• terazinin sadece bir kefesinin dolu olduğu versustur.
  • resimli, reklamsiz ve normal uzunluktaki hali icin buraya

    *** (kirpilmis hali) ***

    sıralamalara/kıyaslara gereginden çok önem veriyoruz çünkü minimum eforla maksimum yarar sağlıyorlar. "ben bu edebiyattan/yazardan ne kazandım" sorusturması, gerçekten o kitapları okumayı gerektirirken, sıralama oluşturmak icin bilirkisilerin sıralamalarını bilmek yeterli.

    bu sayede kisayoldan bir "sertifika"miz oluyor sosyal cevremizde. bu uğurda rasyonel olan, rus edebiyatina methiyeler düzmektir, çünkü bir bedel ödemezsiniz. amerikan edebiyatı icin ise "yeni", "yüzeysel", "kendine has bir tarzı olmayan, ingiliz cakması", "kırk fırın ekmek yemesi lazım" tadinda yorumlar risksiz, cunku bunlar zaten amerika ile özdeslesen kavramlar.

    ***

    ben de yanlis nedenlerden ötürü okumuştum savas ve barış'ı. pek birşey anlamamıştım. sonradan zevkini çıkarabildim: tüm karmasıklığıyla bambaşka bir toplumun her katmanını, tüm çıplaklığıyla bambaşka bir zamanın ruhunu gözler önüne seriyordu.

    dostoyevskiyi de sıralamalarda madalya kürsüsüne çıkarmanın hiçbir sosyal çevrede maliyeti olamaz. kimse kalkıp, kendisinden daha iyi romancılar olduğunu ama insan psikolojisinin sınırlarında dolanan eşsiz karakterlerinin, farklı oldugunu hissetme ihtiyacındaki okurlara asiri çekici geldiğini söylemez.

    ruslar, yurtdışında özellikle bu ikilinin ve chekhovun bilinirligi ile edebıyatlarında altın çağlarını yaşadıklarında saatlerimiz 19.yy'ı gösteriyordu. zaten öncülleri pushkin, gogol ve turgenyevden önce, rus edebiyati namina sayacağımız pek birşey yok, sonradan coşuyorlar. halbuki "yeni" denilen amerikan edebiyatı da aynı donemde filizlendi, sadece altın cagını sonraki yuzyilda yaşadı.

    bu sürecte amerikan edebiyatının ingiliz edebiyatından kopuşu da gayet erken yasanıyor. edgar allan poe %100 yerli üretimdir. mark twainin dilini dahi zamane londralısı muhtemelen anlamazdı. thoreaunun bireyselciligi ve merkezi hükümet karsıtlıgı, amerikalılığın (ve erkegin) özüdür.

    anglosakson kültür ittifaki ve gelişen ulasımla okyanusun iki yanina da yayılıyor yazarlar: tocqueville'in democracy in americasi amerikan edebiyatının mı fransız edebiyatının mı bir parcası sayılır? modernizmin babalarından t. s. eliot yanki mi, ingiliz mi? ezra pound abd'de doğdu ama hayatının çoğunu avrupada geçirdi. ruslar bu seyahat avantajindan mahrum kaldılar.

    20.yy'in basinda ise fitzgerald the great gatsby ile, tolstoyun yaptigi gibi, toplumunun ve zeitgeistın röntgenini çekebilmişti. hemingway, faulkner, steinbeck gibi nobel edebiyat ödülü kazanmış yazarlar dünya edebiyatını etkilediler.

    bu süre içinde, siyasi baskıyla rus edebiyatı kırpılıyor. maxim gorkyi duymuştur çoğumuz, ama otorite karşıtı olan bircok yetenekli insan, sanat tarihi ögrencileri dışındakiler için isimsiz kaldı.

    bazı istisnalar oldu tabii, kaçan veya yasakları delebilen. doctor zhivagonun yazarı ve solzhenitsyn bu sayede nobel edebiyat ödülü kazanabildiler. nabokov ise kaçmakla kalmadı, amerikan saflarına geçti. (kafkaesque dedi, bir de şolohov var iltica etmeden ve muhalif olmadan etkin olan)

    ve amerikalilar, ikinci dünya savaşı sonrasında da, geometrik olarak buyuyen ekonomik&askeri ustunluklerine paralel olarak, hiz kesmediler: joseph heller (catch-22), salinger (catcher in the rye), kurt vonnegut (slaughterhouse-five), harper lee (to kill a mockingbird)...

    bunlari 70'lerden sonra postmodern edebiyatcilar izledi. o kısmı hiç bilmiyorum (başında "postmodern" kelimesi geçen hiçbirşeyi bilmiyorum) ama mesela bilimkurgu edebiyatında, yahut dedektiflik öykülerinde (noir) amerikalı yazarların baskınlığı bariz. sonuçta bunlar da edebiyat, illa klasiklerle sınırlı değiliz.

