• bisiklet ile gezdiği programda tanıyıp, çok samimi bulmadığım kişiydi.
    ama bugün programında söylediği saçma sapan sözlerle kendini iyice açık etmiştir. yaklaşık olarak hatırlayabildiğim kadarı:
    - kimi zaman yolda bir böcek görürüm, durur onu alır, iki üç kilometre taşır bırakırım.
    - bunun böceklerin de hoşuna gittiğini düşünüyorum, üç günlük hayatlarında hep aynı yer olur mu, onlar da farklı yerleri gezmek görmek isterler.
    - hatta peygamber develerinin dua ettiklerinden eminim. bırakınca bunları, ellerini kavuşturmuş bana doğru bakıp dua ederler böyle...

    şimdi nereden başlasak, yumurtalarına göz kulak olan, ya da çok dar bir alanda doğal yaşama alanı olan böcekler var. ufak bir su birikintisi, pancar tarlası, elma ağacı gibi. belki sadece o bölgede o yüzmetre kare alanda yaşayabiliyor. sen neden alıp bunu taşıyorsun, senin zorun ne?

    programı boyunca, yaşlı amcalarla muhabbet ettiği için, programı kapatırken de:
    - açmayın dedeler diyebilirdim baştan ...
    diyerek de, komiklik seviyesini göstermiştir.

    demek ki o kadar yol gidince bisikletle, beyin zarı ve sıvısı içinde zıplayan beyin sürekli sarsıntıya maruz kalıyor. insan ne yaptığını, ne dediğini bilmiyor.
  • kısıtlı yeteneğin verimli kullanımına örnek
  • son günlerdeki dergiler arası yolculuğunu dsp*'den ayrılıp yeni türkiye partisini* kurar gibi yapıp sonra chp*'ye katılan kemal derviş'e benzettiğim yazar.
  • güldür güldür 'de ilk kez izlediğim, yıllardır okuduğum adam.

    keşke izlemeseydim lan, sen ne cins bir adammışsın alpay, ben seni 35 yaşında olgun bir adam hayal ettim hep, sen gevşek bir adam çıktın, stand-up yeteneğin yokmuş bu arada ya da tv de 5 dk da o yeteneği gösteremiyorsun. yetenek yarışmasına katılan amatörler gibi o ne lan öyle.

    yıktın beni alpay, şimdi kış günü beşiktaş'tan üsküdar'a kadar yüzüp kendime gelmeyi planlıyorum.
  • gıyabında çok güzel ekmek yediğim ziyadesiyle yetenekli mizah yazarı.

    geçen yaz datça'da bisikletle knidos yolundan dönerken yanımda bir scooter durdu. sürücü, kaskını çıkardı ve ortaya küt, parlak saçlı, yuvarlak yüzlü hoş bir kız çıktı. gülüyordu. acaba tanışıyor muyuz diye düşündüm ama hayır bir yerden çıkaramadım. öyle iddialı bir güzelliği de yoktu ama kolay kolay unutulmayacak bir gülüşü vardı. "alpay?" dedi bana. ben o an fark ettim ki o benim alpay olduğumdan çok emindi. "evet" ya da "efendim?" dediğim an alpay'a dönüşecektim. kimdi bu alpay, o an gerçekten çıkarmadım ama zaten umurumda da değildi. bu alpay'ın bir yerden bir kredisi vardı, belliydi. kamuran, murat, ali, sarper, mehmetcan... herhangi birisi olabilirdim. çok pis terk edilmiştim çünkü ve böyle gülen birisi için çarli bile olabilirdim.

