• ortalama-sıradan vasat bir insanın saatlik kazandığı ücret 23.84 € dur.
    aylık ortalama çalışma saati 168
    günlük ortalama 7.5 saattir (h.sonu tatil)
    ortalama yıllık izin 30 iş günüdür. (6 hafta ve resmi tatiller hariç) ve yıllık izin hakkınız türkiye'de ki gibi bir yıl dolduktan sonra değil , bir hafta dolduktan sonra başlar.
    çalışaların %55'i noel ve tatil ikramiyesi alır. (ikisi toplam bir maaş civarı genelde)
    ortalama net ücret 2.400 €'dur. karı-koca(çalışan) net kazancı 5.000 €'dur.
    bu yıldan itibaren büyük oranda baby boomer kuşağı emekliliği yaşayacağı için çalışan açığı çıkacağı için azıcık aklını kullanan ve bir kere gelinen dünyada cenneti (bence) yaşamak isteyenler için yuva olabilecek ülkedir deutschland (über alles olan)
  • sabah sabah hatırlatmasanız olmaz tabi.
  • hava durumu dışında güzel gelen ülke.
    ımkanlar dahilinde verdiği yıllık izin hakkı sayesinde hava durumu güzel olan yerlerde tatil yapabilirsiniz. 14 iş günü izin ve kuş kadar maaşla şu ana kadar adam gibi bir tatil yapamadım ben mesela. niye?! çünkü çocukların okul taksitleri var.
  • özellikle bir kac ay önce yazdigim su entry #99583265 debeye girip, eksi seyler vs. üzerinden cok ilgi cekince oradaki eksikligi doldurmam gerektigini düsündügümden uzun süredir bu entryyi yazmayi planliyordum. o entryde de sonradan ekledigim editle benim durumumda sansimin yolunda gittigi seyler oldugunu, herkesin sansinin bu kadar yaver gitmeyecegini belirtmistim. ama yeterli degildi. yine tugla gibi bir entry ile sizlerleyim.

    ilginctir bahsettigim entry'den sonra benim entrymden de etkilenip almanyaya calismaya gelen biriyle karsilastim whatsappta. ayni sekilde ben gelmeden önce almanyaya gelis sürecini anlatan ve beni etkileyen bir blog yazari da bana ulasti. yeri gelmisken onun mükemmel rehberini de ekleyeyim: almanya mavi kart calisma vizesi

    anladim ki burasi etkilesimi yüksek bir platform ve insanlari etkiliyor. o zaman dogrusunu yazdigim gibi egrisini de yazmak lazim. hayattaki en güclü ve en rahatsiz edici duygulardan biri de hayal kirikligi. sevgi ve korku ile ayni ligde oynar. insanlarin benim yüzümden hayal kirikligina ugramalarini istemem. elimden geldigince insanlari hayal kirikligina ugratan seyleri listeleyecegim. bazisi subjektif, bazisi objektif, cogu first world problems. ben bunlarin cogundan gelmeden de haberdardim ve göze alarak geldim. belki de ben su anda mutluyken maddi imkanlari cok daha iyi olan bir cok türkün sikayetci olma sebebi bu.

    1. öncelikle benim hikayemde sirket ufak olmasina göre cok iyi bir sirket cikti. bana abartiyorsun, yalan söylüyorsun, troll, oksimoron falan diyenler oldu. hangi sirkette calistigimi soranlar oldu. ama yemin olsun 1 kelime yalan ve abarti yoktu. hatta bir cok seyi de yazmadim. mesela sirket bana ve esime özel almanca kursu satin aldi. bütün calisanlara ingilizce kursu satin aldi. ve bu kurslar mesai saatinde.

    ama bu demek degil ki herkesin sirketi böyle olacak. bazi kücük sirketlerde veya beklenmedik sekilde büyük sirketlerin bazi bölümlerinde cok kötü tecrübelere sahip insanlar var. ortadogulu oldugu icin hor görülenler, daha fazla maas aldigi icin kiskanilanlar, almanca bilmedigi icin dislanilanlar*, sirket icindeki ortamda sürekli lise seviyesinde el sakalarina(sac cekme vs.) maruz kalan insanlar var. ama türkiye ile kiyas yaparsak calisma imkanlari cok daha iyi. tabii türkiyede calistiginiz yerde kral olarak görülüyorsaniz ve bu sizin icin cok önemliyse baska.

    almanca kismina yildiz koydum. almanlarin en az yüzde 90i ingilizce konusmayi sevmiyor. hani türkiyede sirkete bir yabanci gelse millet ingilizcesini test etmek icin hevesle konusur. burada bu yok. adam/kadin sizi cok sevebilir, en ufak irkci önyargisi yoktur belki, ama ingilizce konusmayi sevmedigi icin sizinle diyalogtan kacinabilir.