    ***

    uzaylı dostlarımızı cemaate çekmek icin bedavaya dağıtacağımız "insanlığın ürettiği en ust duzey edebi eserler" derlemesinde ruslar alıp götürürler. ama ingilizcenin yayginligi ve cesitlilik gibi etkiler yuzunden, amerikan edebiyatından aldığım toplam zevk daha fazla oldu. daha cok sey katti bana. o yuzden "dostoyevski olan taraf kazanir" gibi seyler fazla basit kaliyor (bu arada dostoyevski icin ingilizce cevirisinin esere deger kattigi soylenir, bilemiyorum, hem rusca hem ingilizce bilenler yorum yaparlar)

    bir kültürün edebiyatının etkisinin, okuyan ve yazan kitlenin büyüklüğü ile orantılı oldugunu düşündüğümüzde, bu trendin değişeceğini sanmıyorum.

    edit: alaskardan, guzel bir tespit: "kendi hegemonyasını kurmuş dillerin....arketipleri de kendi dillerinde yazılmış eserler oluşturuyor önce ve çerçeveleri de bu oluyor.
  • ulan milletçe birini öveceğim derken ötekini itin götüne sokma huyumuzdan vazgeçemedik gitti.

    tamam elbette rus edebiyatı daha iyi. buna şüphe yok. ama "amerika edeiyatında edgar allan poe dışında bir şey yok demek" de neyin nesi? "john steinbeck, "jack london edebiyat falan değildir" demek de neyin nesi? "ortaokul çağı üstüne bile hitap etmez" demek de neyin nesi?

    bunu demek için modern romanın kurucularından ve hala en önemli isimlerinden henry jamesden;
    20. yüzyılda james joyce istisna, roman tekniği en üst düzeyde yazar olan william faulkner'dan ,
    roman türünün hala en iyi örneklerinden sayılan moby dick yazarı hermann melville'den
    ve daha hemigway , fitzgerald, mark twain, paul auster, philip roth, salinger, kurt vonnegut, emily dickinson, walt whitman gibi onlarca büyük şair-yazardan bihaber olmak gerek.

    ayrıca aklıma nedense "okumak cahilliği alır eşeklik baki kalır" atasözü geldi.

    edit: imla
  • amerikan edebiyatı ingilizce yazılmıştır, rus edebiyatı rusça.
  • ilk 11'ler şöyle

    amerikan milli takımı:

    1-herman melville
    2-edgar allan poe
    3-mark twain
    4-jack london
    5-t.s. elliot
    6-f. scott fitzgerald
    7-ernest hemingway
    8-john steinbeck
    9-sylvia plath
    10-j. d. salinger
    11-william faulkner

    rus milli takımı:
    1-dostoyevski
    2-tolstoy
    3-anton çehov
    4-puşkin
    5-gonçarov
    6-turgenyev
    7-gogol
    8-gorki
    9-pasternak
    10-nabokov
    11-mayakovski
  • kendimce 7 fark yazdım;

    1-amerikan edebiyatı bir millet yaratmıştır, rus edebiyatı bir bilinç.

    2-amerikan edebiyatı insan hikayeleri anlatmıştır, rus edebiyatı insanoğlunu.

    3-amerikan edebiyatı kurucudur, rus edebiyatı kurtarıcı.

    4-amerikan edebiyatında kalabalık içinde kimsenin umurunda olmayan kişisinizdir, rus edebiyatında yalnız ve sorunlu.

    5-amerikan edebiyatında acılarınızın bir sınırı yine de vardır, rus edebiyatında ise trajedi hiç bitmez.

    6-amerikan edebiyatı düzene karşı boğazda oturan bir yumrudur, rus edebiyatı düzene karşı sıkılmış bir yumruktur.

    7-amerikan edebiyatı her şeye rağmen dindardır, rus edebiyatı daima şüpheci.
  • ilk olarak izmir kitap fuarında tartışılmıştır.

    haber

    kavga siyahlı abinin, tolstoy'un anasını sikeyim. mark twain adamdır adam! demesiyle başlamış.
  • rus edebiyatı arsenal'in 2003 - 2004 kadrosudur.

    amerikan edebiyatı lukaku'lu eto'o'lu, miralas'lı everton kadrosudur.
  • amerikan edebiyatı rus edebiyatının önünde diz çöker, tövbe ister.
hesabın var mı? giriş yap