• getir'den sipariş verdiğimi unutmuşum 2 saattir zil çalıyo çocuğa kapıyı açmıyorum. bi de ekstra yavaş hareket ediyorum dışarıdan duyulmasın evde olduğum diye. en son telefonla aradı haaaaaaaa dedim. pardon banyodaydım kusura bakma dedim, inandırıcı olsun diye bornoz giydim ama saçlar kupkuru. gecenin ikisinde bornozla çocuğa kapıyı açtım. tüm bu anlamsızlıkların aramızda kalması için 20 lira gibi çok gereksiz bi bahşiş verdim. bahşişi fazla bulan ve beni bornozla karşısında gören çocuk daha da gerildi. bi yanlış anlaşılma olmaması için yarım saattir uygulamada kuryeyi övüyorum şöyle getirdi böyle getirdi süper çocuk diye.

    yıllar sonra gelen edit: 2019'un 20 lirası.
  • endonezya'nın bali vilayetinde ya da ne bileyim ibiza'da viskimi yudumluyorum demek isterdim ama artvin'deyim ve buzlukta yer kalmadığı için doğradığımız etleri babaannem kavurma yapmak istedi sabaha kadar bozulur diye. kadıncağız tek kalmasın diye ben de onunla birlikte kavurma yapıyorum. kurban etiyle kavurma yapmaya çalışmalarında hata zaten. dağıtın gitsin kardeşim bu nasıl kurban bayramı? bütün etten köfte, kıyma, kavurma yaptılar. allah'a takvamız yerine köftemiz ulaşacak bu işin sonu hiç iyi değil. bir kazan kavurma kaynadı ikinci kazana geçiyoruz. ne yalan söyleyeyim ilk başlarda canım sıkıldı ama sonradan zevk almaya başladım. etler pişiyor falan çok heyecanlı aslında valla bak sikerim ibiza'yı. :(
  • şu anda trabzon’da tek başıma bir otel odasındayım.

    yılbaşını bursada geçirmeyelim-hava değişimi olsun diyerek kız arkadaşımla toplam 3 günlük batum gezisi planladık. 31 aralık sabahı bursadan trabzona direkt uçuş ardından trabzondan karayolu ile gürcistan’a ulaştık. burada harika bir yılbaşı ile toplam iki gün geçirdik. burada:

    inanılmaz lezzetli yöresel yemeklerini 10-15 liraya yedik.

    inanılmaz manzaralı kulenin roof barında güzel bir rose şarap şişesine 60 liraya masadan kalktık.

    istisnasız her yaya geçidinde geçiş önceliği alabildik.

    otele gitmek için bindiğimiz taksici oteli bulamayınca fazladan iki kat yol gitti, şahsi telefonundan oteli bulabilmek için dakikalarca görüşme yaptı. bir kuruş fazla almadı.

    otel resepsiyonisti anahtarı teslim ederken kız arkadaşımla bana iyi yıllar dileklerini iletip çok yakıştığımızı da söyleyerek yüzümüzü güldürdü.

    batum meydanında herkes gibi gönlümüzce eğlendik. tek taşkınlık veya olumsuzlukla karşılaşmadık.

    3 günlük seyahatımızın ikinci gününde kendimize şunu sorduk: kendi ülkemizde batumla aynı bölgede bulunan, uzungöl vs gibi süper lokasyonlarını duyduğumuz bildiğimiz, dönüş uçağımızın da kalktığı trabzon’u neden gezmiyoruz? neden son günümüzü trabzon için ayırmayalım?

    cevabı hemen trabzonda havalimanına yakın bir otele rezervasyon yaparak verdik. bugün sabah erkenden heyecanla trabzona doğru yola çıktık. artık trabzon’dayız.

    otelimize geldik. resepsiyoniste kimliklerimizi verip rezervasyonumuz olduğunu belirttik. bize bu otelde konaklayamayacağımızı söyledi. neden diye sorduğumuzda evlilik şartını sağlamadığımızı söyledi.

    o halde iptal etmesini ve site üzerinden ödediğim paranın iadesini talep ettim. rezervasyon yaptığım siteyi aramamı istedi ve kendisinin bir şey yapamayacağını belirtti.

    sitenin müşteri hizmetlerini aradım. bana paramı iade edemeyeceklerini, otel yetkilisinin onayının olması gerektiğini söyledi. paramı iade alamadım.

    diğer otellere baktık. hepsinden red yedik. biraz daha zaman geçti.

