• şu dili öğrenmeye çalışanlara ''zaman kaybı'' diyen arkadaşlar ne saçmalıyor tam olarak, anlamış değilim. yeni bir şey öğrenmek hangi ara zaman kaybı oldu? tiktok miktok izleyip zaman kaybedeceğime yararlı bir şeyler yaparım daha iyi.
  • yıllar sonra bugün tekrardan öğrenmeye başladığım dil. rusça seviyemle dengelesem tadından yenmeyecek. yeğenime almanca çalıştırayım diye başladım, 4 saat ders çalıştık, deutschprüfung bile yaptım çocuğa almanca öğretmeni tarafından değerlendirilmesi için. daha sonra ben kendim için çalışmaya başladım. a1 yeğenimle bitmişti, a2 bitti sayılır. tekrar yapmış oldum aslında.

    birkaç şey söylemek istiyorum almanca hakkında. öncelikle bu dili öğrenmeye başlayacaksanız, motivasyonunuzu canlı tutmalısınız. çok emek gerektireceğini göreceksiniz. ben yıllarımı rusça'ya vermiş biri olarak almanca'nın daha zor olduğunu henüz yolun başındayken görebiliyorum. çaba sarfedeceğiz.

    ingilice biliyorsanız +100 ileride başlıyorsunuz diyebilirim. ingilizce'nin kökeni bu dil zaten, kelimeler çok benzer. tüm germen dilleri işe yarar. yeğenim bu ay tanıştı almancayla, 4 yıldır ingilizce ve ispanyolca öğreniyor ve orta seviye almanca metinlerin yüzde 40'ını anlıyor. almanca bilmeden bunu başarabilmesinin sebebi ingilizce ve biraz da ispanyolca. * * * *

    gramer olarak kuzey avrupa dillerinin aynısı diyebilirim. kuzey avrupa dillerini öğrenmek isteyenler için almanca kestirme bir yol gibi. rusça biliyorsanız almanca gramer mantığını çok iyi anlıyorsunuz. rusça biraz daha karmaşık temelde. ama rusça bilmenin çok da artısı yok almanca'ya.

    "ingilizce biliyorum, bir yabancı dil daha öğreneyim" diyorsanız hiç düşünmeden almanca seçmenizi öneririm. upper intermediate /obere mittelstufe seviyesine kadar rahatlıkla gelirsiniz zorlanmadan. oberstufe/c1, c2 zor, hayat boyu sürer sanırım.

    bir de almanca çok eğlenceli değil mi? sanki bu dili öğrenmiyorum da keşfediyorum gibi hissediyorum. bu kafayı yaşayın, işler kolaylaşıyor. * almanca benim 4. dilim olacak, dil öğrenmeye başlayınca diğer dilleri öğrenmek kolaylaşıyor aslında. bu yüzden tavsiye ederim herkese, haydi almanca öğrenelim.

    bir de almanca sonrası 5. dil için tavsiyelere açığım. 5'le final yapıp teknik dil geliştirmek istiyorum yazılım sektöründe. rusça java öğreniyorum sırf kelimelere hakim olabilmek için şu sıra. bu alanda başka hangi dil işime yarar?
  • almanya'da doktorluk yapmak için öğrenmek ve self study yapmak isteyenlere tavsiyem;

    öncelikle b1'e kadar menschen kursbuch ve arbeitsbuch'ları edinin. bir de tabii sınav formatını da öğrenmeniz gerekli. zertifikat sınavında neler soruluyor? hörverstehen, lesen, sprechen ve schreiben olmak üzere dört kısım var. bu kitaplar ile öğrenemeyeceğiniz tek kısım sprechen. onu da artık bir şekilde arkadaş bularak halledersiniz. geri kalan tüm kısımları tamamıyla bu kitaplar ile öğrenebilirsiniz.

    totalde 72 lektion, 24 modul var b1'e kadar.* lektionlar bizim ana maddemiz olacak. modulleri çalışmasanız da olur.

    ilk basamak olarak arbeitsbuchtayız. arbeitsbuch'ta her lektion sonunda lernwortschatz kısmı var. buradaki hangi lektion'u çalışacaksanız o lektion'un kelimelerini öğrenmeden kursbuch'a geçmiyorsunuz. öğrenirken de hepsini artikelleri, verben nominativ ve konjugationları ile öğreniyorsunuz. lernen sie die wörter immer zusammen mit dem artikel.*

