• at yarışı oyunudur. o gün içerisinde peşpeşe yapılan altı koşunun birincilerini tahmin etme şeklinde oynanan bahis oyunu da diyebiliriz. yarışa dahil olan her koşuya "ayak" denir. 1. ayak 2. ayak 3. ayak şeklinde devam eder. her ayak sonunda atın aldığı ganyan gösterilir. favori atın ganyanı düşük, sürpriz atın(eşek) ganyanı yüksek olur. her koşuyu bildiyseniz ve eğer her koşuda favori at birinci olduysa alacağınız para çok düşük olur. genel olarak sürpriz atların birinci geldiği koşularda iyi para verir.

    bir bayan olarak eskiden keyifle oynardım. benim oynadığım zamanlarda yavuzhan, boldpilot, sıh taha ( bu at yavuzhan'dan baba kardeşti), mertkan, albayım, bir de gazi koşunu kazanan ilk dişi tay olan fair tail vardı. ha bir de highflyer vardı. neyse şimdi saymakla bitmez. atları tanımadığım zaman jokeylerine göre oynardım. genelde her koşuyu karataş alırdı. eğer o almazsa ya cankılıç, ya dede mutlu ya da s. boyraz kazanırdı. velhasıl kelam kendinizi fazla kaptırmadığınız taktirde gayet keyifli olan at yarışı oyunudur.

    düdüt: efenim spikerin "gazi koşusunu kazanan ilk dişi tay" diye anons etmsine rağmen meğer gazi koşusunu kazanan ilk dişi tay fair tail değilmiş. ondan daha önce de gazi koşusu kazanmış bir çok dişi tay mevcutmuş. örneğin well done isimli dişi tay 1995'te gazi'yi kazanmış. dişi taylarımıza haksızlık olmaması adına entaremi düzenledim. teşekkürler filippo
  • ayri ve izole bir kitleye hitap eden, 30 saniye icerisinde bungee jumping'e yakin heyecani ya$atabilen atraksiyondur.

    diger $ans oyunlarinin aksine; geceler boyu ders cali$ma, eksiksiz takip ve i$in erbablariyla yapilacak sohbetlerle ba$ariya ula$ildigindan; esasinda kolay para pe$inde olanin milli piyango idaresi yerine tjk mamulleriyle muhatap olmasi daha akla yatkindir.

    ve.. altinci(son) ayakta, 800 milyarin sahibi olup olmayacaginiz ekranda ko$an e$$egin 30 saniye sonra nerede olacagina bagliyken salgilanan adrenalin yillar sonra bile unutulmuyormu$ bunu goruyorum.
  • yakin bir zamana kadar bu oyunu hic oynamamis biri olarak, onceleri hic zevk alinmayacagini dusundugum ama sonra biraz takip edip sonrasinda arkadaslarla yaptigimiz ortak *kuponun* da tutmasiyla*, beni bir sureligine kendisine baglamis oyun.

    acikcasi onceleri iddaa varken bu oyun oynanir mi diye dusunuyordum. sonra isin icine girince hic de oyle olmadigini anladim. yarislar arasi yarim saat bekliyorsunuz ve 30 saniyelik bir yarisla hersey belirleniyor. hele son duzluk heyecanin tavan yaptigi kisim. zaten butun olay da orada bitiyor.

    oynadigimiz ilk kupon tutunca bir sureligine devam ettim bu oyuna. ama sonradan gordumki bizim tutturdugumuz gun yarislarda surpriz olmamis, biraz da sansimizdan* dolayi kazanmisiz. sonraki oynadigim zamanlarda gordugum olay, her gunun yarislarinda kesin bir ayakta surprizin olmasi. oyunda 5'te kalanlarin tek sorunu da bu zaten. asil olay zaten o surprizin oldugu yarisi bilmek. tabii bu surprizin oldugu yarisin hangi ayakta karsiniza cikacagi da ayri bir soru isareti. genelde son ayakta 20 tane at kostugundan orda olabiliyor surpriz..

    eger o gun surpriz olmamis ve kuponunuz da tutmussa, cok az bir para alacaginiza isarettir bu durum. bu isi bilenler genelde bir veya fazla ayakta surpriz at yazarlar kuponlarina. esek denilen surpriz ati bulmaya calisirlar.

