• gunumuzun en onemli sorunun kaynaginda yatan kavram.general motors'dan,aol'a, mcdonaldslara,nedenini siradan beyinlerin cok da iyi anlayamadigi cokuluslu sirket deformasyonunun sorumlusu yayilmaci amerikan zihniyetidir.her olguda oldugu gibi farkli ideolojilerin ortada net duran gercege karsi farklı yorumlari vardir. liberal biri "tabii dunyanin globallesmesi,barsi hede hodo" diye savunurken, kafatasci ulkucu iq ozurlu zihniyet "600 sene cihana hakim olduk,biz yapamadık onlar yapıyo helal olsun bea" diyerek yaklasmaktadir olaya. turevleri de artirilabilir.sozlugu foruma cevirmek gibi bi amac olsa daha cok sey yazilir ve 150 entry girilir ama su vurdugumuz tuslarin bile onlara hizmet etmeye bir arac olmasi gercegi de ortadadir.muhafiz kulesi bu kez dusmustur ve yapilacak bisey kalmamistir.
  • dünyanın en büyük terör örgütünün adı.
    yüzbinlerce askeri, yüzlerce üssü, liderleri, bir sürü yardımcı ve yatakçısıyla birlikte yeryüzünün şimdiye kadar gördüğü en organize haydut çetesidir.

    bir çekirge sürüsü gibi, geldiği ülkenin kaynaklarını ya kendisi ya da işbirlikçileri aracılığıyla sömürüyor, buna karşı çıkanları toplama kamplarına götürüyor, işkence ve katliam uyguluyor.

    radikal gazetesi bu katliam çetesinde hizmet vermiş olanların itiraflarından oluşan bir haber yaptı. yakın zamanda abd ordusunun sivillere uyguladığı katliam görüntüsünün ardından, şimdi de başka bir haber:

    - garret reppehnagen (er): bağdat’ta sokağa çıkma yasağı ilan edilen bir gece, akşam devriyesi sırasına tarlasında toprağıyla uğraşan iki çiftçi gördük. yanımdaki asker hemen üzerlerine ateş açtı ve emirlerin sokağa çıkma yasağını delen herkese ateş edilmesi şeklinde olduğunu söyledi. ölen iki çiftçinin hikayesini sonradan öğrendik. tarlayı sulamak için kullandıkları pompa elektrikle çalışıyormuş. gündüzleri elektrik olmadığı için gece tarlada iş yapmak zorunda kalmışlar. onları öldüren askere, “bunu bilsen yine de ateş eder miydin” diye sordum. bana, “emirler böyle” diye yanıt verdi.

    - jason washburn (onbaşı): devriyedeyken bir iraklı kadın karşıdan geliyordu. elinde büyük bir çanta vardı. bize doğru ilerlediğini ve bomba taşıdığını varsayarak hemen bomba atar diye “önleyici saldırı” yaptık. havayı kaplayan toz bulutu kalktığında çantanın içinde bizim için hazırladığı meyveler olduğunu gördük. o bize yemek getirmişti, biz onu parçalara ayırdık. yanımızda ekstra silahlar taşıyorduk.
    ne zaman masum bir sivili öldürsek hemen cesedinin üzerine bu silahı yerleştirip öldürdüğümüz kişiye direnişçi süsü veriyorduk. bunu komutanlardan aldığımız talimatla yapıyorduk. ölenlerin sayısı hesaplanmıyordu. bu şekilde kaç iraklı hayatını kaybetti bilmiyorum. ama inanın sayısı çok fazladır.

    - hart viges (er): bir keresinde direnişçilerden birinin bir takside olduğunu söyleyen komutan telsizden gördüğümüz tüm taksilere ateş açmamız emrini verdi. hazır bekleyen keskin nişancılar şaşırmıştı, “tüm taksilere mi ateş açacağız? yanlış duyuyorum heralde” dediler. telsizden yarbayın cevabı duyuldu: beni doğru duydun asker! sana bütün taksilere ateş etmeni emrediyorum! bu emir sonrası taksilere mermi yağdırmaya başladık.

    ve işte işgalcinin psikolojisini anlatan başka bir örnek, emperyalizm gıda yardımı yapıyor:

    - brian casler (onbaşı): bazen iraklı çocuklara abd ordusunun bize verdiği hazır yiyeceklerden dağıtırdık. ama bazı askerlerin bu yemeklerin içine işediğini gördüm. bazıları da içecek şişelerinin içine işedikten sonra o şişeleri çocuklara fırlatırdı.

    peki bu katliam ordusuna karşı türkiye devletinin tutumu nasıldır dersiniz? katliamlarını kınıyor mu, topraklarımızda bu devletin üssünü istemiyoruz mu diyor? bu ülkenin başka ülkeleri işgal etmeye hakkı yoktur mu diyor?

    nasıl desinler? işbirlikçilerin tarihi vatana ihanetin tarihidir: generallerinden bakanlarına, işbirlikçi akademisyenlerinden gazetecilerine kadar herkes amerikan emperyalizmini "stratejik müttefik" olarak görüp, ona destek veriyor. göğüslerinde abd liyakat madalyalarını taşıyorlar, emperyalizm daha tehlikesiz katliamlar yapsın diye "en iyi ihraç malı" denilen ordularını afganistan'a gönderiyorlar. her hükümet büyük bir değişikliğe kalkışmadan önce, mutlaka beyaz saray'a gidip oradan icazet alıyor, planlarını buna göre çiziyor.

    abd bölgedeki diğer işbirlikçilerine yaslanmadan ırak'ta böylesine katliamlara girişebilir miydi? incirlik üssü bugün abd'nin afganistan ve ırak'taki katliamları için bomba ve lojistik taşıyan bir numaralı stratejik üstür. işte işbirlikçiliğin kanıtları:

    <<bakan gönül'ün açıklamasına göre, türkiye hava sahası ve incirlik üssü, 2001-2008 yılları arasında, amerika tarafından, afganistan bağlantılı 13 bin 500, irak bağlantılı 84 binden fazla uçuş için kullanıldı.
    afganistan ve irak'a indirilen kargonun yüzde 50'si, abd askerlerine lojistik destek veren kargonun yüzde 70'i incirlik üssü'nden taşınıyor.

    ispanyol havaalanları ve havacılık merkezi'nin raporunda, cia'nın son 5 yılda, incirlik'ten abd'nin işkence merkezlerine 24 sefer yaptığı belirtiliyor.>>

    şimdi herkes kendine sorsun: amerikan emperyalizmi bu katliamları tek başına yapıyor diyebilir miyiz? topraklarını, kaynaklarını bu terör çetesine açan işbirlikçiler de, bunlara destek veren kanaat önderleri de kaçabilir mi sorumluluktan?
  • genel olarak "kahrolsun" dan sonra anılır...
  • dünyada sayılı bir kaç ülkenin kendini koruyabildiği emperyalizm... onlarında fazla dayanacağını sanmıyorum...
  • hey adamim
    sevildiğini bil
    bu can senin
    canan senin

    sibel can'ın bir şarkısı
  • "... bir zamanlar, 'amerikan emperyalizmi' ile mücadele etmek isteyen gençleri idam ederdik. şimdi, o idam edenlerin işini sürdürenler amerikan emperyalizminden dem vuruyor. ..." murat belge
  • sosyalistler için siyasi ve ekonomik görünümleri popülerdir. bir de şu var:
    (bkz: kültür emperyalizmi)
  • malum kitlesel ölümlerin 1 numaralı nedeni...
hesabın var mı? giriş yap