• yanılmıyorsam border triologynin parcasıdır. okunmaz bitmez iğrenç bişeydir.
  • penelope cruz ile matt damon'nın baş rolleri bölüştüğü 2000 yapımı amerikan film. ikisi de ayrı ayrı iyi oyuncular olsa da sahnede asla yan yana yakışmamaktadırlar.*
  • calexico'nun söylediği, aslen yılların eskitemediği şarkılardan birinin coverıdır. peter paul and mary den de dinleyebileceğimiz hushabye dır bu şarkı.
  • cormac mccarthy'nin sınır üçlemesinin *** birinci kitabı olup (maalesef) türkçe'ye çevrilmiş iki kitabından biridir. yeri gelmişken, üçlemenin sadece bir kitabını çevirip bir anlamda başladığı işi yarım bırakan can yayınları'na da buradan kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.

    bu eserin, billy bob thornton'un yönettiği başarısız da bir uyarlaması var. aslında sinematografisiyle kitaptaki tasvirlere -kanımca- yaklaşan bir güzelliği var ama doğal olarak kitap 116 dakikaya sığdırılamayacak kadar meşakkatli bir eser. özellikle kitabı okumadan izleyenler için hiç (hiç değil de zaman zaman) anlam ifade etmeyecek bir olay kurgusu var. gerçi imdb'de filmin 4 saatlik bir dc versiyonu olduğu söyleniyor. bb thornton stüdyoyla anlaşamadığından hala çıkabilmiş değil ki çıksa muhtemelen kitabına yakışır en azından yaklaşır bir uyarlama olabileceğini düşünüyorum. ancak bu haliyle film kitabı yansıtmaktan çok fragmanı gibi duruyor. oyuncu seçiminin yarattığı hayal kırıklığı da var tabi çoğu kitap uyarlamasında olduğu gibi. izlemeyin, okuyun. çok okuyun hem de.
  • filmin çekimlerinin bitmesi ertesi penelope cruz vejetaryen olmuştur.
  • ikinci dünya savaşından dönen ve bu savaşın yarattığı travmaları atlatamayan babası ile uzun süredir farklı bir yaşam tarzını arzulayan annesinin boşanmaları üzerine sahip oldukları aile çiftliği dağılan on altı yaşındaki john grady'nin meksika'ya gidişini ve bu vahşi topraklarda başına gelmedik kalmayışını çeşitli türden insan ve doğa manzaralarını büyük bir ustalıkla betimleyerek anlatıyor cormac mccarthy, o kendine has buz gibi üslubuyla; bir ağacın altına götürülüp kuduz köpekmişçesine vurulan genç oğlanlar, kırk yıl önceki aşkının acısını hala en derinlerde yaşayan ihtiyar kadınlar, kendisini vuran avcısının gözlerinin içine bakarken en ufak bir kin ya da kırgınlık gütmeyen, son nefesini avcısının elleri arasında veren karacalar.
hesabın var mı? giriş yap