    10-15 kere oynamis biri olarak gordugum olay sudur; bu oyundan para kazanmak istiyorsaniz, yarislarda kosan bilmem kac tane ati, atin anasini, atin babasini, son duzlukte ne yaptigini, son yarislarda ne yaptigini, cimde-kumda nasil kostugunu, jokeyleri ve daha aklima gelmeyen binbir ozelligi de bilmeniz gerekiyor. aksi takdirde olayiniz 5'te kalmak olacaktir. ha bunlari bilen bir suru insan da 5'te kalabiliyor, onu da unutmamak lazim...
  • 1999 yazında erkek magazin dergilerinin birinde ölmeden önce yapılması gereken 50 şey’lik listede altılı tutturun maddesini fazla ciddiye alarak bulaştığım hede.

    dur yapma, bir başlayan bir daha bırakamıyormuş diyen arkadaşlarımı da hastalık gibi bir anda içerisine çeken bu oyun üniversitedeki son yılımızı ganyan bayilerinde geçirmemize neden oldu.

    bu işe bulaşana kadar altılı oynayanlara hep küçümseyerek bakar, ganyan bayine giren çıkan herkesi potansiyel serseri olarak kabul ederdim. aldığım spor gazetelerinde ilk işim bülteni çıkarıp atmak olurdu.

    sonrasında ise gazetelerdeki bülteni çıkartıp atan ben puanlı peşinde koşar oldum. evde ekmek olmadığında oğlum 1 ekmek alır mısın diyen anneme sırf üşengeçliğimden, hain evlat ökkeş tarzı cevaplar veren ben üşenmeden her gün bakkalın bitişiğindeki ganyan bayine gidip kupon yatırır oldum.

    bir hevesmiş geldi geçti, istisnasız 1 yıl her gün oynadığım oyundan nedenini hala bulamadığım bir sebepten koptum. bu bir yılda ise 3-5 tane simitçi altılısı tutturmuşluğum, hipodroma gidip padokta sıçan at var mı, yok mu diye kontrol edip ikili oynamışlığım var.

    bir de kendisine hayran bırakan velociraptor adlı bir at var. izlediğim her yarışında kendisine hayran eden, rakip tanımayan ama ne yazık ki pistlerden erken kopan velociraptor. belki de onun pistlerden uzaklaşması beni altılıdan uzaklaştırdı.

    (bkz: velociraptor)

    bu bir yıllık deneyimin ardından iyi ki bu işe bulaşmışım diyor , tüm tayların ayaklarının düz basmasını diliyorum.
  • beşte kalan kuponlarımı koleksiyon yaptığım oyun.

    hayli de zengin bir koleksiyon sahibiyimdir...
  • eski yarışseverlerin "iki at yazılmaz, ya tek geçilir ya üç at yazılır" şeklinde bir inanışının da olduğu strateji oyunu. bu inanış yüzünden, çarpan arttırmaktansa azaltmayı tercih edip hüsrana uğrayanların haddi hesabı yoktur. çünkü olmazsa olmaz kurallardan bir diğeri de "yazan at çıkarılmaz"dır. yani kupon ilk kez bir yapıldıktan sonra, bülten ele alınıp şöyle bir göz gezdirilip "la alkaç kızı'na gerek yok, simtay tek olsun" denmez. dendiği takdirde alkaç kızı gelir, kupon yırttırır. tüm bunları bi anımı anlatmak için yazdım:

    9-10 sene önce bi kupon yapmıştım babama. bir ayakta iki atım vardı: yemen tunç'un bindiği income ve türkiye'nin teki gibi bir şey olan, yanılmıyorsam süleyman akdı'nın bindiği ensar. income'a çok güvenmiş, ensar'ı da sırf "gelmez ama herkes tek attığına göre var herhal bi hikmeti" diye korkumdan yazmıştım. 9-10 liralık bir kupondu. "iki at olmaz, tek geç" dedi babam. "income'ı tek geç ama çıkarma" dedim. çıkarmış income'ı, ensar'ı tek geçmiş. tabi ki income geldi. o zamanlar sıfırlar atılmamıştı 1.233.500.000 vermişti altılı. sonra "kız biliyo" moduna geçildi ailede de, iş işten geçmişti tabi. o şeytanın bacağı kırılmadı bir türlü. mal mal oynayıp durduk, duruyoruz. çoğüzücü. böhühü.
  • 12 yıldır oynamamıştım. çok da tecrübem yoktu hiç tutturamamıştım zaten. geçtiğimiz cuma bira içerken mekanın aynı zamanda bayi olduğunu farketmemle olaylar gelişti. ilk koşuya 10 dk kaldığından uyduruk bi kupon yaptım. altılıyı tutturdum. atla gel şaban teorisi doğruymuş. baskı altında ve arabesk müziklerle olmayacak iş değilmiş. kuponu yatırdım ama, niyazi gibi yapmadım.
  • ''beyinsiz insanların hayal dünyası'' canım benim gel ben sana anlatayım kim beyinsiz ,kim beyinli ? senin hayal dünyası dediğin şey kalp krizi kadar gerçek,bu bir oyun ,bu bir eğlence ve tuttuğun atın yarışı kazanırken aldığın haz belki de sen gibi zavallıların hiç tatmayacağı duygu.insanlar sosyal canlılardır mağara adamı seni.bu bakış açısıyla bir topun peşinden koşan milyonlar da beyinsiz,görmediği ve ispatı mümkün olmayan şeylere inanan milyarlar da beyinsiz.asıl bu oyunu gerçek veriler üzerine kurgulamak yorum ve beyin ister.bu oyunda yazacağın atı sen seçersin kimse sana bunu yazma demez,sayısal ve piyango gibi tamamen şansa bağlı bir oyun değildir ve şans oyunları arasında en zevklisi ve zeka gerektiren bir oyundur.
    asıl beyinsiz olan sensin abim benim !
  • 15 senelik oyuncu olarak kesin kanaatim şudur ki, kumardır.

    kumar değil akıl ve tecrübe oyunu diyenlerin aklına sıçayım.

