aliye berger
-
atlas pasajı'nda yer alan küçük sahne'de sergilenen alyoşa adlı oyunla hayatına ve fikirlerine iştirak edebileceğiniz sanatçı kadın kişisi.
oyun bitiminde de galatasaray lisesi'nin köşesindeki yapı kredi müzesine giderek, oyunda röprodüksiyonunu gördüğünüz tablonun aslını görebilirsiniz. -
meşhur şakir paşa ailesi'nin son kızıdır aliye hanım. evvela, musikiye meyledip keman çalmış, lakin akabinde ressam olan ağabeyinden de etkilenip resme başlamıştır. dönemin soylu veletlerine keman öğretmenle yükümlü olan saraylı macar virtüöz charles berger'le evlenmiş, fakat kocasının ani vefatıyla sarsılmıştır.
aliye hanımın oyma baskıları pek namlıdır. üstelik memleketin ilk resmi dışavurumcularından da biridir. ömrünü narmanlı han'da noktalamıştır ayrıca. -
esi viyolonselci charles berger'dir. evlenmeden once uzun sure birlikte yasamislar, o donemde, hele de oyle aristokrat bir ailede bu durum epey problem olmus, aile bireyleri basinin etini yemislerdir. gravur yapmaya da, charles berger'i bir dolu badireden sonra evlenmeye ikna edip, evlendikten cok kisa sure kaybetmesi uzerine baslamistir. ufak tefek, biraz fazla suslu, hatta rukus denebilecek, ama oldukca sevimli, oyuncak bebek gibi bir kadinmis hakkinda okuduklarimdan cikardigim kadariyla. (bkz: sakir pasa ailesi)
-
hakkında yazılan iki biyografi kitabı vardır. biri emel koç tarafından diğeri oya baydar tarafından yazılmıştır. emel koç biraz sıkıyor, oya baydar'ın kaleminden okumanızı tavsiye ederim.
(bkz: elveda alyoşa)
"her şey aşk ve sevgiyle olur. hep buna inandım. aşk güzelliğin bir başka adıydı. en güzel adıydı. aşkla, sevgiyle yapılan her şey güzeldir çünkü. aşkın eli değdiğinde bana, her şey anlamını değiştirir. dünya daha bir büyülü gelir; bir bitkide, bir gün batımında, bir insanın bakışında tüm evreni görüyorum." diye açıklar aşkı, her şeyi renkli gördüğünü söyler fakat hayatı rengarenk değildir elbette.
aziz nesin ise ölümünün ardından onu şöyle tanımlar;
"en kötümser olduğunuz bir sabah evinizden çıktığınızda pembemsi çiçeklere durmuş bir ilkyaz dalı görünce, birden kötümserliğimizden kurtulup mutlulukla gülümseriz. aliye berger de bana, kış ortasında tomurcuklanıp çiçeklenmiş ve her zaman öyle kalmış bir ilkyaz dalı gibi gelirdi. o'nun cinmısırı patlayışlarındaki ivediliğine, her mevsim renk renk çiçek açmış kış ortasındaki ilk yaz dalı verimliliğine baktıkça mutlulukla gülümserdim. ne yazık, bunu ona hiç söyleyemedim." -
adını geniş sanat çevrelerine ilk kez 1954’te yapı kredi bankası’nın düzenlediği yarışmada birinci seçilerek duyuran ünlü sanatçı aliye berger 9 ağustos 1974’te istanbul büyükada’da öldü. sanatçı bir aileden gelen berger, şakir paşa’nın kızı, halikarnas balıkçısı’nın ile fahrünnisa zeid’in kardeşi ve füraya koral ile nejat devrim’in teyzesiydi.
aliye berger 1903’te istanbul’da doğdu, buradaki fransız okullarında eğitim gördü, resim ve piyano dersleri aldı. 1924’te türkiye’de bulunan macar keman virtüözü ve pedagog karl berger’den ders alan sanatçı 1935’ten 1939’a kadar berlin ve paris’te kardeşi fahrünnisa zeid’in yanında kalarak sanat hareketlerini izledi.
