• koskoca bundeswehr dağ piyade tugayının 21. yüzyıla hala katırlarla devam etmesi olayı.
    youtube linki burda
    bakımları için on nalbant bir tane de veteriner bulunuyormuş birliklerinde.
  • güneydoğu anadolu bölgesindeki üs bölgeleri veya dağın başındaki yerlerde kullanılmasıyla aynı olan durumdur.
    oldukça mantıklıdır.
  • katır candır. dağ tırmanırken ya ne ile taşıyacaktın teçhizatı?

    demek katır o kadar makbul bir hayvamış. bak adamlar robotunu yaptılar. robot katır
  • üstad anglachelm'in müdahale edip bizleri aydınlatması gereken durum.
  • ss katır division...
  • ordu geleneği söz konusu olunca almanın dediğini de yap, yaptığını da yap. ancak biz de farklı bir şey yapmıyoruz zaten. aklın yolu bir.

    ona gelmeden önce katır nedir kime denir anlamamız lazım. o kutsal hayvanın bir yanı uçurum bir yanı sarp duvar olan dağ geçidinde sırtında 250 kg yükle giderkenki kendine güveni teknolojiyle falan aşılamıyor. katırın çıktığı yere malzeme indirebilecek şey başka nedir bilemiyorum. onun tam bir makine karşılığı yok. helikopter gelir atar ama yüksek rakımlı yerde bir katırlık malzemeyi güç bela üstüne acayip bir masrafla getirir. hava bozuksa getirmez. bak ama katıra, çeyrek ton yüklersin sırat köprüsü gibi bir cendereden sanki otobandaymış gibi rahatça geçer. öyle bir denge timsalidir eşşoğlusu. küfür de yok, katır gerçekten eşşoğludur, anası at babası eşektir. her iki ebeveyninin de en iyi taraflarını almıştır.

    ordunun hayvanlarla olan ilişkisi ve bu konudaki kaynakları çok eskidir. kamyonlar vs icat olmadan evvel osmanlı ordusunun yazıp çerçevelediği ve bugün bizim ana hatlarıyla hala kullandığımız binek ve mekkare hayvan yönetmelikleri hala ortalardadır ve katırları da gözetir. bunun da üzerine kendilerini çok ortada görmek bugün nasip olmasa da tsk'da bugün hala bir baytar/veteriner sınıfı subaylar astsubaylar vardır. baytarlar genelde kesimlik etle sığırla falan uğraşırlar ama bir diğer uğraşları da binek ve mekkare hayvan alımlarını kontroldür. tsk ihtiyacı oldukça süvari beygiri, topçu beygiri, alman ve belçika kurt köpeği, kangal, mekkare beygir ve mekkare katır alır.

    mesela süvari sınıfına at alınabilecek en pahalı canlılardan biridir ama atı tayken aldığınızda bir motosikletten de ucuza gelir. (geçen sene 6954 tl idi) nihayetinde yarış atı değil iyi huylu söz dinleyen hayvana rağbet ederler. süvari sınıfımız bunlarla hala olimpik dahil yarışmalara katılmaktadır. diğer atlara gelince çekili top ağırlıkları bugün atın fiziksel sınırlarını aşsa da topçu beygir hala alınmaktadır (5795 tl), özellikle doğu'da mekkare at ve mekkare katır ise 3477 tl'ye alınıyor. kurt köpekleri 1500-1800 liraya gelirken, bir kangal köpeği satınalımda 1159 liradır.

    kurt köpekleri üs savunma, toplum kontrol, narkotik arama vs gibi görevlerde iken kangal köpeği komando operasyonlarında hala cayır cayır kullanılmaktadır. kurtboğan kangal iki metre karda intikalde falan komando timini koyun sürüsünü korur gibi sahiplenir. önüne arkasına ötesine berisine koşar. en ufak hareketi, çıtırtıyı sezer ve hırlayıp haber verir. jandarma özel harekat, j komando pusu görevi yapmıyorsa, pusudaki teröriste intikal ediyorsa kangal olmazsa olmazdır. nice canlar kurtarmışlardır. öyle ki tsk bunlar kara gömülmesin geride kalmasın diye kangallara hedik denen kar ayakkabıları bile alır ve demirbaşa dahil eder. piyade komando ise hep statik pusuda falan olduğundan demirbaş köpekli timleri çok görmeyiz. son yıllarda ise kritik hudut karakollarına ise birer kangal verildiği falan vakidir.

