• sağlıklı hafif yiyecekler var burada. sağlıklı oldukları için çok lezzetli sayılmazlar ama yine de iyi bence. keza içecekler de güzel. kahvelerini ben seviyorum. yaz mevsimi akşam saatlerinde bahçe doğrudan güneş aldığı için bu yaz biraz sıkıntılıydı, diğer vakitlerde şahane. neticede bizim için mahallemizin dükkanı. biraz da bu nedenle daha da çok seviyoruz.
  • bölgenin sessizliğine ilaç olmuş, perşembe ve cuma akşamı soft müziklerle güzel bir alternatif olmuş mekan.
    belki yeni mekanlara bir örnek teşkil edecek ve bölgenin algoritmasını değiştirecek bir cafe.
    velhasıl gidiyoruz, götürüyoruz, karalamaya gerek yok, beğenmeyen gitmez...
  • bahcesi ayri ici ayri guzel, nazik calisanlari ve lezzetli kahve ve caylariyla cok sevdigim cafe. arkadasla tatli tatli sohbet etmek icin de bir seyler okuyup ders calismak icin de aklima gelen ilk mekan oluyor genelde. emege saygisini ve protest durusunu da ayri seviyorum. bozmasinlar, hep severek gidelim.
  • ankara'da şili meydanı güneş sokak'ta 3 hafta kadar önce succulent & coffee şiarıyla açılan şirin ve nezih bir mekân. tatbikat sahnesi yolu üzerinde bulunduğundan tiyatro öncesi bir şeyler yemek (boşnak böreği ve balkabağı çorbası gibi nefis şeyler var) ve içmek için hayli ideal bir yer. içerde sukulent bölümü de bulunan bu mekanda çarşambaları da jazz yapılacakmış.
  • gidilmemesi gereken mekan.
    dün gittik, çabuk olur diye düşünerek kinoalı salata istedik, ama sanırım kinoalar peru'dan yeni sipariş edilmişti.
    bekle bekle bekle ne gelen var ne giden.
    sorunca da 'şeflerimiz hazırlıyor' diye ukala ukala cevaplar verildi. alt tarafı salata, ne şefi ne hazırlaması...
    uzunca bir bekleyişten sonra neyse salatalar geldi ama çatal yoktu. çatal istedik, getiriyoruz dediler. bu arada öyle her masa tıklım tıklım dolu da personel yetişemiyor değil. az sayıda müşteri var ve bir sürü personel var ama bize çatal getirmek yerine lak lak yapmayı tercih ettiler. 2-3 kere kalktık çatal istedik 'hazırlanıyor' dediler. tabi daha demiri dökecekler metal yapacaklar kalıba dökecekler falan filan.
    kahve istedik, onu da bekle bekle bekle ne gelen var ne giden. sanırsın kahveyi yemen'den veya brezilya'dan yeni getirtiyorlar.
    yani alt tarafı bir salata ve kahve için yaklaşık 2 saat zaman bekledik.
    bir de bu arada alakasız 1 kadın da sürekli bütün müşterilerin fotoğraflarını çekiyordu. hiç bir izin vs. falan da almaya tenezzül etmemişti, biz kimiz ki sonuçta?
    gittim onu da sordum, 'yok biz yüzleri almıyoruz sadece yemekleri alıyoruz' diye ukala ukala cevaplar verdi. bari bize de yollayın dedim, yollamadılar. yok ışık çok güzelmiş de yok yüzleri saklıyorlarmış da bilmem ne. kardeşim izin aldın mı? hayır. bitti!
    yani kısaca, kinoanın peru'dan, çatalın sanayiden, kahvenin brezilya'dan gelmesini beklemek ve izinsiz şekilde fotoğrafınızın çekilmesi hoşunuza gidiyorsa tam size göre bir mekan.
  • servisi bok gibi kafe. uzun süredir görüşmediğim arkadaşlarımla buradaydık. muhabbete dalmışız mönü getiren, ilgilenen kimse yok. yarım saat olmuş resmen. “biz sizinle ilgilenemedik diğmi??” zaten koskoca mekana iki tane garson koymuşlar. hangi birine yetişsin onlar da?

    hafif marjinaller, beyaz yakalılar ve üniversite tayfası olmasa, konumu da biraz kötü olsa iş yapamaz burası. niye beğenildiğini ve bu kadar abartıldığını anlayamıyorum.
  • sosyal medya ekibi rezalet olan sevimli kafe.
  • ben buraya her gittiğimde pişman oluyorum. zira içtiğim herşey hasta yemeği gibi. zaten arkadaş isteğiyle gidiyorum. yine son seferde de jazz falan diye götürdüler, gitmek zorunda kaldık arkadaşları görelim diye fakat konuşamadık bile gürültü ve sıcaktan. ayrıca, tester çaylar satılıyor sandım; fiyat sordum. kasiyer kadın tester olduğunu ve koklamak için olduğunu söyledi resmen. koklamak için tester çay diye bir şey yok tabi. sekiz bin gurme/gourmand işinde çalıştım. eğer böyle bir şey yaptılarsa, tamamen kapatıp gitsinler. resmen almayın demeye getirdi. yok böyle bir terbiyesizlik ve pintilik.

    ----peşinen söylüyorum: hem deneyim hem de fikir beyanıdır bu. isteyen över, biçer; reklamını yapar.----

    ayrıca yazın içeride klima yok. şaka gibi. ben yerinize olsam, çay için kuğulu'nun karşısındaki d&r'ın oralarda ingiliz birinin işlettiği bir mekan var. ismini hatırlamıyorum (içinde 'tea' vs geçiyor) ama hiç değilse poser'larla dolu değil. ya da macarons d'antoinette'e çıkın biraz yukarı. olmadı gidin seğmenlere oturun, çeşitli yeşillikler görün kaktüs yerine. esiyor da.

    ayrıca yine aynı fiyatlarda, şu next level'ın oradaki keifi'ye gidebilirsiniz. sunumları ve çay kaliteleri harika. kimse köylü kurnazı gibi kaba davranmıyor.

    tekrar söylüyorum, kimse o kadın, yaptığı çok ayıp. geçmiş olsun şimdiden bu güzel reklamları için.
  • çalışanlarıyla sahipleriyle ürünleriyle çok severek gittiğim 1 mekan fakat bu korona döneminde streetbar i başta olmak üzere hiç dikkat edilmeden iş yapmaya devam etmekte. aslında bu kendisine hiç uymayan 1 duyarsızlık örneği, beni şaşırmıştır.

    https://instagram.com/…treetbar?igshid=3hw3q7kxmrhn
  • iş çıkışı iki bira atmalık havadar mekan. o kadar havadar ki silkelediğim sigara külüyle garsona sipariş verilebiliyor.
hesabın var mı? giriş yap