    şimdi örnek olarak a.1.1 lektion 1 "hallo! ich bin nicole."e bakalım. kursbuchtayız şu anda. kursbuchta her lektion'da giriş kısmı hören'dir. yani dinleme kısmı. bu kısım telc ya da goethe'nin sınavlarındaki hörverstehen kısımlarına yardımcı olmak için konulmuştur. dinleyip bir şey anlamıyorsanız da google'dan transkript halinde konuşmaları tek tek bulabilirsiniz. menschen hören transkript diye aratmanız yeterli. dinleyip oradaki soruları yapıyorsunuz. her lektion'da 2. ve 3.sayfalarda üst kısmında bildlexikon denilen resimlerle öğretilen kelimeler var. daha önceden arbeitsbuch'tan hepsini öğrendiğimiz için gerek kalmayacak onları öğrenmeye. çok da takmayın onları.

    lernwortschatz ve hören tamam. geriye ne kaldı. screiben. lektionların çoğunda bir de schreibtraining kısmı vardır. bu bölümler de yine telc-goethe sınavlarına yardım amaçlı schreiben kısımları için yapılmıştır. buraları kesinlikle atlamadan, yapmaya uğraşarak çalışın. bazılarında mektup yazımı vardır, bazılarında hediye kartı hazırlama vb. bunları yapmadan kesinlikle o lektion'u geçmeyin.

    ayrıca her lektion'un son sayfasında altta grammatik kısmı bulunur ve bu genelde o lektion'un 4.sayfasına denk gelir. o lektion'un grammatik bölümünü de iyice oturtmadan kesinlikle lektion'u bitirmiyoruz. burası çünkü bize lesen kısmını anlamamıza yarayacak. dilin yapısını bilmezsek, mağara adamı gibi oluruz. okuduğumuz havada kalır. grammatik, hören, schreiben, lernwortchatz kısımlarını iyice hallettikten sonra, artık bu öğrendiklerimizi pekiştirmemiz lazım. açıyorsunuz çalıştığınız lektion'un arbeitsbuch kısmını. bu kitap çalışma kitabı. yani bir bakıma test kitabı. öğrenmiş miyiz, neleri öğrenememişiz buradan göreceksiniz. ilgili lektion'un arbeitsbuch'unu da çözdükten sonra bir sonraki lektion'a artık geçmeye hazırsınız.

    gerekirse her lektion'a bir gün ayırın. adam gibi öğrenmeden, suyunu çıkarmadan sonraki lektion'a geçmeyin. yaklaşık 3-4 aya kalmaz b1 sınavına hazır olursunuz.

    hadi bakıyım koçlarım göreyim sizi. almanya'da ne kadar hastane varsa işgal ediyoruz beraber.*
  • bu dilin bana tek zor gelen yanı artikeller. ezberlemek gerekiyor.

    (bkz: almancadaki artikellerin mantığı)
  • ne kadar kaba bir insansanız o kadar kolay öğreneceğiniz söylenir.
  • ich bin fünfzehn jahre alt
  • yaşadığımız dünyada en çok kullanılan dilin ispanyolca olduğunu biliyormusunuz? aber ich weiss
  • kelime ve cümle inşalarına, derinliğine bayıldığım dil.
    başlıkta almanca öğrenenler için çok faydalı entryler var. ben de süreçte işimi kolaylaştıran, farkettiğim, faydalandığım bazı kaynak ve bilgileri yazayım.

    *gördüğüm kadarıyla beluka en kapsamlı almanca-türkçe sözlük. başlangıç için pons gayet iyidir. fiil çekimleri için şu site ve tr.bab.la iyidir. belli bir seviyeden sonra da tabii almanca-almanca sözlüğe geçmek en iyisi: yavrum duden. dict.cc ve linguee de bir almanca-ingilizce sözlük olarak iyi, linguee örnek cümle de veriyor, kelimenin kullanıldığı konteksti de anlıyorsunuz.

    *daha önce de yazmıştım, youtube’daki easy german kanalından çok faydalandım. ingilizce biliyorsanız özellikle konuşma diline hakim olmanız açısından yararlı bir kanal. videoları büyük oranda almanya’daki sokak röportajlarından oluştuğu için de oradaki insanlara, sosyal hayata vesaire az buçuk aşina olma şansı tanıyor.

    *almanlar cidden konuşurken azıcık takılsanız hemen ingilizceye geçiyorlar. şu doğru yani. ama goethe’nin şu forumunda seviyenize göre dünyanın her yerinden konuşma partneri bulabiliyorsunuz. kayıt için herhangi bir şart yok. iki taraf da buna muhtaç olduğundan siz de “üf sıkıyor muyum acaba” demeden gönül rahatlığıyla lanet uzunlukta esler vererek konuşabiliyorsunuz. bir noktadan sonra anadili almanca olan kimselerle konuşmak gerekiyor tabii. fakat tutukluğunuzu burada atabilirsiniz.