    2 at düşünün. a atı ve b atı. a, b yi 10 defa geçmiş. handikapı 20 puan yüksek. antrenmanı dereceleri çok daha iyi. türkiye nin %95 i tek geçmiş. ne oluyor? 11. yarışta b atı a atını geçiyor. türkiye’nin %95 inin kuponu yatıyor.

    yakın derecelerde atlar birbiribini geçer. olabilir. çalışırsın, önceki yarışlara ve mesafelere bakarsın. jokey at uyumuna bakarsın. tahmin yürütürsün. o zaman iyi çalışan ve tahmin eden kazanır.

    bazen insanların aklıyla dalga geçiliyor. arızalı at yarışa sokuluyor. at, mesafesi ve pisti uygun olmayan yarışlara sokuluyor. jokey atı yanlış stilde koşturuyor. ya da daha değişik dümenler dönüyor. olan masum vatandaşa oluyor.

    bugün itibari ile benzer durumdan dolayı altılı ganyanı bıraktım. üstümden yük kalktı. herkese tavsiye ederim.
  • oldukça karmaşık bir bahis oyunudur. altılı kuponunu kurmak başlı başına bir mesele zaten. hangi ayağı/ayakları tek atacağını bilmek, hangi favorinin gelmeyeceğini tahmin etmek falan cidden zor işlerdir.

    futbol bahislerinde falan yazarsın istediğin maçlarını, kaç paran varsa ona göre misli yapar geçersin ama altılı işinde olay farklı. elinde atıyorum 20 lira var, bu 20 lirayla en iyi kurguyu oluşturmaya çalışıyorsun.

    bu kurguyu oluşturmaya çalışırken de atın anası, atın babası, en son ne zaman koşmuş, dereceleri ne, kimlerle koşmuş, hangi yarışlarda koşmuş, çim mi sever kum mu sever, jokeyi kim, jokeyi formda mı değil mi, bu ata uygun jokey mi, sahibi kim, antrenörü kim, at kaç yaşında, kilosu kaç, galopları nasıl vs. vs. böyle bir dünya şeylere bakman gerekiyor. ha bunlara hiç bakmadan da sallama yapar tutturursun ama hem uzun vadeli olmaz hem de zaten altılı işinin en keyifli yanı aslında altılıya çalışmaktır. iyi bir çalışmayla bulunan ve tek atılan sürpriz bir atın yarışı kazanması kadar da adama haz veren çok az şey vardır.

    bunların yanında da adamın kafasını allak bullak eden bir sürü ganyancı batıl inançları var. mesela 1-2-4-5 numaraları yazdın diyelim. 3 numara eşeğin önde gideni bile olsa pencere olduğu için yazasın gelir. takık olduğun jokeyler vardır yarışı kazanacağı bariz olsa da yazasın gelmez ya da çok sevdiğin bir jokey alakasız atlarda bile elin gider yazarsın. tam kuponu yatıracaksın alakasız adamın biri ya da bir arkadaşın bir at söyler kafana yatmasa da ya gelirse diye yazarsın. hele söyleyen arkadaşınsa atın gelmesi durumunda "ulan ne mal adamsın dedik sana yazmadın" diye kafa sikeceği için yazarsın. alakasız adamsa da "herifin bir bildiği var herhalde" der yazarsın. "yazılan at çıkarılmaz" diye bir şey vardır, yanlışlıkla işaretlesen bile "ulan şimdi buna çıkarsak kesin bu gelir" der yazarsınj. ancak bu tip atlar kırk yılda bir gelir ama aklında hep o yazmadığın zamanlar kalır ve etkisinden çıkamazsın. yorumcu tahminci takip ediyorsan zaten internetten iyice yandın. her biri ayrı ayrı bir şey der ne bok yiyeceğini şaşırırsın. belki de kendi kendine 10 liraya bulacağın altılıyı 50 liraya bulamazsın. bildiğin psikolojik harp gibi bir şey yani bu kuponu doldurma işi.

    velhasıl gelir kapısı olarak medet umulmadığında keyifli oyundur. yalnız insanın kendisini fazla kaptırmaması lazım. sürekli at eşek muhabbeti farkında olmadan bitirir adamı cidden.
hesabın var mı? giriş yap