• allah'ın kendi yarattıklarından bir hakaret unsuru olarak bahsetmesidir.

    şurada bir derlemesi var;
    (bkz: fazıl say/#33294023)

    benim bulduklarım:

    (a'râf suresi), 166. ayet:
    yasaklandıkları şeylerden vazgeçmeye yanaşmayınca da onlara "aşağılık maymunlar olun" dedik.

    (muhammed suresi), 12. ayet:
    şüphesiz allah, inanıp salih ameller işleyenleri, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. inkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. onların kalacakları yer ateştir.
  • önce bir nüzul sebeplerine bakalım, yani bu ayetler neden inmiş;

    ayetin meali şu şekildedir: ''içinizden cumartesi günü haddi aşanları elbette bilirsiniz. biz böyle yapanlara 'aşağılık maymun olun!' dedik. bunu, hem bu hadiseye şahit olanlara hem de sonradan gelecek olan nesillere bir ibret ve korunacaklara da bir öğüt kıldık.'' (bakara, 2/65-66)

    ayet cumartesi günleri av yasağını delmek isteyen yahudiler üzerine inmiş. onlar hem balık avlamak hem de cumartesi günü yasağına uymak için şöyle bir hileye başvurmuşlar; cumartesi günü balık avlamıyorlar fakat balıkların bir havuzda toplanmasını sağlıyorlardı. cumartesi günü geçtikten sonra da bu balıkları toplanmış oldukları havuzdan alıyorlardı.
    maymunlar -bir çok hayvan gibi- gördükleri yeşilliklerin sırf dış görünüşlerine bakarak hareket ederler; bazen yedikleri yeşillik, zehirli yasemin otu olup onları öldürebilir. allah da onların bu durumunu akılsız canlılardan biri olan maymuna benzetmiş. söz konusu yahudilerin bulunduğu bölgede en çok göze çarpan hayvanlar maymunlardı. bu nedenle onlardan misal verilmiştir. ayrıca, hayvanlar içerisinde maymunlar hile yapabilecek bir kurnazlığa da sahiptir. bu da yahudilerin yaptıkları kurnazlığa uygun bir misal olmuştur.

    semantik analizi ise şöyle alıntılayacağım:

    ''ayette “aşağılık” manasına gelen “hâsiîn” kelimesi iki şekilde değerlendirilmiştir:

    a. bu kelime, “kıradet=maymunlar” kelimesinin sıfatıdır. buna göre anlamı: “aşağılık maymunlar” olur.

    b. bu kelime, -kıradet’in sıfatı değil-, yahudilere işaret eden “kanû” filinin ismi olan “vav” zamirine hâldir. buna göre ayetin manası; “aşağılanmış olarak maymun olun” şeklinde olur(krş. alusî, ilgili ayetin tefsiri).

    beğavî, şevkanî gibi tefsirciler -bu ikinci anlamı “hâsiîn” kelimesini “kanû” fiilinin ikinci haberi olarak kabul etmek suretiyle- tercih etmişlerdir(bk. beğavî, şevkanî, ilgili ayetin tefsiri). beyzavî ve nesefî de ifadeyi “yani, hem maymun hem de aşağılanmış mahluk olun” diyerek ikinci manayı tek mana olarak algılamışlardır. fakat meallerde daha çok “aşağılık maymunlar” olarak ifade edilmiştir.

    biz de bu ikinci manayı tercih ederiz. dolayısıyla “aşağılık” vasfı maymunlar için değil, suç işlemiş -ilgili- yahudiler içindir.'' daha ayrıntılı incelemek isteyenler için

    'eşek gibi ses' tabirine gelince, burada vurgulanmak istenen şudur;

    ayette seslerin en çirkini olarak eşek sesi gösterilmiştir. (lokman 18/19) her hayvan bağırınca bir şeyi haber verir, bir isteğini, ıstırabını belirtir. ya yükünün ağırlığından ya da bir derdinden şikayet eder. ama eşek yükün altında ezilse de bağırmaz; gereksiz yere anırır. anırması, bir gayenin bir derdin belirtisi değildir; anlamsızdır.