    neyse katır dedik nerelere geldik, kamyon unimog icad oldu artık hayvan yok geri teknoloji bu diyen büyük yanlışlardadır. alman norveç isviçre avusturya hepsinde katır hala kullanılıyor çünkü dediğim gibi denklemde dağ varsa katır kutsal bir yaratık. dağ keçisi gibi emin adım atabilen bir at türevi o arazide bulunmaz bir nimet. çok sarp karakollara vs ikmal çıkarmak için çoğu yerde tek yol. italya mesela 1990'larda alpini dağcılarında katırı emekli edip kar motosikletine geçince almışlar başlarına belayı. bugün kar yağana kadar yüksek rakımda barınmak ancak askerin taşıdığı ile yapılabiliyor. almanlar en azından alplerde bize düşman kalmadı gebirgsjager ekolünü rafa kaldıralım demiyorlar. savaş kaynakların doğru yönetimi ile yapılır. bazı yerlerde ise bu kaynak katırdan başkası olmaz. teknolojik olacağız inovatif olacağız her askere bir iphone x diye diye katırın kolayca yaptığı işe helikopter getirecekseniz işte uğraşır durursunuz.
  • alman ordusundaki askerlerin traş olmuyor mu lan??
  • üst edit: bir yazar uyardı. fıkra değil gerçekmiş, bu hikayeyi cüneyt arcayürek 1950-1960 arası türkiye'yi anlatırken kullanmış, katır değil eşekmiş. uyaran yazar da kaynağından tam emin olmadığı için nickini paylaşmıyorum. aslını merak eden araştırır zaten.

    anglachelm gerekli açıklamayı yapmış zaten ama tam gediğe oturacak ve katırın kıymetini gösteren bir fıkra ile ben de pekiştireyim.

    50'li yıllarda türkiye, yeterli kalifiye personel yoksunluğundan, kırsalda yol-imar çalışmaları yapmak için abd'den destek istemiş. ebedi dostumuz amerika da sağolsun bizi kırmayarak mühendislerden oluşan bir heyet göndermiş.

    mühendisler gelmiş ve yol-güzergah çalışmalarına rehberlik etmeye başlamışlar. o zamanlarda bizde yeterli alet, cihaz da yok, eleman da yok. bayındırlık mühendisleri katırı yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar katırın ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış. bunu gören amerikalı mühendis, bizimkilerin ne yaptığını anlayamamış ve sormuş ''ne yapmaya çalışıyorsunuz ?''diye. ''yolun güzergâhını belirliyorlar.'' yanıtını almış. amerikalı şaşkın bir şekilde tekrar etmiş, ''nasıl yani, anlayamadım ?'' diye. bizimkiler durumu izah etmiş " katır, belli bir eğimin üstünde yere çıkmaz, yok çıkması gerekiyorsa da eğim ile mesafenin en verimli olduğu güzergahı hesaplayıp öyle çıkar. biz de katırı salıp peşinden yolun güzergahını belirliyoruz böylelikle." diye. mühendis katılarak gülmeye başlamış, yatıştığı zaman da ''peki, yeterli katır yoksa ne yapıyorsunuz?'' diye sorunca, bizimkiler cevap vermiş ''amerika''dan mühendis getirtiyoruz.''.
  • mucizevi bir durumdur ve "bu ne yea, kuran'da at besleyin diyor, at mı kaldı?" diyen tiplere de bir cevaptır. eğer sen ordunda hayvanalardan yararlanmıyorsan kendi bileceğin iştir. kuran tavsiyesini yapmıştır. kaldı ki, enfal suresi 60. ayette, "gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın" deniyor. yani jet de yapabilirsin, kuran tüm zamanlara hitap eden bir kitaptır.

    siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın ki, bununla allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanınızı ve sizin bilmeyip, allah'ın bildiği düşmanları korkutasınız. allah yolunda her ne harcarsanız, size tam olarak ödenir. ve hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.
    enfal suresi, 60

    bir arkadaşımızın şurada bahsettiği katırlara gelecek olursak, yazı çok hoşuma gitti. ayrıca kuran'da, sadece davarlara değil, atlara, katırlara, eşeklere ayrı ayrı dikkat çekilmesi de iman artıracak türden bir olay. hakikaten ayette atlar, katırlar, eşekler diye ayrı ayrı geçiyor.

    davarları da o yaratmıştır. onlarda sizin için bir ısıtıcı, koruyucu ve nice nice yararlar vardır. onlardan bazılarını yersiniz.

    bir güzellik de vardır onlarda sizin için: sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada.

    ve ağırlıklarınızı yüklenir, canlarınızın yarısını tüketmeden varamayacağınız beldelere kadar taşırlar. hiç kuşkusuz, rabbiniz gerçekten rauf'tur, çok acıyıp esirger; rahim'dir, sınırsızca merhamet eder.

    hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri de yarattı. ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır o... nahl suresi, 5-9
hesabın var mı? giriş yap