• bugün bir radyo kanalındaki spiker, bir ünlü sanatçının (adını hatırlamıyorum) konuşmasından alıntı yapıyordu...
    sanatçımız demiş ki:
    "türkiye yozlaşıyor. herkes batılılaşmaya özeniyor. oysa bizim örf ve ananelerimizi korumamız, onlara saygı duymamız lazım."

    adam bunu tonlamalı bi şekilde okudu. ama "anane"yi, "annnaaaane" şeklinde okudu. ve dedi ki;
    "evet, örf ve anaaanelerimizi sevelim. anneannelerimizle konuşalım. bize eski türkiye'yi anlatsınlar da öğrenelim."

    sonra ya biri uyardı ya da kendisi saçmaladığını fark etti. durumu toparlamak için aniden;
    "yani, gelenekleri en iyi anneannelerden öğrenebiliriz. ne de olsa onlar yaşlı. "

    sonra baktı ki, olmadı. şarkıya girdi pat diye. şarkı bitince ne yaptı, bilemiyorum. nitekim, kapattım.
    belki kovulmuştur da anneannesine koşup ağlamıştır.
  • gelenek, gorenek gibi bi sey olsa gerek.
  • ilber ortaylı bayılır bu kelimeyi kullanmaya.
  • anane, arapça kökenli çoğul isimdir.
    "bulutlar"anlamında kullanılır. tekili; anan'dır.

    an'ane ise; gelenek anlamındadır. aynı kelime, bir söylentiyi inceden inceye didiklemek, araştırmak , kurcalayıp sonunda da anlamak manasında kullanılarak da "mecaz" yapılır.
  • anneannenin kaypak hali. ikinci a uzun okunur, yoksa ortaya gelenekten kek yapmasını istemek gibi garip durumlar çıkabilir.
  • anneanne yerine kullanılanı insanı ifrit etmekle kalmaz, söyleyenin ağzına ağzına vurma konusunda sizi kışkırtır.
  • "sayın dinleyiciler, bir ulus dilini böyle yaratır işte, kendi dilinin yapısına uyarak, kendi köklerinden, eklerinden yararlanarak ve bir benzerine bakarak uydurur. bu bakımdan dilde yaratma ile uydurma bir anlama gelir, özdeş işler sayılmalıdır. bugün okullarımızda okutulmakta olan geometri dersinin terimlerini çoğunlukla atatürk uydurmuştu. "uydurma"yı böyle anlayınca ortada bir anlaşmazlık kalmaz.

    ama o sözcükte bir aşağılayıcı anlam da var ya, "saçma", "anlamsız" yerine kullanılır, işte o yüzden yanlış anlamalara yol açılıyor. ama özleştirmecilere uydurmacı diyenler, kuşkusuz "uydurma" sözcüğünün bu aşağılayıcı, alay edici anlamını öne sürüyorlar, "siz uydurduğunuz bu saçma sapan sözlerle yaşayan dilimizi bozuyorsunuz" diyorlar. bakalım, durum gerçekten öyle mi?

    tarihçi abdurrahman şeref bey, derslerinde "tradition" sözcüğünün karşılığını ararken bir gün "an .. an" demiş. "an" arapça "dan" anlamına gelir sayın dinleyiciler, o sayın tarihçimiz de öğrencilerine "soydan soptan, anadan, babadan gelen" kavramını anlatmak için kullanmış o arapça "an''ı, "dan" anlamına ve böyle arka arkaya söylediği için de "an .. an", "anane" oluvermiş, soyut ad niteliği kazanmış. işte size uydurma bir terim, hem de kendi köklerimizden değil, yabancı bir dilin bir tümleç ekinden yapılma. bildiğiniz gibi biz bugün bu sözcüğün türkçe karşılığını kullanıyoruz, "gelenek" diyoruz. "gelenek" de uydurma elbet, "anane" gibi. ama "gelenek"in "anane"den bir ayrımı var ki, "gel" kökünden türetilmiş, anlıyoruz ne demeye geldiğini aşağı yukarı, "gelen"le ilgili bir şey. sonra bu sözcüğün benzerleri de var dilimizde sayın dinleyiciler, "görenek" var, yeni yapılan "ödenek" var. ama "gelenek"in bilim terimi olarak tanımı ancak öğrenimle elde edilebilir. sanki okumamış biri "anane" sözcüğünü duyunca bir şey anlıyor mu?

    bunun gibi "millet" ile "vatan"ı namık kemal arapçadan uydurmuştu. "ideal" karşılığı olarak "mefküre"yi ziya gökalp uydurmuştu. bugün biz "mefküre" karşılığı olarak "ülkü" diyoruz." ( melih cevdet anday, dilimiz üstüne konuşmalar, yky, 1995, s. 39)
  • sanane'nin s'si düşük hali
  • (bkz: anneanne)
  • anaaneee şeklinde telaffuz edilen dünyanın en tatlı insanları için yaratılmış kümedir. (bunu özellikle belirtmekte fayda var ki yeğenim uzun süre aniniii olarak telaffuz ederek ve bunda ısrarcı olarak uyuz etmişti) kız çocuğu isteme sebeplerindendir. babaneler alınmasın onlar da iyidir hoştur ama ananeler başkadır. bazı babaaneler aynı zamanda anane olduklarından bu kümenin avantajlarını iyi bilirler.
hesabın var mı? giriş yap