    işte bundan dolayı bağıra bağıra konuşmak ile eşek anırması arasında alaka kurulmuştur.eşeğin birden bire bağırması insanı rahatsız eder. terbiyeli insan, başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde tatlı bir tonla konuşur. sesinin tonu kulağı tırmalamaz. eğer bağırmakta bir meziyet olsaydı, eşeğin anırması makbul sayılırdı. eşeğin anırmasından herkes rahatsız olduğuna göre, bağırarak konuşmak hoş bir şey değildir.

    mesajı verilmek istenmektedir. eşek yalnızca bir benzetme. doğasında olan bir özelliği insanların davranışlarına benzetiyor. kişisel gönderme yapılan eşek değil ''insan''.

    islamın özellikle hayvanlar için söyledikleri ise;

    -hz muhammed, açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı ve, “şu dilsiz hayvanlar hakkında allah’tan korkunuz, onlara besili olarak binin ve etlerini de besili olarak yiyin.” buyurdu. ( ebu davud, cihad, 47)

    -“merhamet edenlere allah da merhamet eder. siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsinler. ” (ebu davud,edeb,66 / tirmizi, birr, 16)

    -sizin ve hayvanlarınızın geçimi için .(naziat 33)

    -siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.(abese 32)

    -ya hiç görmediler mi ki, biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz. ondan hayvanları da yiyor, kendileri de. hâlâ gözlerini açmayacaklar mı?(secde 27)

    araştırmalarım neticesinde; katılmadığım önermedir.
  • ama hayvanlara merhamet içeren ayetleri görmezden geliyorsunuz diyen müslimler bunların varlığı hayvanlara hakaret eden ayetleri ortadan kaldırmıyor. böyle ayetler var mı? var. e peki tanrı yarattığı canlıyı hakaret etmek için kullanır mi ! yahu tanrı hakaret eder mi ?
  • bu, hakaret değil referans göstermedir. kendi yarattığın şeye hakaret de etsen fark etmez zaten. kendinin yarattığı varsayımında istediği gibi sıralar, referanslar. mantıklı bir bakış açısı değil. bu iddia low ateyiz iddiasıdır. eski sözlük ateistleri bir cümleyle aklımızı yediye bölerdi lan, neredesiniz olum?
  • çok komik bir dinsiz başlığı. neden? şöyle kuran'dan bir örnekle anlatayım:

    "yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir."
    lokman suresi, 19

    bu ayette eşeğin ses tonuna değil bağırmasına dikkat çekiliyor. insanlardan sesini alçaltması isteniyor. yani eşeğin ses tonu kötü olabilir ama o ses tonuyla bağırmadan kibarca anırsa birçok kimse önemsemeyecekti. ama eşeğin koca sesiyle anırması insanları rahatsız eder. bir kedi de eşek kadar yüksek sesle miyavlasa ondan da rahatsız olurduk! yani burada dikkat çekilen şey eşek değil, "yüksek ses".

    yani bu ayetteki olay sesin tonu değil, bir varlığın sesini yükseltmesidir. asıl çirkin olan, ses tonlarımız değil, o ses tonlarıyla bağırmamız, başkalarına sesimizi yükseltmemiz, başkalarını rahatsız etmemizdir. yoksa, insan ve hayvanlardan bazılarının ses tonunun kötü olması diye bir günah yoktur. böyle maddi bir şey aşağılanacak bir unsur da değildir. islam'a göre, sesiniz veya tipiniz kötüyse aşağılık bir günahkar olmazsınız. allah, ses tonumuzun veya yüzümüzün güzelliğine değil takvamıza bakmaktadır. zira, tüm bedenimizle birlikte sesimizi de allah yaratmıştır ve üstünlüğün takva ile olduğunu bildirmiştir.

    yani aslında allah bu ayette çok güzel bir noktaya dikkat çekiyor. hani siz başlık açıp altına yazıyorsunuz ya, bağırarak konuşan insanlar diye, işte o olay. kuran, işte bu kadar incelikli bir kitap. yani bu ayetten kuran aleyhine değil, lehine bir sonuç çıkar. ama kör ve sağır dinsizler elbette ki bu ayetti bile evirip çevirip din aleyhinde kullanmaktan geri kalmamışlar!

    kuran'da dilimiz ile alakalı emirlerin birçoğu şu yazıda mevcut: kuran'da dilimiz ile alakalı yasaklar
    sesi alçaltmak da bunlardan biri.
hesabın var mı? giriş yap