    2. alman bürokrasisi. alman bürokrasisi ile sorun yasadiginizda almanlar size "almanyaya hosgeldin", "almanyanin gercek yüzüyle tanistin" gibi cümleler söylüyor. bürokrasinin icindekilerin bir kisminin da rahatsiz oldugu derecede bir sistem. ayni durumdaki iki kisi olrak ayni belgelerle, ayni dairede, ayni basvuruyu yapiyorsunuz. sizinkisi bir kac günde tamamlaniyor, yaninizdaki adamin basvurusu 5 ay bekleyip reddediliyor. sebep? farkli memura denk gelmek. hani kafanizda almanya muhtesem bir hukuk ülkesi. "berlinde hakimler var" falan geyigi var. ama isiniz bürokrasiye kaldiysa buda sizi korusun. özellikle de acik olan, memurun inisiyatifine birakilan kanun maddelerinde.

    bunun disinda inanilmaz agir isleyen ve keyfi calisan bir yapi var. bir animi anlatayim. yabancilar dairesinden oturum icin randevu aldik. 20 gün sonraya verdiler. gittik. kapi duvar. 30dk falan bekledikten sonra baska bir memur geldi. memurlarin hastaligi nedeniyle tüm randevularin ipral oldugunu, o hafta boyunca kapali oldugunu söyledi. kapiya da yazi asti. ilk pazartesi mail attik. bize 30 gün sonraya randevu verdiler. gittik. bir baktik ki 5 tane memur calisiyor o büroda. yani 5 memurun hepsi ayni hafta rapor almis.

    bir baska anim daha da garip. yasadigim bir sorunla ilgili calisma bakanligina mail attim. ama maili atarken ekini göndermeyi unutmusum. özür dileyerek tekrar gönderdim. ama sistem benim maillerimi 2 farkli memura atamis. 1 hafta sonra 10 dk. arayla 2 mail aldim. birisi bu konu bizim alanimiza girmiyor diyor. digeri su sayfada konuyla ilgili bilgi var. isterseniz telefonla bana ulasabilirsiniz diyor. bakin yukarida 2 farkli kisiden bahsetmistim. bu hikayede ayni kisi ve 2 farkli memur var.

    ---
    mesajla gelen bir ekleme: yine almanyada olmasini sindiremediginiz durum, bazi memurlar yapmak istemedikleri veya kanunlari bilmedikleri icin isinizi yapmiyor. ve kanunlari bilmek ve sizin isinizi yapmak icin oradalar. bunun icin maas aliyorlar. mesela siz defalarca ugrasip bir isi yaptirmaya calisiyorsunuz. olmuyor. ama avukat tutup onu yolladiginizda hemen sorun halloluyor. kendi hakkiniz olan bir sey icin avukata tonla para ödüyorsunuz.
    ---

    3. ortadogulu olmak. özellikle türk olmak. maalesef buraya gelen bir cok insan almanyaya uyum saglamayi, almanlarin kültürüne saygi duymayi birakin; onlari her türlü kötülüge layik gevurlar olarak görmüs, sistemin aciklarini bulup sömürmüs, kadinlari ile iliskiye girip kendini tatmin ederken, kiz cocuklarinin almanlarla yakinlasmasina asla izin vermemis, kizi/kardesi ile sevgili oldugu icin alman cocuklarini pataklamis, erkek cocuklarinin almanlarla eglenmesine izin vermis ama evlenmesine izin vermemis vs.

    abd'deki siyahilerin yasadigi duruma benzer bir sosyal statü mirasi durumu da var. baba egitimsiz. cocuklari da buraya geldiginde dil bariyeri ile karsilasip egitimde basarisiz olmus. ailenin de önemli etkisiyle almanlarla sosyallesememis. arkadas cevresi hep türk-araplar olmus. sonunda o cocuk da kötü egitimli kalmis. alt kültür edebiyatina sapmis. siddete egilimli, suca sapmis. (evet suc orani ortadogulularda cok daha yüksek)almanya bu duruma cok gec uyanip entegrasyon politikasini düzenledi ama etkileri belki 10 yil sonra görülür.

    tüm bunlarin sonucu size de ön yargiyla yaklasiliyor. aksine buraya gelen egitimli türkler de sirf yüzleri batiya dönük, egitimli ve modernler diye onlari ciceklerle karsilayacaklar zannediyorlar. ooo gamze hanim ingilizceniz ne kadar da pörfekt. bayildim dogrusu, bir roze daha alir miydiniz desinler istiyor. tam tersine türkiyede yasayan suriyeli muamelesi görüyorsunuz. iyi egitimli ve modern olmaniz en iyi ihtimalle nötr etki yapiyor. icki, domuz eti, cami sorularin mutlaka ama mutlaka soruluyor. zaten türkiyeden kopmaniz mümkün degil, cünkü her gün haberlerde erdogan var. trumpla birlikte almanyanin en büyük nese kaynagi. (evet abd ve türkiyeyi kiskaniyoruz burada)