    *çevirisi olmayan bir modalpartikel olayı vardır bu dilde. bu cidden beladır. cümle aralarına sıkıştırdığımız “yani, hani, bi’ gel’deki bi’, işte, tabi”ler gibi. bunlarla ilgili üç kaynak önerebilirim. ilki yine bir easy german videosu. ikincisi deutsch mit marija kanalından, 5 video var. bir de şu linkte modalpartikel konu anlatımı, alıştırmaları vesaire var.

    *almanca dinlediğini anlama kolaydır çünkü ulama yoktur. telaffuzda her kelimenin başında minik bir patlama, vuruş vardır. böylece dinlerken kelimeleri daha kolay ayırt edersiniz. tane tane gelirler kulağınıza. dilin sert duyulmasının da sebebi budur. almanca’nın neden bu kadar sert duyulduğunu anlatan şu videodan daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

    *yeni bir kelimeyle karşılaşıldığında hemen sözlüğe sarılmamak faydalı bir alışkanlık. birleşik kelimelerde ya da önekli fiillerde, anlamı kendiniz bulmaya bi çalışın. mesela ausnahmezustand. ausnahme istisna, olağanüstü; zustand durum, hal demek. ausnahmezustand koca bir yeni kelime gibi görünürken, oluşturan iki kelimeyi biliyorsanız ohal anlamına geldiğini çıkarabilirsiniz. hocam bilmediğim kelimeleri hep bu yolla benim bulmamı diretirdi. bu başta zahmetli gibi görünen çaba, alışkanlığa dönüşüyor ve ileride çok işinize yarıyor.

    *bu dilin bir zorluğu varsa o da bir praefix (önek) almasıyla anlamı bütünüyle değişen fiillerdir. hören (dinlemek, duymak) fiili başına bir auf alır ve karşınızda: son bulmak, durmak anlamına gelen aufhören.
    deutsch mit marija kanalında konuyla ilgili yardımcı videolar var. örneğin şurada aufgeben abgeben angeben nachgeben vs farklarını ve kullanım yerlerini anlatmış. bunları not almak, o notları tekrar etmek faydalı oluyor.

    *bir diğer zorluk benzer ama farklı durumlar için farklı farklı fiiller kullanılmasıdır. mesela türkçe’de sadece “olmak” fiiliyle karşılayabileceğimiz durumlar almancada bir sürü farklı fiil ister. biz istesek hepsinin yerine “olmak” fiilini kullanabiliriz ama almanca’da kullanılacağı yerler -istisnalar olsa da- farklı. kabaca:
    sein: “kıskanç olmak, 57 yaşında olmak, marangoz olmak vs.”
    passieren: “türkiye’de neler oluyor? “
    geschehen: “olan oldu.” ing. happen gibi, passieren fiiline benziyor.
    sich befinden: bir yerde olmak, bulunmak.
    werden: dönüşerek olmak. “gittikçe daha başarılı oluyor.”
    liegen: bir binanın bir yerde olması, yatması.
    stattfinden: “provalar münih'te olacak.”
    zustande kommen: stattfinden gibi. gerçekleşmek, meydana gelmek.
    ...
    deutsch mit marija kanalı bu konuda da yardımcı olabilecek videolar yayınlıyor. mesela burada değişmek değiştirmek fiilini ele almış.

    *almanca altyazılı film izlemek kadar sesli kitap ya da tiyatro oyunlarına da şans verin derim. özellikle oyunlar. internette çok fazla oyun kaydı ve metni var. ben oyunu açıyorum, metni de önüme alıyorum, dinliyor ve okuyorum. metin üzerine yazıp çizme, sonradan metne tekrar tekrar dönme şansınız oluyor. şahsen filmden daha etkili geliyor bu bana. mesela emilia galotti oyun kaydı ve metni

    *ödevin yapınca biten değil, yaptıktan sonra başlayan bir mantığı var hakikaten. ben –öğretmenimin talebi doğrultusunda- ödevleri kitap üzerinde boşlukları doldurarak yapmıyordum. her alıştırma öbeğini boş bir kağıda baştan yazıyor, hocama teslim ediyordum. kendisi ertesi gün yanlışlarımı işaretliyor ve o yanlışları tekrar yazıp (hatta bazen birden çok kere) vermemi istiyordu. hatalarınızı kullanın yani.

