• önemli organizasyonlarda türkiye'yi temsil eder hale gelmişlerdir. önce eurovision, sonra wan kongresi. ilk başta bunu yadırgıyordum şahsen. "dünyaya göstereceğimiz şey 100 kişinin davul çalması, ya da belli folklorik figürleri 10.000 kişinin aynı anda yapması mıdır? en önemli özelliğimiz bu mudur?" deyip duruyordum ki, biraz düşününce bu durumun gayet anlamlı olduğunu noktasına geldim. şöyle ki: biz bu anadolu ateşi'ni orada burada dünyanın gözüne sokarak şu iki mesajı vermiş oluyoruz.

    a) bizim (yani türklerin) birlikte bir şey yapamadıkları, organize olamadıkları koca bir yalandır. işte bakın aylar süren çalışma sonucu 10.000 kişiyi aynı anda zıplatabiliyor, havada döndürebiliyoruz. yani sandığınız gibi organize olamayan bir miletin/kültürün insanları değiliz.

    b) çağımız şov çağı. beş kişinin yapacağı bir işi bin kişi yapınca bir şey olmuş gibi oluyor ya. işte bu da öyle bir şey. zaten biz çoksesli müziği de böyle anlarız mesela. teksesli bir müziği alır koroda 100 kişiye söyletir, çoksesli müzik elde ederiz. biz "çoksesli"den bunu anlıyoruz, teksesli bir şeyi çok kişiye söyletip çoksesli gibi yapmak yani. dikkat ederseniz demokrasimiz filan da böyledir. bizim anladığımız şekliyle yapar, göz boyarız. gören de ber şey zanneder.

    evet böyle bakınca anadolu ateşi'nin türkiye'ye temsil etmesini gayet yerinde buldum, takdir ettim. doğrudur. (hemen şöyle bir not düşeyim: o toplulukta çalışanların nasıl bir emek sarfettiklerini biliyorum, orada çalışan arkadaşlarım var. amacım onların emeğini bir kalemde harcamak değil. burada sözkonusu edilen topluluğun yaptığı iş değil, onu türkiye'ye temsil eden bir unsur olarak dünyanın gözüne sokmaktır, ki bu sarfedilen emekten bağımsız bir durumdur)
  • dün akşam kuruçeşme arenada izlerken stendhal sendromu yaşadığımız medar-ı iftiharımız. karadeniz horonunu izlerken çok dikkat ettim ayakları yere değmiyordu hiçbirinin ki dansçıların havada durduğunu gördüm şahitlerim var.
    (bkz: uçan adam sabri)
  • anadolu ateşi'nin kurucusu olan mustafa erdoğan haberturk'te konuk şu an. çalışanları ( sahne performanscıları ) hakkında yorumlar yaparken bir sirk sahibiymiş gibi konuşuyor. ego mu kibir mi bilemedim.
  • 'ilk dans öğretmenimize saygılarımızla' başlangıcıyla gönülleri fethetmiştir ...
  • yanlış bilmiyorsam, dansçılarına artık para vermeyen organizasyon, bir çok dansçı 1000 lira'nın altında almaktaymış. günde 15 saat dans hafta da bir gün izin. ceza söz konusu, ve olunca izin'den, paradan kesme. kişisel ilişkilerin (yalakalanma vb.) yeteneklerin çok önüne geçmesi. eğitilen dansçıların, daha fazla para vermemek için sudan bahanelerle gönderilmesi vb. (zannımca bu kişiler büyük türkiş broadway'in diğer büyük organizasyonu olan kediler'de ya da aman meryem ana müzikallerinde yer alıyorlardır garanti.)
    eğer doğruysa ne üzücü, doğru olması da şaşırtmaz beni.
  • türkiyede halk oyunlarını bitiren gruptur.
  • istanbul'da bostancı gösteri merkezindeki gösterisi gerçekten çok güzeldi. ancak kapıdaki muameleleri hiç hoş değil. gösteriye girerken çantanızda eğer su varsa size herhangi bir açıklama yapmadan çöpe fırlatmaları bir oluyor. hadi içeride 2 tl ye su satmak için bunu yapıyorsunuz ama çok hakaretvari bir hareket. insan, içeriye yiyecek içecek sokmak yasak, onun için bunu almamız lazım diye bir açıklamada bulunur. ne o oyle suyu çantadan alıp, yüzüne bile bakmadan çöpe atmalar felan. oraya gidenlerin seviyesi belli. o hareketi, 70 tl bayılan kimseler bence haketmiyor. hala insanlara insan gibi davranmayı öğrenemedik.
  • aylarca orkestra ve koro * çalıştırmış, sonunda da bu müzisyenlere 5 kuruş para vermemiş, ahlaksız bir kurucusu olan *, artık ateşi sönmüş dans grubu..
  • bi sürü arkadasımın orkestrasında calmaya baslaması nedeniyle hayatıma bi anda girmis bulunan topluluk...ayrıca dün yayınlanan gülben ergen show da,gülben ergen in orkestraya dönüp "benim sarkılarımı biliyosunuz di mi ?" diye sormasının ardından derin bi sessizlik icinde mal mal bakan,gülbeni feci bozarken beni gülmekten yaran topluluk...
  • göç yollarında azalır hayat
    katar katar konan ve göçen halklar,
    yaralı bir coğrafyaya akar anadoluda,
    birlikte yenilir,birlikte dirilirler bütün renkler........
    (intro)
hesabın var mı? giriş yap