• bu sürece giden olayın istihbarat kısmı şöyle gerçekleşmiş aşağı yukarı:

    ilk etapta fransız istihbarat servisi; saddam'a en yakın kaynaklara ulaşmayı başararak ırak hükümeti'ndeki bakanlardan biriyle temasa geçmiş. daha sonra bu bilgi kaynağını paris'teki cia şefine iletmişler. amerikalılar'la temasa geçeceği bu kişi ırak'ın o dönemki dışişleri bakanı naci sabri'den başkası değilmiş. sabri; kimyasal silahlar konusunda bilgi vermek için 1 milyon dolar talep etmiş. ıraklı bir gazetecinin aracılık yaptığı temasların sonucunu öğrenebilmek için ilginç bir yönteme başvurmuşlar.

    cia; ırak dışişleri bakanı naci sabri'ye yeni bir takım elbise göndermiş ve tekliflerini kabul ettiği takdirde sabri'den birleşmiş milletler'de yapacağı konuşmaya bu yeni takım elbise ile çıkması istenmiş. naci sabri; bm'deki toplantıya yeni takım elbisesiyle çıktıktan sonra aracı yoluyla cia'e kimyasal silahlar hakkındaki raporu göndermiş. raporda saddam'ın elindeki kimyasal silahların abd'nin düşündüğü boyutlarda olmadığı belirtilmiş.

    cia bu raporu ikna edici bulmayınca ikinci bir kaynak arayışına girilmiş. ''curveball'' kod adıyla bilinen ve almanya-nürnberg'deki bir kampa yerleştirilmiş ıraklı bir sığınmacı olan rafid ahmed alwan al-janabi ırak'tayken bir tohum fabrikasında çalıştığını ve saddam'ın bu tarz fabrikalardaki mobil laboratuvarlarda kimyasal silahlar ürettiğini iddia ederek karşılığında para ve siyasi sığınma hakkı talep etmiş. alman istihbaratı ve mi6 bu adama temkinli yaklaşmalarına ve mi6'in abd'yi bu konudaki kaygılarını yazılı olarak da bildirmesine rağmen abd olaya balıklama atlamış. ancak alman istihbaratı; amerikan yetkililerin curveball ile görüşmesine sıcak bakmadığı için işin devamı gelmemiş. daha sonra sahtekar olduğunu kendisi de kabul eden bu adamın verdiği sözde bilgiler bir ülkenin işgalinin temel bahanesi olduğunu görüyoruz.

    olaylar bununla da bitmiyor tabii. ırak'tan ürdün'e kaçan muhammed harith isimli bir binbaşı, abd'li yetkililere ulaşarak mobil laboratuvarlarda kimyasal silah üretme fikrinin kendisine ait olduğunu iddia etmiş, yalan makinesi testini de geçmeyi başarmış olmasına rağmen abd istihbaratı yaptığı değerlendirmeler sonucunda yalan söylediğine karar vermiş.

    1999 yılına geldiğimizde ise; rocco martino adlı bir italyan gizli servis elemanı; ıraklı bakanlardan birinin nijer'e giderek uranyum temin edeceği bilgisine ulaşmış. bilgilerin roma'daki nijer büyükelçiliği'nden gizlice ele geçirildiği söylense de; yapılan araştırma sonucunda belgelerin sahte olduğu ve italyan ajanın fransız istihbaratı da dahil olmak üzere önüne gelene bu belgeyi satmaya çalıştığı ortaya çıkmış. lakin mi6; kendi istihbarat kanallarından gelen bilgiler doğrultusunda nijer'den uranyum temin edileceği iddiasındaki ısrarını devam ettirmiş.

    nisan 2002'de tony blair ve bush texas'ta bir araya gelerek ırak'a askeri bir müdahalenin kaçınılmaz olduğu konusunda görüş birliğine varmışlar. bu karar üzerine kimyasal ve biyolojik silah üretimine dair bir anda üç adet yeni istihbarat ortaya çıkıvermiş!

    ilk istihbarat; muhalif ıraklı eski askerlerden oluşan ve ırak'tan ürdün'de geçmeyi başarmış gruba aitmiş. bu gruptaki çeşitli rütbelerden ırak askerleri sözde silahları bizzat gördüklerini mi6'ya aktarmışlar. mi6'nın abd yetkilerine verdiği 45 dakikalık brifing abd'lilerin olaya yine balıklama atlamasına yetmiş.

    ikinci istihbarat; ''red river'' kod adlı bir mi6 ajanının ırak'taki tren yolları güzergahında hareket halinde olan tırlarda kimyasal silah üretimi yapıldığına dair bilgi paylaşımıymış.