    *başta saçma görünmesine karşın izledikçe faydalandığım bir video var. videoda "hallo" filan da var ama hızlandırıp izlerseniz çok fazla da günlük konuşmada işinize yarayacak kullanışlı tabirler göreceksiniz.

    *aksan öğrenmeniz gereken bir durum varsa, university of iowa’nın the sounds of german adlı çalışması bulduğum en açıklayıcı kaynak. ben incelediğimde sitede vardı. şimdi app olmuş. almancada g nereden çıkıyor, hangi e’ler nerelerde kullanılıyor gibi noktalarda gördüğüm en açıklayıcı kaynak.

    *dw’nin büyük amme hizmetinden yararlanın. almanca öğrenenler için her günün haber başlıklarını, kısa bir özetini yavaşlatılmış halde okuyorlar. metinler de aşağıda.

    *başlarda edatları (um, zu, auf, an, in, aus, bei, von vs) kullanırken çok karıştırıyordum. ama bu minnoş şeyler zaman geçtikçe, metin okudukça anlamla doluyor ve bir bakmışsınız doğru kullanıyorsunuz. o yüzden buna da çok takılmayın. tıpkı artikel gibi, tekrar edin ve bırakın. en sık kullanılan fiillerin hangi praep ile kullanıldıklarına dair ufak bir kaynak bırakayım. ama yine en etkilisi tabii bol okumak.

    *“duş konuşması” diye tabir edildiğini gördüğüm yöntem şahane. kendi kendinize hayali bir durum seçip konuşuyorsunuz işte. yol soruyorsunuz, bir konu hakkında tartışıyorsunuz, okuduğunuz bir kitabı anlatıyorsunuz, ekonomik kriz filan seçin beğenin günde bir 15-20 dakikanızı buna ayırın derim. konuşma sırasında bilmediğiniz bir ton kelime çıkıyor.

    *benim kısa zamanda çok yol katetmem gereken bir durumum vardı. belki aynısını yaşayanlar vardır. şöyle ki, goethe enstitüsü gibi kur mantığıyla ilerleyen bir kursta ya da bu mantıkla öğreten bir öğretmenden ders almadım. kur yöntemini de bu yöntemi de denedim, ikisinin de avantajları var fakat ben ikincisiyle hem daha hızlı ilerledim hem de daha çok verim aldım.
    kurla mesela passiv konusunu belki b1’de, aylar sonra öğreniyorsunuz. tüm gramer konularını a1-c1 arasında yayıyorlar.
    ben tüm grameri bir anda veren bir yöntemle özel ders aldım. bu elbette bana öğreten kişinin yöntemiydi ve çok da işe yaradı. birçok kurs ve özel ders öğretmeniyle görüştüm, hepsi aynı kur mantığıyla ilerliyordu fakat nihayetinde derslere başladığım öğretmen sayesinde 2 aylık dersle b1 sertifikası aldım. istanbul’da olanlar için yeşillendirebilirim.
    mesela passiv konusunu 2. ayda a1-b1 kelimeleriyle ve basitliğiyle öğrenmiştim. şimdi yine passiv çalışıyorum, ama yan cümlelerle, “egzos borusu”, “teşebbüs etmek” gibi belki b2-c1 kelimeleri içeren cümlelerle.

    *son öneri: "çok zor dil" diyenlere kulak asmayın, bunu siz de düşünmeyin. mesela evet yani ismin halleri başta dumur ediyor insanı ama tekrar ettikçe oturuyor, yaptıkça oluyor işte.

    kolay gelsin.

    edit: @aynadakileke modalpartikeller için türkçe kaynak önerdi. 1. 2.
  • bu dil gerçekten çok zor. anadolu lisesinde 2.sınıftayken hocamız bize gramer olarak öğretmenin zor olacağını düşünüp kalıplar halinde öğretmeyi tercih etmişti o zamanlar daha kolay geliyordu öğrenmesi ama sonraki sene hoca değişince gramer olarak öğretmeyi tercih ettiğinden çok zorlanmıştım. sınıftaki arkadaşlarda zorlanmış olacaklarki hemen hemen hepimizin notu 0-20 arasında seyrediyordu.
  • bu yastan sonra mi... imhhpfff neden olmasin dedigim dil. bu guzide dili ogrenmek icin arabada dinlemelik free podcast onerebilecek olan yesillendirebilirse cok mutlu olacagim.
hesabın var mı? giriş yap