• etnik bir milliyetçilikten ziyade, yurttaşlık bilincine dayalı bir milliyetçiliktir.

    amerika'nın kuruluşu ve devletleşme sürecine kısaca baktığınız takdirde, avrupa'daki ekonomik problemlerden, dini baskıdan kaçan insanların, yeni vatanlarında her türlü etnik ve dini baskıdan uzak, temel insan hak ve özgürlüklerini baz alan, anlayış ve toleransa dayalı ''egaliter'' bir anlayış geliştirdiğini görebiliriz. bu eşitlik anlayışı, toplumsal ve siyasal alanı baz alır. söz konusu ekonomi olduğu zaman, serbest piyasa ekonomisi anlayışının en temel savunucularından olan amerika, liberal bir ekonomi anlayışını belirlemiştir, bu yüzden sosyalizm amerika'da çok etkili olamamıştır.
    işin ilginç tarafı, en genç devletlerden biri olmasına rağmen, amerika, tarihteki en eski demokrasi kurumlarına ve anayasaya sahiptir.

    amerika, çeşitli etnik kökenlerden insanların biraraya gelip oluşturduğu bir ülkedir. dış politikası genişleme ve denizaşırı ekonomik faaliyetlerde bulunma üzerinedir. 19.yüzyılın sonlarında, kolonyalizm tüm dünyada çok geniş etki yaratmışken, amerika, denizaşırı faaliyetlerinde, çin, japonya gibi ülkeleri kolonileştirme faaliyetine girişmemiş, onlardan sadece ekonomik imtiyazlar talep etmiştir ( amerikalı tüccarlar için ). o ülkedeki halkın amerikanlaştırılması gibi bir çaba olmamıştır. çünkü, amerika kendini hiçbir zaman bir imparatorluk olarak tanımlamamıştır. bunun sebebi de, avrupa'daki baskıdan kaçan ve amerika'yı kuran halkların, avrupa devletlerinin kolonileştirme çabalarından ve kendi halklarına olan baskısından kaçmaları, ve geçmişi maziye gömme çabalarıdır. amerikan siyaseti, etnik köken üzerinden tanımlanmayıp, vatandaşlık bilinci ve demokratik ilkeler üzerinden açıklanmıştır.

