american doll posse
-
tori tanitim turnesinde nolur istanbul a da gelsin hem de bikac kere gelsin yeni sarkilarini beraber kutlayalim deme sebebi.
-
klavseni tekrar duyacağımız albüm olacakmış.
edit: hiçbir şarkıda duyamadım.. -
23 adet track'den ibaret (mi?)
son iki gündür, obsesif kompulsif toriciler tartışıyor bu tracklist'in gerçek olup olmadığını.
polonya'nın resmi tori amos sitesi toriamos.pl (ki bu site aynı zamanda sony music'e ait), albümü önceden sipariş (pre-order) olarak satışa çıkarmış ve aşağıdaki tracklist'i yayınlamış. sonra siteden kaybolmuş bu liste. sonra yeniden eklenmiş. sonra yine kaybolmuş. yılan hikayesi yani...
şayet bu bilgiler gerçekse, albümün anatomisi sanırım boys for pele'yi anımsatacak...
01 yo george 01:27
02 big wheel 03:18
03 bouncing off clouds 04:08
04 teenage hustling 03:59
05 digital ghost 03:51
06 you can bring your dog 04:03
07 mr bad man 03:19
08 fat slut 00:40
09 girl disappearing 04:00
10 secret spell 04:03
11 devils and gods 00:52
12 body and soul 03:56
13 father's son 04:00
14 programmable soda 01:25
15 code red 05:26
16 roosterspur bridge 04:00
17 beauty of speed 04:08
18 almost rosey 05:22
19 velvet revolution 01:19
20 dark side of the sun 04:18
21 posse bonus 01:50
22 smokey joe 04:16
23 dragon 05:05 -
(bkz: shame)
-
kayitlarinin cornwall'da (ingiltere) martian engineering tarafindan yapilmis oldugu (mark hawley hem ses muhendisi, hem de ingiliz ya, o acidan herhalde di mi cevat abi?), produktorlugunu bizzat tori'nin ustlendigi, epic records etiketli, merakla bekledigimiz album.
-
içinde yer alan big wheel ve bouncing off clouds isimli şarkıları dinledikten sonra inanılmaz tarz değiştirdiğini düşündüğüm toris amos albümü. özellikle big wheel'in tori amos şarkısı olduğuna insanın başta inanası gelmiyor ama tori'nin melek halini düşündükçe ne şeker şarkıymış demekten kendimi alamıyorum. bu arada tarz değişikliğinden kastım biraz sertleşmiş. yoksa yine harika sözler ve müzik.
-
kapağının da inanılmaz güzellikte bir tori amos fotoğrafıyla süslendiği albümdür ayrıca. bak bak doyamıyorsun.
-
tori amos'umuzun biz sevenlerine aşağıdaki sesli mesajla ulaşmasına vesile olmuş albümdür.
(bkz: http://www.toriamos.com/audio/toriamos_032107.mp3)
kendisinin girls diye tabi ettiği çıtırlarla da şu foto aracılığıyla tanışılabilir:
(bkz: http://www.toriamos.com/…/images/tori_adp_group.jpg) -
baharın geldiğini hissettiriyor, bahar gibi geliyor desek hiç ama hiç yalan olmaz... istanbul'da çiçekleri açtıracak, yaprakları yeşertecek, mayıs yağmurlarını yağdıracak; usulca, sessiz, mutlu, hüzünlü dakikalarda... istanbul'a kadar gelip bütün bunlara vesile olacak, bunları yaşayacak albüm bu. hayır hiç bir şüphem de yok.
-
öncelikle hoşlanmadığım şeylerden bahsedeceğim.
bu “posse” meselesinden hoşlanmıyorum.
bir önceki albümünde ruhani lider havalarına bürünüp, şimdi de dissosiyatif kimlik bozukluğu’ndan muzdarip bir halde, beş ayrı perukla fotoğraf çektirmesinden hoşlanmıyorum. zaten yapmıştı bunu strange little girls’de, şimdi ne gerek vardı?
20 küsür şarkılık konsept albümlerinden de sıkıldım artık.
anlıyorum amerika ile bir derdi var, aklı biraz başında olan herkes gibi. ama ne zaman ki albümü yo george diye açıyor, işte o zaman hoşlanmıyorum. biraz fazla kör kör parmağım gözüne oluyor.
gelelim bardağın dolu kısmına.
şayet bu albüm 23 şarkıdan değil de, şöyle 12–14 şarkılık bir seçkiden oluşsaymış, pele ve choirgirl’den bu yana yaptığı en iyi iş olabilirmiş.
çok çok güzel şarkılar var çünkü.
smokey joe, code red ve girl disappearing (bir marianne olsun, yes anastasia olsun, kafa kafaya yarışır) inanılmaz iyi şarkılar. %100 tori.
digital ghost, father’s son ve roosterspur bridge damardan dinleniyor.
bouncing off clouds güzel ama sanki bir önceki albümüne koysaymış daha iyi olurmuş. albümün genel havasına uymuyor.
you can bring your dog, she’s your cocaine’in kızkardeşi.
beauty of speed ve dark side of the sun vokal olarak vurucu.
dragon, ursula k le guin'i anımsatıyor ister istemez. "don't tell me a woman did this to you..."
devils and gods’a gitar çok yakışmış. velvet revolution’da mandolin kullanmış.
big wheel, fat slut (bir arkadaş bunun melodisinin çayırda buldum seni, ellere vermem seni’den çalındığını iddia ediyor), body and soul ve teenage hustling farklı ama eğlenceli.
aralara kısa kısa şarkılar koymuş, boys for pele’deki gibi. mesela edepsiz programmable soda’da oral sex’ten bahsetmiş yine.
genel olarak the beekeeper’dan kat kat daha ilgi çekici bir albüm.
şarkılar sanki bire bir canlı performans için yazılmış.
üstelik bu sefer istanbul’u ziyaret ederken beraberinde jon evans ve matt chamberlain’i de getiriyor. iki sene önce harbiye açıkhava’da seyrettiğimizden daha farklı, daha canlı bir performans olacak, şüphesiz.
işte aslında tüm bunları düşününce, albümden de, tori’yi bu yaz bir kere daha istanbul’da seyredeceğimizden de oldukça hoşnutum.