    "efendim?" dedim ama tam da çıkartamadığımı hissettiren gözlerimle. "ya ben de daha demin senin bu haftaki yazını okudum" deyince hızlı bir şekilde bağlantıyı kurdum evet. alpay erdem sanmıştı beni. peki ama nasıl, neden? yani alpay erdem bence benim kadar olmasa da yakışıklı birisi, benim kadar olmasa da iyi bir sporcuya benziyordu. ben de onun kadar güzel yazamıyor olmasam da fena yazmıyorum. ama benzemiyoruz yani. belki de kız sadece benim alpay erdem olabilme ihtimalimi sevmiştir dedim kendime. hani "smoke" filminde yaşlı kör kadın, evine giren adamın torunu olmadığını bilmesine rağmen, (evet öyle net bir şey yoktu filimde de ama yani bence biliyordu torunu olmadığını) sadece o geceyi yalnız geçirmemek için, herhangi bir insana torunuymuş gibi davranabiliyordu ya... işte dedim belki de bu kız da benim kadar yalnızdır ve alpay erdem'i çok seviyordur. bir kıyak yapayım kıza dedim, istediği şeyi ona vereyim. iki satır sohbet mi, tamam. imza mı, tamam. fotoğraf mı çektirecektik beraber? ona da tamam diyecektim yani. fakat işler beklenmedik şekilde gelişti. o da benim gibi tatile yalnız çıkmıştı ve önce çay içerek başlayan yakınlığımız hızla ilerledi. ona ilk olarak aslında özlem diye birisi olmadığını, evli olmadığımı ve karakteri kurgusal olarak yarattığımı söyledim. neden çünkü tabii bana asılan çok kız oluyor ya o yüzden falan dedim. kafa dinlemek için yani.

    velhasıl bir kaç gün çok güzel geçti. aynı pansiyona geçince oda fiyatı da düşmüş oldu ama yemeğe şaraba falan çok para verdim. o biraz kötü oldu. çok tuhaf şeyler hissettim. hem yalancı gibiydim hem değildim. sadece alpay olmadığımı itiraf etmemem gerekiyordu. arada penguen ortamı hakkında falan bilmeden atıp tutmak zorunda kaldım gerçi, oralar biraz zordu. sayılı gün çabuk geçti. arada kendime alpayerdemgs77@gmail.com gibi de yalan bir mail adresi aldım, haberleşmeye devam ederiz diye. sonrasında hiç mail yazmadığına göre o da biliyordu alpay olmadığımı. evet. bir bahaneye ihtiyacımız vardı. o bahane alpay erdem'di.

    allah kendisinden razı olsundu.
  • yıl olmuş 2013 küsür hala ben böyleyim, ben şunu sevmem, böyle yapanları bilmem ne yapayım, hatunum böyle, kuzenim şöyle gibi benci bencil söylemler yazıp para kazanabilen bir insan. okuyanlarını sevenlerini bilmem ne yapayım.
  • --- spoiler ---

    biraz önce kuzenim geldi eve. masanın üzerinde portakal vardı onu yedi. soora, apansızın öyle bir geğirdi ki, yemin ediyorum, yediği portakal havada tekrar oluşur gibi oldu. kabuklarıyla birlikte hemde. kabuklarını soymuştu halbusi....

    --- spoiler ---
  • şu an güldür güldür show'da güldüremeyen karikatürist-stand up sanatçısı.bırak abicim.
  • 27 subat persembe, sayi: 2014/09 no: 339

    koseye baslama sekli:

    merhaba.
    abu dhabi ile mahmut agabey ayni sey.

    sahsen ben caresizlikten de olsa bu adamin kosesini okumaya basladigimda "hay sikeyim" diye bagirip elimle gozlerimi kapatirken dergiyi yere vurmaktan kendimi alikoyamiyorum. mizah anlayisini da, kaliteni de sikeyim alpay erdem.
  • korktuğumu başıma getiren yazar. dedim acaba köşesinde yazdıklarını buraya taşır mı? dakikasında babanın düşmanını sikeyim entrysini girdi.
    bilgisayarının başında nesquikli sütünden pipetle yudum yudum içerek eski klasörleri karıştıran sinsi gibi alpay erdem dünyadaki en korkunç şeylerden biri lan.

    bir de abi sen niye kendi adınla girdin ki buraya? başka isimle girseydin yemin ederim daha keyif alırdın. burdaki yazarlar artık ne yazdığına değil yazarın kim olduğuna bakıyorlar zaten. sen şimdi alpay erdem olarak monitöre doğru osursan ertesi gün kendini en beğenilenlerde görürsün. başka bir nickle bu platformda gene ünlü olabilirdin. tıpkı kizil sakal, diazepam, kirlikedi, jun misugi vs gibi. ama şimdi hep şikayet ettiğin gibi az ünlü olarak yoluna devam edeceksin.
hesabın var mı? giriş yap