• arkadaşa kesinlikle katılıyorum. ama bence çoğu kiralık şirket arabaları.
  • şirket aracı kullanan sürücüdür. çoğu şirket aracı kullanan sürücü gibi, imkansız rutlarına yetişmek için verdikleri çaba maalesef kontrolden çıkar ve trafikte terör estirirler. istanbullu olmak ile ilgisi yoktur.
  • tanımla başlayacak olursak istanbul trafiğinde bu yolları öğrenmiş sürücüdür. sürekli şerit değiştirmenin trafik akışına olumsuz etkileri farklı şekillerde (örneğin simülasyon) gösterilmiş olsa da insan vazgeçemiyor nedense daha hızlı şeridi aramaktan.

    benzer şekilde ankara'da şerit nedir bilmeyen 06 plakalı sürücüler de şikayet edilesidir. herhalde yolların bir kısmında şerit olmamasından mütevellit bir alışkanlık edinilmiş.
  • plakanın gerçek olduğunu ispatlamak için her 5 dakikada bir makas atan sürücüdür. araç kiralık ise, 34 plakalı araca oturunca hemen bozulmuş ankaralı da olabilir.
  • kavşakta durunca ayı gibi korna yer.
    kırmızıda sağa dönmediği için küfür edilir.
    şerit değiştirirken sinyal yaktı diye acayip acayip bakılır..
    otoparkın ortasına dik olarak park edildiğine şaşırır.

    velhasıl eğer şirket aracı kullanan bir ankaralı değilse, çok zorluk çeker..
  • 20 sene ankara'da son 5 senedir de istanbulda yaşayan aktif bir sürücü olarak şunu söyleyebilirim ki; ankara'da araç kullanmak istanbul'da kullanmaya göre çok çok daha zor çünkü ankara'da hangi aracın nasıl bir hareket yapacağını tahmin edemiyorsunuz. bomboş yolda aniden önünüze kıranlar, en soldan aniden sağdaki yol ayrımına girenler, kırmızı ışığı hiç sallamayanlar diye bu liste uzar gider.

    ha istanbul'da bunları yapmıyorlar mı? yapıyorlar tabi ama istanbul'da nedense diğer sürücüler bir şekilde nasıl saçmalayacaklarını size hissettiriyorlar. ama ankara öyle değil tamamen süpriz.

    başlığın konusuna gelirsek, doğru olduğunu inanıyorum ama 34 plakanın ankara'da değilde, diğer şehir plakalı her aracın kendi şehri haricindeki şehirlerde yaptığı hareketler olarak genellenebilir. keza istanbulda 41 ve 16 plaka teröründen de ben bıkıp usandım.

    yurt dışından gelen gurbetçilerde aynı şekildedir mesala. ülkeye girince içlerindeki trafik hayvanını salarlar. orda yapmadıkları her hareketin mislini burada yaparlar.

    demek başka şehirlerde, ülkelerde artislik yapmak genlerimize işlemiş vesselam
  • bir 34 plaka araç sürücüsü olarak ankara'da kırmızı ışıkta bekliyorum diye korna çalınmasına maruz kalmışlığım vardır.
  • şirket aracı kullanıyordur ya da araç kiralıktır. tırsmayın, o da bizden.
  • yüz binlerce km boyunca, pek çok ilde, pek çok farklı plaka numaralı, iki veya dört tekerli araç sürdüm. ankara şoförü kadar boktan şoför görmedim.

    ankara'da trafik terörü estiren 34 plaka araç sürücüleri, ankara şoförlerinin mallıklarından dolayı sinir krizi geçirmektedir, agresif sürüşünün sebebi odur.

    ankara şoförü,

    - yol vermeyi bilmez. kelebek kavşakta köprü üstüne çıkmışım, belli ki soldan devam edeceğim. sen de belli ki sağdan ayrılacaksın. birimiz diğerine yol verecek. bu basit kuralı idrak eden ankara şoförü yoktur.

    - yol almayı bilmez. yol verirsin aptal aptal suratına bakar.

    - ana yola katılmayı bilmez. mesela bahçelide, milli kütüphanenin yanından eskişehir yoluna çıkamaz. ana yoldan gelen embesil de oradan birinin çıkacağını hesap edemez.

    - anlayış göstermez. şehrin yabancısısın, diyelim akay'dan kızılay'a doğru gidiyorsun sol şeritte kaldın, sonra kocatepe için sağa dönmen gerektiğini fark ettin sinyal yaktın. işte ankara şoförü bunu gördüğünde yol vermeyi bırak, daha da hırslanır.

    - kırmızı ışıkta durması gerektiğini bilmez. kavşak girişindeki ışığı geçip ortadaki ışıkta durmak zorunda kalan, bu arada 3 şeridi birden kapatan kamyon şoförleri ankaradadır.

    - kavşağa girmeyi bilmez. koskoca kavşakta dönüp beklemek varken, kavşağa yaklaşırken anlamsızca yavaşlayarak önce ana yolu kapatır, sonra kavşağa biçimsiz girip arkasındakilerin girmesine mani olur, ana yolu iyice kapatır.

    - park etmeyi bilmez. nizamı, yakın park ettiği görülmemiştir. kendi hayvanlığının farkında olduğundan herkesi hayvan bilir, yanına park eden olmasın diye iki arabalık park yerini piç eder.

    - incelikli manevradan haberi yoktur. dar bir yolda başka bir arabayla karşılaşsın, az kenara geçmektense arabadan inip kavga etmeye tutuşur. tam bir embesildir.

    - şeritte gitmeyi bilmez. ya anlamsız makaslar atar, ya şeridi ortalar. makas atmanın da adabını bilmez, ne bok yiyeceği kestirilemez.

    - kaza yapmamayı bilmez. tarla gibi yolda bir başka arabaya tam kapı ortasından vurabilecek mallıktadırlar.

    - kazaları büyütmemeyi bilmez. ufak bir tampon çiziği için olayı büyütmeye, trafiği felç etmeye meraklıdır.

    - kendinden habersizdir. üç yaşında bir çocuğun yemek yemesini düşün. yiyor mu yemeği, karnını doyuruyor mu.. doyuruyor, ama beceriksizce. ankara şoförü de işte o kadar beceriksizdir, etrafa verdiği zarardan ve yıprattığı sinirlerden haberi yoktur. gideceği yere gidiyor mu, gidiyor..

    peki neden?

    çünkü, gelişmemiş. kalabalık bir şehirde olmasına rağmen kalabalıkla yaşamayı içselleştirememiş. anlayış göstermeyi, başkasını düşünmeyi öğrenememiş.

    kendini en doğru sanıyor, çünkü başka biri ile diyaloga bile girmemiş. diyalogdan anladığı kendi doğru bildiğini tekrar etmek, karşısındakinin söylediklerine itiraz etmek üzerine.

    en tipik örneği mesela.. şehirler arası otobüstesin, önündeki angaralı kolduğu senin kucağına kadar yatırmakta ısrarcı. neden? çünkü koltuk onun koltuğu, yatırmak da hakkı. arkadaki? onun problemi değil.

    başka örnek: uçaktasın en arkada, baş üstü dolaplarında enteresan aletler var kullanmak mümkün değil. iki öndeki koltuğun üstündeki dolaba koyuyorsun, o koltuğun sahibi arıza çıkarıyor. neden? angaralı.

    karakter olarak istanbul insanı da matah değildir ama en azından, trafikteyken, zorunluluktan, sike sike, bir toplum içinde olduğu bilincine varmıştır ve her hareketi bu bilinci yansıtır.

    ankara şoförü, işte, angaralıdır.
hesabın var mı? giriş yap