    4. avrupa diye olmasina ihtimal vermediginiz bazi seyler var. ama maalesef oluyor. mesela almanyada tavuk yetistiriciligi ile ilgili yanilmiyorsam 2007'de cikmis bir yasa var. tavuklarin antibiyotik yemle beslenmesini, kafeslere kapatilip harketsiz ve isikla kandirilarak yumurtlatilmasini falan engelliyor. ne güzel degil mi? tavuk ve yumurta sagliklidir. maalesef degil. ab icinde her ülkede ayni kurallar gecerli degil. bir cok endüstriyel et dagiticisi etleri polonya vb. ülkelerden alip ucuza getiriyor. yumurtalari hollandadan alip, almanyada paketleyip paketin üstüne deutschland etiketi vuruyorlar. ndr televizyonu yaptigi denetimde paketlerin icindeki yumurtalarin üstüne nl(hollanda) kodu varken paketin üstüne almanca yazildigini göstermisti. bu ciftlikleri ziyaret ettiklerinde ise organik adi altinda üretim yapan ciftliklerde bile tavuklarin kafeslere tikildigi görülmüstü.

    yine yapilan bir et denetiminde burada döner kebap adiyla satilan kiyma dönerin icinde yüksek oranda fosfat oldugu, bunlarin üretildigi et fabrikalarinda, dogu avrupadan getirilen isciler yasaya aykiri olarak günde 13-14 saat calistirildigi ortaya cikmisti. böyle korkunc bir sömürünün üstelik sendikali iscilerin oldugu yerde yapilabiliyor olmasi almanya ve avrupa hakkindaki olumlu önyargilarinizi kirabiliyor.

    ha bir de türkiyede yasayanlara kötü haber. almanyada hemen her hafta bir yiyecek insan sagligina tehlike olusturabilecegi nedeniyle marketlerden geri cagiriliyor ve duyurusu yapiliyor. insanlar aldiysa geri getirsin diye. simdi almanyada bu kadar kontrol altinda bu kadar cok hatali üretim oluyorsa türkiyede kimbilir ne hatali üretimler yedik simdiye kadar.

    5. ceza sistemi acimasiz. ben bunu destekliyorum bastan söyleyeyim. ama türkiyeye alismis bir cok insana ceza yemek agir geliyor. ya ben farkinda olmadan trafikte kural ihlali yaptim, ilk ihlalim, tren biletini aceleyle almayi unutmusun zaten bir durak sonra aktarma yaparken alacaktim vs. islemiyor. ya da mesela burada araba yarisi yapan iki bosnali gencten biri yasli bir kadinin arabasina carpip ölümüne sebep oldu. ikisi de cinayetten müebbet yedi. vergi konusunda uyaniklik yapip, önce bununla övünüp sonra ceza kesilince aglayan insanlar da cok. hic acimiyorlar. özellikle maddi cezalarda.

    6. gelelim en subjektif ama maalesef türkler arasinda cok büyük hayal kirikligi yaratan maddeye. sonradan gelen degil, alamanci türkler arasinda da bu konuda mutsuz olan cok kisi var.

    burada arabanizin, marka kiyafetinizin, son model iphone'unuzun hicbir hükmü yok. yani var da sizin maasli calisan olarak alabildiklerinizin bir hükmü yok. yoksa ferrariniz vardir, iste fransiz butiklerinden giyinirsiniz, gösterisin önemli oldugu ortamlarda takilirsiniz basarsiniz yine havanizi. ama bmw 3.20 ile, adidas ayakkabi ile statü sahibi olamazsiniz. cünkü hemen hemen isteyen herkes bunlari alabiliyor burada. almayan adam bunlar yerine baska seyi tercih etttigi icin almiyor. adam diyor ki bmw alip su kadar fazla yakit yakip, su kadar fazla vergi verecegime polo alirim, arttirdigim senede 2 bin euro ile baska hobilerime harcarim.

    türkiyede kazandigi beyaz yakali maasiyla gittigi avm, gece kulübü, aldigi telefon, volkswagen golf arabasi vs. ile statü sahibi olan insanlar, burada cok daha fazlasina sahip olabilmesine ragmen, baskalari da bunlara sahip olabildigi icin, statü sahibi olamadigi icin üzülüyor.