1947’de karl berger’le evlenen aliye berger, altı ay sonra eşli ölünce londra’ya giderek john buckland wright’in atölyesinde heykel ve gravür çalıştı, 1951’de türkiye’ye döndüğünde ilk kişisel sergisini açtı.
uluslar arası sanat eleştirmenleri derneği’nin (aica) 1954’te istanbul’da toplanan kongresi nedeniyle yapı kredi bankası’nın düzenlediği yarışmada ilk yağlıboya çalışmasıyla birincilik ödülünü, bir yıl sonra ikinci tahran bienali’nde ikincilik ödülünü aldı.
aliye berger desen ve yağlıboya resimler yaptıysa da çoğunlukla oyma baskı tekniğinde, siyah-beyazın ara tonlarında yapıtlar verdi. zımpara kağıdı, kasap kağıdı ve tülbenti malzeme olarak kullanan sanatçı günlük yaşamın kalıplarını, istanbul’un çeşitli köşelerini bazen gerçekçi, bazen de fantastik biçimde, özgün bir lirizm ve dışavurumculukla yansıttı. -
26 yıl beraber yaşadığı karl berger'i evlendikten 5 ay sonra kaybetmiştir. aynı gece kendisi de bir kuyuya atlayarak intihar eder fakat ailesi tarafından kurtarılır. bu sıkıntılı dönemindeki eserleri ile ilk türk kadın gravür sanatçısı ünvanını almış, ardında çok önemli eserler bırakmıştır.
-
istanbul’un kalburüstü ve soylu ailesi olarak kabul gören şakir paşa'nın en küçük kızıdır. büyükada’nın bir zamanlar simgesi haline gelen kırmızı şakir paşa köşkü’nde ikamet etmiştir. keman dersleri aldığı daha sonra kocası olan karl berger’e karşı duyduğu büyük aşk ve aynı zamanda şiddetli kıskançlık duygusu, bir kadını silahla yaralamasına sebep olmuştur. bu olayın sonucunda da otuz beş gün hapis cezası almıştır.
-
1954 yılında yapı kredi tarafından düzenlenen iş ve istihsal adlı yarışmada birincilik ödülünü kazanarak akademinin eski topraklarını duman etmiş, büyük sanatçı.
-
1954 senesinde yky'nin düzenlediği(bankanın 10. kuruluş yılı münasebetiyle) iş ve istihsal birincilik ödülü alan güneşin doğuşu adlı çalışmayı yapan kadın ressamımız. resim normal ebattan epey daha büyük bir hacme sahip. resmin sol üst köşesinde deli gibi dönen bir güneş ve sağ alt tarafında sepet taşıyan kızlar mevcut. söylendiğine göre van gogh'u anımsatıyormuş bu tablo. evet ben de biraz ay ışığı'ndaki renklere benzettim. bir de aliye berger alaylı bir sanatçı olduğu için vakti zamanında epey tartışma yaratmış eser. aliye berger bu tablosuyla ilgili şunları söylemiş:
--- spoiler ---
“o tablonun üzerinde çok düşündüm. göze fazla çarpan tablodan fırlayan şekillerden hoşlanmam. bir odanın, bir köyün, bir şehrin veya bir insanın muayyen bir zaviyeden görünüşünü canlandırmaktan kaçınmaya çalışmak gerektiğine inanıyorum. kendi hesabıma hayatı bütünü ile umumi olarak görmek istiyorum. o tabloda toprak, deniz ve güneşle haşır neşir olan insanları, musikiden bir misal verecek olursam, mozartvari diyebileceğim motiflerle işlemek istedim. bir köşeye buğday yüklü bir araba, başka tarafa buğday yıkayan kadınlar, bir fabrika, bir koyun sürüsü koydum. sonra süngercileri ele aldım. ege kıyılarında denize dalan süngerciler, suyun dibinde eski zamanlardan kalma uzun toprak küpler bulurlarmış. bizim adadaki evde de vardı o küplerden. kadınlar süngercilerin içine sünger doldurdukları küpleri omuzlarına vurup evlerine yollanırlarmış. tablonun sağ tarafı buna dair. sonra denizin çizgilerine, balıkları göstermeden, balıkların suyun içindeki hareketlerini, çırpınışını vermeye çalıştım. ayrıca bir köşede bir sepet dolusu balık da var.”
--- spoiler --- -
google pek hos bir doodle ile anmış
1947-50 arasında londra'da resim eğitimi almış, hocalarının yönlendirmesiyle gravür çalışmaya başlamış. 1951'de türkiye'nin ilk gravür sergisini açmış.
hakkındaferit edgü'nün aliye berger: yaşamı, sanatı, yapıtları başlıklı bir kitabı var.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap