınganlığa karşıt olarak kırılganlık, gerçeklikteki bir durumdan (örn. incitici bir söz) kaynaklanmaktadır.

    (bkz: alınma)
    (bkz: kırılma)
    (bkz: kırılganlık)
hesabın var mı? giriş yap