    7. yine subjektif. bizim mantigimiza uymayan seylerin mantiksiz olmamasi. dogal olarak bizden farkli bir cok sey var. ve bazi insanlar kendi dogru bildiklerinin burada gecerli olmadigini görünce bundan dolayi hayal kirikligina ugruyor.

    simdi hemen aklima gelen örnek olarak burada sicak kira denilen bir sistem var. dogalgaz ve su da kiranin icindedir ve yillik masraf 12 aya bölünür. yaz ayinda ben niye 60 euro dogalgaz parasi ödüyorum diye isyan eden var. kisin 200 euro ödememek icin ödüyorsun cünkü.

    8. belki de en yakicisi. almanya hem gelismis batili bir ülke hem de sosyal sistemi ile öne cikiyor. ama gelin görün ki almanyada sokaklarda yasayan bir sürü insan var. yine emekli maasi yeterli gelmedigi icin yardima muhtac olan yaslilar, sosyal yardimi kesilmesin diye kacak calismak zorunda kalan isciler(özellikle kadinlar) var. düsünün frankfurt. avrupanin finans merkezi. gökdelenler, havaalani, fuar merkezi, binbir milletten insanlar, is adamlari, lüks arabalar vs. ama sokaga cikiyorsunuz battaniyesine sarilmis sokakta yatan adam. hijyenik nedenlerden cogu zaman banklarda oturmalarina bile müdahale ediliyor. bunlarin kalmalari icin yapilmis devlet ve kilise misafirhaneleri var. ama gelin görün ki kapasite sorunu var. sabah erkenden gidip kayit yaptirmazsaniz disarida kaliyorsunuz, her sabah iceridekileri disari cikarip 1-2 saat sonra tekrar gelmeleri isteniliyor vs.

    9. sosyal iliskiler. insanlar zaten bir yastan sonra zor arkadas edinir. almanlar bu konuda da muhafazakar bir topluluk. yani daha zor arkadas edinir. edinecegi arkadasi da bir hobi, bir yardim aktivitesi, siyasi grup, taraftar grubu vs. icinde edinir. yani björncügüm gel seninle bos bos laflayalim modeli cok tutan bir model degil. böyle beklentileriniz olursa yalniz kalip sikilabilirsiniz. mutlaka böyle takilma imkanlari da cikar ama adamin onu yillardir yaptigi kankasi var zaten. genelde aileleri ile vakit geciriyorlar ve bir hobileri oluyor. sana sürekli vakit ayirmasi zor. tabi yine iyi sosyallesirseniz grill partisi vs. davetler alip sosyallesebilirsiniz.

    özet olarak almanya bir cok artisinin yaninda kendi ic sorumlari olan ve bir cok yönüyle türkiyeden farkli olan bir ülke. size iyi gelecek, hosunuza gidecek farkliliklar gibi hic hosunuza gitmeyecek olanlar da var. sistemine sosyal demokrasi mi burjuva sosyalizmi mi dersiniz ne derseniz deyin sonucta kapitalist bir ülke ve kapitalizme ait sorunlari görüyorsunuz.

    buraya huzurlu bir hayat arayan normal bir calisan olarak gelip, kosullarini kabul edip uyum saglayabilirseniz mutlu olursunuz. ama buraya hirslarinizla gelip maliniz mülkünüzle statü sov yapmak isterseniz mutsuz olmaniz muhtemel. kücük bir olasikla köseyi dönüp, kendi cevrenizi yaratip yine mutlu olabilirsiniz. benim icin bu sorunlar can sikan ama keyifli bir hayat sürmemi engelleyen sorunlar degil. beni rahatsiz edenlerin cözümü icin ugrasabiliyorum. bu da bana simdilik yetiyor.

    not: mutlaka atladigim bir seyler olmustur. eklemek istediginiz varsa mesajlara acigim.
  • şatoları ve güzel kızlarıyla (ama kuzey bölgelerinin kızları) ünlü bir ülkedir.
  • tatil listeme dahi dahil etmediğim ülke. hiç ilgimi çekmiyor nedense.
  • münih ve hamburg gerçekten görülmesi gereken yerler arasında olmalı.
  • şu an yeni d tipi başvurusu almayan ülke. üstteki yazarın bilgisi hatalı maalesef.

    linki incelemenizi tavsiye ederim.

    yalnızca eskiden d tipi randevusu alan ve idata tarafından iptal edilenlere tekrar randevu verilecek
  • @avusturya macaristan kralı çok güzel anlatmış, bravo. fakat bu öyle bir husus ki her insanda biirr sürü farklı dinamiklere bağlı olarak farklı cereyan ediyor.

    almanya’ya yerleşmenin eksileri asla azımsanmayacak derecededir, bunu bilmeden giden benim gibi hazırlıksız yakalanıp geri döner. ama artıları da öyle güzeldir ki benim gibi tekrar dönmek için sabırla doğru zamanı bekletir.
  • neo-nazilerin orduya sızmakta olduğu tespit edilmiş.

    https://www.nytimes.com/…ilitary-neo-nazis-ksk.html
hesabın var mı? giriş yap