• eğlenceli yazar. okurken zeka kokan esprili cümleleriyle acayip eğlendiriyor okuyucusunu. onunla sohbet etmeyi çok isterdim. kitaplarında ki ana karakterlerin birebir kendisi gibi konuştuğunu düşünüyorum.
  • murat uyurkulak ile beraber afili filintalar tayfasının seviye olarak çok çok üstünde olan yazar.babalar oğullar ve rencide ruhlar kitabında mizahı romana bu kadar güzel yedirebilmesi çok başarılıdır.gizli ajans okuyanlara evlen benimle sanem dedirtmiştir.her kitabı bi oturuşta bitirilecek akıcılıktadır.kitap okumayı seven sevmeyen çoğu insan için en zor şey kitaba ısınma süresidir yani başlangıç kısmı.alper canıgüz de hemen romanın içine girip kaybolursunuz.bir yazar adayı olarak bunu nasıl yaptığını çözmeye çabalıyorum hala.
  • bir yazardan daha öte bence.

    oğullar ve rencide ruhları okurken çoğu yerinde kahkahalarla güldüm ve eminim bir kez daha okusam daha farklı göndermeleri bulup bu kez de onlara kahkaha atacağım. kitabın sonu bile ayrı bir dokundu yüreğime. zekice kurgulanmış, zekice absürt mizah yapan, göndermelerle dolu kalemi olan bir yazar. beni gerçekten çok etkiledi. en kısa zamanda diğer kitaplarını da alıp okuyacağım.
  • tatlı rüyalar,oğullar ve rencide ruhlar,gizli ajans ve cehennem çiçeği eserlerini okuduğum,çok beğendiğim kral adam.
  • alper kamu, modern bir başbelası; varoşun eulenspiegel'i, alman masallarinin üçkağıtçı karekteri. türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak isteyen canıgüz'ü daha doğrusu onun alter egosu, küçük şeytan alper kamu'yu dinlemeli (bkz: jachen kienbaum)
    5 kitabını da severek okuduğum bu yazarla 1 yıl önce tanıştım. her bir kitabını ayrı ayrı tavsiye ederim ama ben de en çok yer edinen kitabı "kan ve gül "

    devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklıdır .
    ........
    neden söz ettiğimi biliyorsunuz. bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden,biri hariç, bütün çocuklar büyür
    gölgesini kaybeden insan gölgenin kendisine dönüşür. alper canıgüz/cehennem çiçeği

    edit: yeni kitabı çıktı. artık 6 kitabı var. " kıyamet park"
  • murat menteş'in antika titanik kapağındaki yazısını çok mu düşündü merak ediyorum.

    dublörün dilemması isimli kitabı ilk okuyanlardan birisi olan kendisi, kitaptaki bir sözü almış ve çevirmiş sonunda bu kitaba yazdırmış.

    (bkz: antika titanik/#81134249)
  • bütün kitapları içinde alper kamu odaklı oğullar ve rencide ruhlar ve cehennem çiçceği benim için en güzel kitapları oldu alper canıgüz'ün. sonrasında kan ve gül ve tatlı rüyalar. gizli ajans diğerleri kadar olmasa da sırf amcabey, kız tevfik ve tahtakafa hatrına okunurdu. ha bir de ormanda bulundan dalgıç için.

    oğullar ve rencide ruhlar benim daha gençken okuyacağım kitaptı. geç okudum; keşke 10 yıl önce okusaydım. fakat cehennem çiçceği için kesinlikle bir olgunlaşma süreci gerekli. algıların,hayata bakışın, aile kavramının ve ilişkilerin insanın içine daha bir sindiği zamanda mesela.

    çocukluğumu buldum ben bu kitapta. mahalle ilişkisi ve bu mahalle ilişkisi içindeki iktiradan. yazar psikolog sonuçta. bir bölüm var ki direkt hayatımın özeti:

    --- spoiler ---
    açıkca herkes mümtaz abi'den duygularını harekete geçirecek, her birini birere küçük rambo'ya dönüştürecek bir konuşma yapmasını bekliyordu. beklentinin farkında olan mümtaz abi, "sıçacağız oğlum hepsinin ağzına!" diye bağırdı. sonra da gözlerinde yaşlarla ekledi: "otomobilimi çaldı eşoğlueşekler." pek spartaküsvari sayılmazdı yani. ancak asıl hayret verici olan, bu kadarının o tüysüz yeni yetmelerin hepsini minyatür birer canavara dönüştürmeye yetmesiydi. kimilieri, "sıcacağız ağızlarına," "otomobilimizi çaldırlar," diye mümtaz abi'nin sözlerini tekrarlarken, hızını alamayanlar ayağa fırlamış vahşi savaş çığlıkları eşliğinde ellerindeki sopalarla bahçedeki ağaçları dövmeye girişmişlerdi. gözü dönmüş bu ahmaklar sürüsünün leonardo da vinci'yle aynı canlı türüne mensup olduğuna inanmak mümkün değildi.
    --- spoiler ---
  • benim için kitap fuarlarının katılım çıtası alper canıgüz'dür. herhangi bir fuarda canıgüz'ün imza günü veya söyleşisi varsa o fuar benim gözümde geçer not alır, yoksa kapısından geçmem. adam gittiği yere kalite götürenlerden. o kadar çok kitap imzalattım ki, beni tanıyacağına emin olduğum için artık son gittiğimde "kanka bir yere kaybolma, çıkışta rakı balığa gideceğiz" demesini bekliyordum. bekle bile demedi, gitti *
  • keşke 100'den fazla kitabı olsa ve bütün kitaplarını bir kerede alıp kütüphaneme koysam dediğim kitap yazarı. böylece "kitap okuma vaktim geldi" demek yerine "alper canıgüz okuma vaktim geldi!" diyebilirdim. hem de saatlerce hangi kitabı okumalıyım acaba diye düşünüp, araştırma yapmaktansa (-ki sonunda çoğunlukla fos çıkar..) kendimden emin bir şekilde harika bir absürt fantastik bi maceraya atılacağımı bilirdim. hayır, öyle hepsinin mükemmel olmasına gerek de yok. hatta ve hatta kitabın ismi "olgular ve incirci çocuklar" * dahi olabilir. hikayesi tatmin de etmeyebilir. o içindeki metaforlar, detaylı anlatım, hayli komik diyaloglar, kahramanın içinde yaşadığı duygu bütününü okumak çokça yeterli olurdu benim için. sadece amcabey, kız tevfik ve tahtakafa'nın bir gece boyunca oynadıkları iskambil oyununun kitabı dahi olsa okuyabilirdim.
  • üniversite yıllarında çok sevdiğim eski bir dostumun önerisi ile okuduğum tatlı rüyalar kitabının yazarı. kelimeleri kuvvetli, donanımlı bir yazar. kendisi boğaziçi psikoloji mezunu.

    okuduğum ikinci kitabı oğullar ve rencide ruhlar da olağanüstüydü. "beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar."
hesabın var mı? giriş yap