    üçüncü istihbarat ise tanıdığımız bir isim: curveball. daha önce curveball'a ulaşamayan amerikan yetkililer bu kez farklı bir kanaldan kendisiyle temas kurmayı başarmışlar. tabii bu noktada belirtmemiz gereken önemli bir nokta var; alman makamları bizzat dönemin cia şefi george tenet'ı daha önce curveball'un iddialarının asılsız olduğu yönünde yazılı olarak uyardığını iddia ediyor ancak tenet bu uyarının yapıldığını reddediyor.

    ırak'ın işgalinden aylar önce, abd dışişleri bakanı colin powell; büyük bölümü curveball'un ispatlanamamış iddialarına dayanan bir raporu birleşmiş milletler'e sunuyor.

    işgalden sonra yapılan araştırmalarda kimyasal silah iddialarına kanıt bulunamayınca istihbarat kaynaklarından biri olan ''red river'' kod adlı mi6 ajanı yalan testine sokulmuş ve testi geçememiş. bunun üzerine olaya karışan iki mi6 yetkilisi görevden alınmış. ingilizler son anda ortaya çıkan istihbarat raporlarını geri çektiklerini açıklamışlar. en nihayetinde olan biten tony blair'ın başını yedi zaten biliyorsunuz.

    ayrıca bu konuya dair ingilizler'in elindeki en ilginç istihbarat raporlarından biri de bu süreçte ortaya çıkmış. ırak'ta yaşayan bir taksici; ıraklı generallerden birkaçını yolcu olarak aracına aldığı ve bu yolculuk sırasında generallerin kimyasal silahlar hakkında konuştuklarını iddia ettiği bir rapor daha varmış.

    gördüğünüz üzere olay resmen ''cnn altyazı geçmiş, ırak'ta kimyasal silah varmış!'' düzeyinde. kurt; kuzuyu yemeye niyetlenmiş; ''suyumu bulandırıyorsun!'' demiş.'' işin özü.

    yine mart 2004'de curveball'un çalıştığını ve kimyasal silah üretimi yapıldığı iddia ettiği tohum fabrikasının uydu görüntüleri incelemye alınmış. görüntüler, curveball'un ifadeleri ile uyuşmuyormuş. cia; bu noktadan sonra curveball'un iddialarının yalan olduğu resmi olarak açıklamış ve haftalar sonra cia başkanı george tenet istifa etmek zorunda kalmış.

    yazdıklarımın büyük bölümü los angeles times yazarı bob drogin'in ''curveball: spies, lies, and the con man who caused a war'' kitabında yer almaktadır.
  • "peki o zaman neydi o kadar birleşmiş milletlere kanıt sunmalar, etmeler, kin kusmalar?" sualinin cevabı olmaması nedeniyle yuh denecek hadise..
  • (bkz: objet petit a)
  • bilindiği üzere, konvansiyonel bombalardan (bkz: bombe) korkan kimyasal bombalar can havliyle suriye'ye kaçmıştır.. cengaver tomahawk'lar suriye'de iz sürmeye başlayınca tünel yoluyla önce tahran sonra da ankara civarına kaçacaklarını muştular nostradamus..
  • sahneye arkadan ittirilivermis gibi duran pentagon sozcusunun "allah sizi inandirsin cok aradik, ama ne yazik ki bulamadik" seklindeki bir yuz ifadesi ile kamuoyuna duyurdugu durum.

    her firsatta ahkam kesen uluslararasi orgutlerin sonucu bastan belli olan bu durumda a.b.d.'ye yaptirimlari ne olacak diye merak bile etmiyor artik insan.

    (bkz: insanlik komedyasi)
  • amerikanin farklı coğrafyalarda da arayışlarını devam ettireceğinin, kan kusacağının, işkence yapacağının habercisi olan durum.

    (bkz: kuzey kore) (bkz: iran) (bkz: suriye)
  • zaten bastan belli olan bisey,abd nin isgal edip olumune somurmek istedigi ulkelere uyguladigi klasik bahane,kimyasal silah olsa ilkonce kendileri kacarlardi o korkak amerikan askerleri( bu arada pearl harbor filminden tiksiniyorum )
  • bir milyon ırak'lı öldükten ve ırak parçalandıktan seneler sonra açıkladıkları gerçek.

    savaşı ve propagandasını bu yalan üzerine kurmuşlardı.

    petrole bulanmış kuşlar başka bir yere ait çıkmıştı.

    kimyasal silah yoktu ama işgal kaçınılmazdı.

    emperyalistler ve cihatçı çetelerinin yalanlarından.
  • (bkz: #38457076)
hesabın var mı? giriş yap