• ilişki değil siyasi tahakkümdür, japonya abd'ye yenilmiş, işgal edilmiş ve silahsızlandırılmış bir ülkedir. güvenliği abd taahhütü altında, buna karşı ordu oluşturması fiilen yasaktır. bu yenilmeyi kabullenebilme sayesinde ekonomik büyümesine izin verilmiştir. kendisinden haklı olarak nefret eden kore ve çin halkına karşı bu silahsız haliyle abd korumasına ve ittifakına sığınmaktadır her kriz anında. mevcut ordusu vs.si de amerikanın kontrolünde kendisine tabi bu ülke ile beraber ortak hale gelmiş güvenlik risklerine (kuzey kore, çin vb.) gibi caydırıcılığı artırmak için oluşturulmuştur.
  • hürriyet gazetesi'nin haberine göre savaştan kalan şöyle bir detay barındırıyor.

    (bkz: kuzey mariana adaları)

    2. dünya savaşında bu adada üç haftalık çarpışmalarda ~ 4 bin amerikan ve 30 bin japon askeri öldü. adayı ele geçiren amerikalılar sivillere zarar vermeyeceğini duyurduğu halde, çocuklar dahil binlerce japon yaşlarına göre sıraya girip buradaki kayalıklardan atladı. ölüme giderken hepsi "tenno haika banzai" (imparator çok yaşa) diye bağırdı. bugün uçurumdaki anıt özellikle japon turistlerin uğrak mekanı. bölgede son japon askeri komuta merkezlerinin bulunduğu hahada, terk edilen, tahrip edilmiş bir tank, toplar, silah ve sığınaklar var. yan tarafta ise japon barış anıtı yer alıyor.

    bir de şu entaride de bir ki satırlık bilgi var nazar dikkat celbedin; #20938227
  • japonya'nın ordusu yok. amerika ile ilişkileri çok iyi. fakat gelecek ile ilgili senaryolara bakıldığında (ki bu senaryolar cia'e danışmanlık yapan kişilerin kitaplarında da yer alıyor) japonya ile türkiye'nin ortaklık kuracağı yönünde.

    öngörülen geleceğe göre rusya dağılıyor ve oluşan küçük devletler polonya ile birleşiyor. çin dağılıyor ve çin'den oluşan devletler japonya ile birleşiyor. türkiye ile japonya ittifak kurarak güçlü bir birliktelik oluşturuyor. sonucunda ise çıkan savaşta amerika ile polonya ittifak kurup türkiye japonya ittifakını yeniyor.

    şimdi bakıldığında çok uçuk bir senaryo. polonya desen kim, biz desen neyiz. japonya'nın ordusu yok. amerika ile araları ister istemez iyi. ve yaklaşık 2.5 trilyon dolar ile amerika'dan en çok alacaklı olan 2. ülke konumunda. ama bu fikirleri öne atanlar da amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşlarındaki adamlar.
  • amerikalıların japonya'ya uzak doğu yerine yakın batı demeye başlaması ile gelişimde atılım yapmasinin beklenebilecegi ilişkidir.
  • commodore perry'nin 1853'de japonya'yı ziyaretiyle başlamış bir ilişki türü.
  • japonya, dünyanin en fakir ülkelerinden biridir. söyle ki:

    en büyük ihracatini amerika'ya yapar ama karsiliginda dolar degil amerikan tahvili almak zorundadir. yani tasarrufunu kendi merkez bankasinda dolar olarak degil, amerikan merkez bankasinda devlet tahvili olarak bulundurur. ülkenin nefes alisverisine bile amerikan finans kuruluslari karar verir. hal böyle olunca kuyrugunu amerikanin eline kistirmis, boynu bükük, zengin süsü verilmis bir garibandir. amerikanin ekonomik olarak batmamasi için kurgulanmis, yapay bagimsizligi olan ülkelerdendir. diyelim ki amerikan ekonomisi zayifladi. bundan en çok etkilenecek olan ülkeler japonya, güney kore, arap ülkeleri ve çin dir. neticede iflas eden, tüketmeyen ve borcunu dolar olarak ödeyemeyen amerikanin devlet tahvilleri de bir hiç olacaktir.