    ayrı odalarda kalmak şartı ile bir otele check in yapabildik. piyasasına göre çok daha fazla istediler. pazarlıkla biraz aşağı çekebildik.

    gezmek için tüm hevesimiz gitti. çok acıktık. yemek yemek için yakınlardaki avm’ye gitmeye karar verdik. giderken yoldan geçen arabalardan kornalar yiyerek tacize uğradık.

    avm’de iğrenç bir fast food sodyum glutomatına 70 lira verdik.

    yemeğimiz bittikten sonra dönüş yolunda aynı şekilde tacize uğramamak için mecburen taksi çağırdık. kısa mesafe olduğundan tedirgin olduk ama taksici bir şey demedi, şaşırdık. adrese geldiğimizde 5 liralık yola 20 lira istedi.

    27 yaşında bir mühendisim. 25 yaşındaki kız arkadaşım benimle aynı şirkette ik pozisyonunda. birlikte aynı evi paylaşıyoruz.

    şu anda trabzon’da tek başıma bir otel odasındayım.
  • nişantaşı'ndayız biliyor musun? böyle çok da böyle göbek bir yerdeyiz. evdeyiz, şekiliz böyle...
  • 60 tane antep fıstığı fidanı,
    5 tane zeytin fidanı,
    2 tane de badem fidanı diktim.
    an itibariyle bahçede, semaverde çayımı demleyip, yorgunluk çayı içiyorum. çayın tadı yorulunca daha bir hoş geliyor.
    birazdan da közde künefe yapmaya başlayacam. yaşasın pisboğazlıgiller derneği.
    edit : fotoğraf
    edit2: fotoğraf
  • metrobüs'te, tutunamayanlara klip çekiyoruz.
  • an itibarıyla sankt-peterburg'dayım. cebimde yalnızca 17 kapik var.

    görsel

    votka almaya yeter mi bilmiyorum. ayrıca 657'ye tabi sekizinci dereceden bir memur olarak mecburen palto parası da biriktirmem lazım. votkasız üşüyorum. paltosuz da üşüyorum. ama katıksız bir sefa pezevengi olduğumdan dolayı paltom olmasa da hizmetçiden ödün veremem. bir de çamaşırcı kız ve hizmetçimin haftalığını ödemem gerekiyor. palto planlarımı erteleyip ikinci el redingot mu alsam acaba? (bir palto uğruna ya rab! ne güneşler batıyor.)

    neyse yüzünde çiçek bozuğu olan sevgilim stefan dmitrov vladimir ivanoviç gelene kadar anda kalıp puro ve votka içeyim.
    görsel
  • suriye sınırında tırdan kaçak sigara çıkarmaya çalışıyorum
  • iş yerindeyim, bir iki telefon dışında bugün gelen giden kimse olmadı, kös kös oturuyordum.
    en son ot dergisinin aralık sayısını alıp geldim, onu okuyorum.

    kapağında furuğ ferruhzad var: "sarılayım diye sana geldim" yazıyor, bir nebze dokundu.

    hayatını yazmışlar; bilmediğim bir detaya denk geldim, öldüğünde 32 yaşındaymış, ortalama aynı yaşlardayız.
    ölümden ve ölmelerden korkmuyorum.
    korkum varolmadan ölmek..

    ve yazdığı son şiirlerden biri;

    'yine tarayabilecek miyim saçlarımı rüzgarda
    yine menekşe dikebilecek miyim bahçelere
    ve sardunyaları
    pencerenin ardındaki gökyüzüne dizebilecek miyim?
    dans edebilecek miyim yine kadehler üzerinde
    acaba yine kapının zili bir ses beklemeye sürükleyecek mi beni?
    anneme dedim ki:
    "bitti artık!"
    hep düşündüğünden önce gerçekleşir olacak olan
    gazeteye başsağlığı ilanı vermeliyiz.'

    birileri de benim ardımdan ilan versin diye geçirdim içimden.
    bak biri geçti ve gitti dünyadan desinler..
  • hastahane de annemin refakatçisiyim. tekli koltukla tekerlekli sandalyeye uzandım boş boş tavana bakıyorum.
    çok zor günlerden geçiyoruz.
    iyi dileklerinize talibim.

    edit : cok güzel kalpli insanlar var. hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.
    gece gece gözlerim doldu, yüzüm güldü.

    edit 2 : güzel dilekleriniz dualarınız sayesinde (duaya inanmıyorum ama belki de pozitif enerji)
    annem taburcu oldu. herkese teşekkür ederim. beni çok mutlu ettiniz.
hesabın var mı? giriş yap