    (bkz: melting pot)
  • anlamsizligi surada anlatilmis

    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=cfi7s5-ggyw&t=5m10s)
  • dünyaya böl ve yönet politikasını empoze etmeye çalışan, eline geçirdiği ülkenin kaynaklarını sonuna kadar kullanan yayılmacı bir ülkenin kendi insanlarını bir arada tutmak için kullandığı politikadır.
    united we stand divided we fall diyen bir ülkenin gelip bizim ülkemizde yok azınlıklar, yok farklı kültürler, etnik gruplar diye ortalığı karıştırması ne kadar da doğal geliyor bu millete. hayretler içerisindeyim. adamlar binlerce kilometre öteden kalkıp milyarlarca dolar masraf yapıp kendisine tehdit ilan ettiği dünyanın her hangi bir köşesini işgal ediyor ve halkın büyük çoğunluğunu arkasına alabiliyor. senin askerin kendi toprakların içerisinde terör eylemi yapan birini öldürse bu memleketin tüm kansızları ve bunların götündeki yalakaları ve daha kötüsü bunları nimetten sayıp yalanlarına inanıp sürüklenen safları ayaklanıp özgürlükten insan haklarından bahsediyor.
    arakdaşım sen hiç amerika'da 4 temmuz kutlaması gördün mü ? hintlisi, kolombiyalısı, mozambiklisi, faslısı, çinlisi o günü iple çekiyor. kutlama yapılacak meydana sabahtan gidip yer kapıyor. çoluğuna çocuğuna ülkesinin! bayrağını sallatıyor. saatelerce süren konserler veriliyor, dakikalarca havai fişek gösterisi sürüyor ve sonunda hep bir ağızdan abd marşı söyleyip evlerine gidiyorlar. bu insanların sence hangisinin dedesi abd adına bir savaşa girdi de ülkesini korudu ? evet cevabını duyar gibiyim. ve sen hala özerklikten, konfederasyondan federasyondan bahsediyorsun. senin aklını alayım ben.
    ha bir de 4 temmuz ne biliyor musun ? amerika'nın bağımsızlık bildirgesini ingiltere kralı na sunduğu gün. yani öyle savaşıp kanlar dökülüp ayakta kalanların gözyaşları içinde ülkelerinin bağımsızlıklarını kazandıkları gün değil. ha bir de aslında 4 de değil 2 ama bi kere baştan öyle başlamış. yapacak bir şey yok.
  • turkiye ile benzer sekillerde, milliyetciligin son derece girift bicimlerde toplumsal bunyede mevcudiyetiyle kendini gosteren, ortulu veya kendini siradanlastirmis sekilleri de bulunan bir milliyetcilik. abd milli marsinin, baglilik sozlerinin sikca karsimiza ciktigi, bayragin heryerdeligi ile de kendini ifade eden, dunyanin en guclu ve buyuk ulkesi olmak varsayimi ve iddiasinin pesin kabul edilmisligiyle ortaya cikan sorunlu bir baska milliyetciliktir.
    sol ve sag versiyonlari, diger benzerlerinde oldugu gibi, mevcuttur. siyasilerin soylemlerinde elde bir havasinda kendini tekrar ettirir. anlamsiz, kuru laf kalabaligi ile ortaya cikar konusmalarda ve genelde ayni icerikle ileri surulur bu dusunce yelpazesi.
    dunyaya kapalilik, bm karsitligi, fransiz dusmanligi, ucuncu dunyadan duyulan korku gibi cesitleriyle kendini gelistirir donemsel olarak.
    uzerine daha da dusunmek lazim, 19. ve 20. yuzyillardaki yeni gocmenlerin de bir iki nesilde icine katildigi bu uydurulmus hislerin nasil devam ettiregeldigini. ama sonucta su anki anti-hispanik duygular da yerini baska karsitliklara birakinca, bu yuzyilin yeni gocmenleri de (hatta eskisinden de istekli olarak) surdurdukleri amerika'ya uyum surecini bu milliyetciligi benimseyerek ve tekrarlatarak sonuca ulastiracaklar. halbuki, insan umuyor ki butun bu kozmopolitan demografik yapi kendisini sosyal alanda da tekrar ettirsin. ancak milliyetciligin ve millet insasinin o bilindik mekanizmalari hep galip cikiyor, "multikulti" vd. bir kez daha yenik ilan edilirlerken.
  • teoride olmaması gereken şey, zira amerikan diye bir millet yok ki. amerikanın keşfiyle gemilere doluşup yeni yerleri sömürme hevesiyle ülkelerini terketmiş bir avuç karışık avrupalı bunlar.

    ama pratikte bakıyoruz ki adamlar bin yıllık turk milletinden daha milliyetçi.

    yine şaştım kaldım.
  • imparatorluk milliyetçiliği gibidir herkes sever ama nedenini kimse bilmez.
  • patriotism anlarım ama aşırı milliyetçilik saçmadır nedeni söyleyelim

    ulan zaten avrupa'dan oraya göç edip oralara el koymadınız mı?
  • amerikan milliyetçiliği bir çeşit republican emperyalizmi olarak da algılanabilir. her ne kadar ana nüvesi anglo-sakson bir çıkış noktasından oluşsa da, ortada mevcut durumda salt belirli bir etnik unsur söz konusu olmadığından, çeşitli farklılıklardan oluşan bir grubun dünya'da ellerinde bulundurdukları mutlak gücün baki kılınmasını hedefledikleri bir anlayıştır.

    (bkz: neo con)
  • (bkz: redneck)
hesabın var mı? giriş yap