• sağlam gruptur.

    ankara'nın yeni iftiharları. geçen sene odtü vişnelik'de dinleme fırsatım olmuştu, bas gitarist gizem aplamız baya çılgın çalıyor ve söylüyor , grup güzel bi sinerji yakalamış müzisyenler uyum içindeler.

    daha da tanınacaklarını düşünüyorum.

    bu arada tavsiye olarak ; reca ediyorum konserlerde biraz sesi kısın. elektro sesi çok çıkıyor.
  • önceki gece, ankara 6.45'de ringo jets ile birlikte çatır çutur bir konser verdiler.

    açıkçası kendileri ile ringo jets' in paylaştığı konser afişi üzerinden tanışıp, 1 hafta sonrasında kanlı canlı dinleme fırsatı buldum. spotify'daki kayıtlar iyiydi, güzeldi fakat canlı halleri çok daha etkileyiciymiş. daha önceden keşfedemediğim için üzdüler.

    üstelik konserle ilgili atılan instagram sıtorisine, geldiğiniz için teşekkürler şeklinde dönüş yapacak kadar mütevaziler ve ankaralı grup sempatiklikleri var gözümde.

    yolları açık olsun. *
  • dün odtü mt’nin etkinliğinde salonu sallayan ankaralı olduklarını henüz öğrendiğim underrated grup. yan vokal olarak bazı şarkılarda öne çıkan basçının canlı performansı adeta kusursuzdu. ablamıza koca bir okulun, ben dahil, düşüşüne şahit olduk. lead vokalin sahne personası da tam garage rock kültürü. yer yer peaky blinders yer yer ayşe arman gibi ingilizcesini, tavırlarına kendinizi kaptırdığınız için aldırmıyorsunuz. çok iyi grup. dinlensin!
    (bkz: we’re gonna burn here)
    (bkz: river)
  • dun (bkz: 6 ekim 2023 glenn hughes ankara konseri)nde canli dinledigim ve hayrani oldugum grup. tek kelimeyle enfes.
  • tipten kazanan grup.
  • şu an radyo eksen'de cenazedeymiş gibi sohbet eden elemanlara sahip grup.
    ya silah zoruyla konuşturuyorlar ya geldiklerine pişmanlar.
    bi tanesi de konuşmaya başlarken eamm eamm diye sesler çıkartıyor. ruh gibiler.
  • klavyecisi, yıllar önce, klavyesiyle birlikte kayıplara karışan güzide cazbant.

    edit: 1 ekim 2021 tarihli haymatlos mekan konserinin ardından bildiriyorum: klavyecinin ve klavyesinin kayıplara karışmasının ardından bambaşka bir gruba dönüşmüştür – ki bu durum epeydir böyleydi; ama diğer konserlerin tamamını izleyememiştim. yeni şarkılara ve jam'e ağırlık veriyorlar, eski şarkıları da yeni tarzlarına uyarlayarak çalıyorlar. ben eski hallerini tercih ederim; ama bu halleriyle de çok kaliteliler, eskiye göre çok sertler, live on kexp'de ağırlanmaları icap eder.
  • stage invasion'da canavar bir sound ile gelen grup. isminin hakkını fazlasıyla veren bir ep olmuş, konser olsa da gitsek dedirtti.
  • dün peyote'de no land'le birlikte sahne alacaklarını öğrenince nasıl bir şeymiş diye fikir edinmek üzere yeni ep'lerinden iki şarkının kaydını biraz üstünkörü dinlemiştim. tür olarak sevdiğim bir şeylere tekabül etmediklerini anlayınca da hazır gitmişken 2 şarkılarını dinler çıkarım herhalde diye düşünmüştüm. yanılmışım.

    canavar gibi bir performansları var. dördünün de yaratıcı bir şekilde paylaştığı, hiçbir zaman detone olmayan, zaman zaman patlayıcı, zaman zaman da akılda kalıcı melodileri tekrar tekrar söyledikleri vokaller grubun en güçlü yanı. sahnede olmaktan çok keyif alıyorlar ve sahneye de çok yakışıyorlar.

    birçok başarılı grupla ilgili iyi şeyleri sıraladıktan sonra bazen ne olduğunu bile tam ifade edemediğiniz bir "ama" vardır, ya da çok temel bir "neden?" sorusu yöneltmek istersiniz o müziğe... işte al'york için öyle bir şey yok. çok zor yakalanan bir bütünlüğü şimdiden yakalamışlar dolayısıyla tek yapmaları gereken birlikte müzik yapmaya devam etmek ve kısa süre içerisinde türkiye müzik sahnesi içinde kült grup mertebesine erişecekler.
  • sound'u keyifli olmakla beraber cok sikko ingilizce sozlere sahip sarkilar yazan grup. dikkat edince sozler baya sacma, kafiye olsun, sarki aksin diye anlamsiz kelimeler kullanilmis, bence ingilizce zorlamalarina gerek yok, hatta zorlamasalar daha iyi olur.
hesabın var mı? giriş yap