• şömine ve yanıbaşındaki sallanan sandalye.
    yılbaşında heryerin ışıl ışıl olması. bizde anca alışveriş merkezlerinin önüne konulan devasa çamlar.
    bahçeye bakan duvarın tamamen cam olması ve perdeyi kapatmak zorunda kalmamak.
    koca koca plazaların önündeki yemek karavanları.
    tarihi kütüphaneler.
  • işten çıkıp bara uğrayıp iki tek atmıyorlar mı ? hastayım amk.
  • bir çok amerikan filminde defalarca tekrarlanarak insanlara "neden ben böyle yaşamıyorum" dedirten sahneler bütünüdür.

    koşarak basamaklardan inerken kravatımı bağlamaya çalışır, kocaman mutfakta hazırlanmış masadan yalnızca portakal suyundan bir yudum alıp "geç kaldım toplantım var " derken hanımdan küçük bir öpücük ile devasa bir arabaya atlar ve bahçedeki kapalı otoparktan sessiz, sedasız ama yemyeşil bir caddeye çıkıveririm... (kahretsin köpekle şakalaşmayı unuttum)
  • kahretsin amerikalılık ne güzel demek...
  • kaza sonrası verilen battaniye ve sıcak kahve
    yanı ağaç kaplamalı aile arabaları
    ince dilim kesilmiş ekmek üstüne dana bıcağı ile sürülen fıstık ezmesi
    gençlik filmlerinde eziklerin bile ama filmin ortasında ama sonunda mutlaka mala vurması.
  • o kocamaaan manda kasa amerikan arabaları ya da pick uplarla gelip zırt diye evin önündeki alana parketmeleri, evlerinin arka bahçesinde mangal partileri yapmaları, evlerinin çimlerini biçmeleri, evlerinin bizim evin salonu kadar mutfağı, 90'larda çevrilen filmlerde evin mutfağında duvara monte edilen ve 10 metre kablosu sayesinde kadın mutfakta tüm işlerini yaparken bir yandan da konuşabildiği telefon, evlerin banyosunda bi yandan da dolap olan aynalar, önündeki verandalar vb...

    kısaca amerikan evleri...

    ahh bee!
  • (bkz: i love you)

    adamlar çocuğuna, babasına, halasına, hala oğluna, emmisine, dıdısının dıdısına bilimum tanıdıklarına bunu diyorlar ya işte buna bitiyorum. biz anca birbirimizi gırtlaklayalım.
  • türk yapımcılar özenmesin dediğim şey.
    fransız sinemasına, hint sinemasına özenin özenecekseniz. en iyisi yeşilçam sinemasına dönün bir şekilde. ama amerikan sinemasına özenip sinem kobal'lı uyduruk romantik komediler, dersane mersane diye anlamsız gençlik ve seks temalı ucuz yapımlar ya da çılgın türkler gibi saçma sapan laz güldürüleri çekmeyin.
  • üniversite ortamı (bkz: american pie)
  • ana babaların rahatlığı. lan çocuk evin anasını ağlatıyor party hard falan.. anne baba eve geliyor (ki genelde yakalanmazlar ama hadi oldu diyelim) "tam bir hafta sonu boyunca tatlı yemek yok genç adam" diyolar ya..
    benim babam yakalayacak beni evde öyle oğlanlarla ağız ağıza, evlatlıktan reddeder kapının önüne de koyar aga
hesabın var mı? giriş yap