    amerika, üretime yatirim yapmak yerine ucuz isçilige sahip uzak dogu ülkelerinde ürettirmis, onlardan bu mallari alirken sürekli " ben bu mallari aliyorum ama beni kizdirirsan almam ve diger ülkelere de aldirtmam. mesela derim ki filanca ülkenin filanca mali kanser yapiyormus. tum mallar elinde kaldigi gibi benim kasamdaki tahvillerini de bozdurmam. artik ürettigin mallari oturup yersin."

    sonuç: amerikanin batmamasi için canla basla çabalayan bagimsiz ve zengin oldugunu düsünen bir dolu ülke.

    peki ülkesinde üretim için para harcamayan amerika bu paralarla ne mi yapiyor? üniversiteler kurup, kendini bagimsiz sanan o ülkelerin çocuklarini kendi ülkesine çekip, devsiriyor ya da tamamen amerikanin çikarlari dogrultusunda bilim ve ilimle ugrastiriyor.

    büyük ve sonsuz yetkili finans kuruluslari kurup, istedigi ülkenin üzerine saliyor.

    film ve kitap endüstrisine sonsuz olanaklar sunup, bütün dünyayi amerikan rüyasi pesinde kosturuyor.

    silahlanmaya ve orduya müthis paralar akitarak, ekonomik olarak bagimsizlik savasi verecek saftiriklerin tepesine biniyor.

    bütün dünyadan en zeki çocuklari bulup, amerikaya getirip, geri kalan amerikalilarida daha çok tüketebilmeleri için iyice moron hale getiriyor.

    gerçekte japonlar en acinacak ülkelerden biridir. zenginligi sadece amerikaya karsi koyamamasindan gelir. ufacik, mini minnacik bir ses çikarsin göreceksiniz ki bir anda çin'e karsi ataga kalkmis, isgale gidiyor. ve savasi kaybediyor ve bu savasla birlikte ülkesindeki bütün milliyetçi ve bagimsizlik taraftarlari yok ediliyor ve sonuçta güçlü ve büyük bir ülkenin finans uzmanlarini ülkesine çagirip, tavsiyelerini dinliyor.

    gerçi bu seneryoyu biz daha once izledik gibi degil mi?
  • şu anda japonya'nın en büyük derdi çin. eğer abd desteği olmazsa çin ile başa çıkamaz. atom bombasının intikamını almak istese bile çin tehlikesinden kurtulmadan pek mümkün değil.
  • abd'nin japonya'ya yenin degerini fazla dusurup uluslararasi ticarette kendine avantaj yaratmaya calisma uyarisiyla cok hafifce gerilen..
  • 2. dünya savaşı sonucunda; japonya, abd işgalini imparatorun statüsü aynen korunmak şartı dışında kayıtsız şartsız tanımıştır, modern japon ekonomisi tamamen amerikan ekonomik modelinin başarısıdır zira japonya abd tarafından kendi ekonomik tezlerini ispatlamak için -ve aynı zamanda sovyetler birliğinin pasifike çıkışı önünde kuvvetli bir set olması için- neredeyse bir laboratuar gibi kullanılmış, zaten yeteri kadar militarize olmanın yanısıra yenilgiden mütevellit disiplinli bir toplum haline gelmiş olan japonlar bugünkü ekonomik başarıya ulaşabilmişlerdir. bununla beraber bugün japonya kendilerine karşı bir karar aldığında abdye "o kararı geri çekmemeniz durumunda biz de aynı şekilde karar almak zorunda kalacağız" diyebilen bir ülkedir.
  • tokyo'nun washington'dan 105 adet f-35 savaş uçağı alması da ikili ilişkilerin stratejik boyutunu gösteren önemli bir gelişmedir.

    https://www.haberturk.com/…det-f-35-satiyor-2739243
hesabın var mı? giriş yap