• anıştırmak işi, anıştır tersi.
  • (bkz: ima)
  • terim olarak almanca anspielung sözcüğünün karşılığı.

    yaşanmışlık ortaklığı gibi bir konunun yabancısı olmayan birine ima yoluyla ya da üstü kapalı biçimde anlatma-sezdirme meselesi.

    bu terim roman sanatında da kullanılır. üstelik anahtar romanın temel öğelerinden biridir.
  • yapımından 20 yıl sonra dancer in the dark'ı (2000) izledim. listelemeyle, kullanılan şarkılarla, casting vs ile ilgili jeneriğin devam eden bölümü yanılmadıysam kalın harf görünen ama sınırları belirsiz anlamında titrek, iyi okunamayan karakterlerle yazılmış. bu, filmde björk'ün oynadığı, ilerleyici körlüğü olan, gitgide görmeyen karakter rolüyle ilgili bir anıştırma ve paralellik sanırım. insan net jenerik izlemeyince bir rahatsız oluyor, ama tüm o trajik öykünün yanında jenerik bulanıklığının lafı mı olur? filmin içinde bunalttığı, etik, dinsel, insani ikilemler ve sorularla tel tel söktüğü yetmezmiş gibi, lars von trier son andaki numarasıyla izleyiciyi konformistliğiyle yüzleştiriyor, şöyle bir aynacıkla hatırlatıyor gibi. kendim böyle yaşadım. (bkz: dancer in the dark/@ibisile)

    (bkz: anıştırmak)
    (bkz: kigo)
  • yazın sanatında metinlerarası ilişkiyi belirtmek için kullanılan bir terimdir. "gizli alıntı" ya da "yarım alıntı"dır. alıntının dolaylı bir biçimidir. en basit anlamıyla, bir metinde geçen ifade ya da cümleyi (bazen tek kelimeden de oluşabilir) başka bir metinde üstü kapalı bir şekilde kullanmaktır. eğretileme ye benzer. önemli olan, alıntılanan ifade/ifadelerin çift anlamlı bir özellik taşımasıdır. bu nedenle açık uçlu olan alıntı tekniği gibi kolay bir şekilde tespit edilemez, anlaşılamaz. anıştırma daha çok sezdirimsel ve muğlak bir yapıya sahiptir.
hesabın var mı? giriş yap