• tabi ki de ankaradaki öğrencilik yıllarımın favorisi, beni ara makas ve karışık kesimle tanıştıran, yılların efsanesi münir erkek kuaförü. emek 80.sokak (şimdi başka bişey olmuş adı bilemedim) merdivenlerinin altında, caminin yanında- bahçeliveler anadolu lisesinin aşağısı hemen- bulunuyor dükkanı. bir çok ünlüyle birlikte fotoğraflar ve çeşitli yarışmalardan fotolar ve ödüller süslüyor dükkanın duvarını. en azından 1 kez gidin derim. takılan ilginç tipler de cabası. ama münir abinin kardeşi erdal abi çok çok daha kral berberdir. sizinle her türlü muhabbete girer, bilimsel ve edebi de dahil. giderseniz benden de selam söyleyin. ah be güzel ankarada öğrenci olsam keşke de, üşenmeden 7.caddeyi turlaya turlaya gitsem münir ve erdal abime.
  • tavsiye edilmeyenini söyleyeyim, izmir caddesinde bir berber vardı eskiden ismini verip rencide etmeyeyim, kendileri benden 2000 yılında bir pazar günü tam 4 milyon (şimdinin parasıyla 4 tl) sakal trraşı parası almıştı. düşün o zaman metro bilet 450 liraydı, yani adam 10 metro binişine sakal traşı yapıyordu, yani bu günün parasıyla 20 tl, ulan nasıl koymuşsa dünyanın parasını yedim bu ankarada harcadığıma üzüldüğüm tek para budur. zaten o pazar günü aniden görüşeceğiz diye sakal traşı olduğum laz kızı'da bakmadı yüzümüze, ulan keşke isteseydim traş parasını be.
  • o kadar övülen trend kuaföre gözümü karartıp gittim. randevu almama rağmen sanki zorla gelmişim gibi bir hava takınıldı. o.kadar bahsedilen hoş muhabbet özen falan nerde ben göremedim? berber koltuğuna çağırırken bile yüzüme bakmadan el kol hareketleriyle davet edildim. saç şeklini anlatırken "o şekilde olmaz yalnız" diye bir karşılık alıp sonrasında da "tamam usta sen kendine göre uygun bir şeyler ayarlarsin o zaman sıkıntı yok" dedim, "biz öyle çalışmıyoruz mesuliyet kabul edemeyiz" falan filan geveledi bir şeyler artık kimse o kişi. neyse iyi kötü yapıldı bir şeyler hiçbir şekilde yönlendirme ya da muhabbet olmadı. saçımı yıkatmak istediğimde bile tripli bakışlara maruz kaldım. berber yeteneğinin iyi kötü olmasına geçtim 30 yıldır hayatımda ilk defa bir berberden bu kadar özensiz ve ters tepkili bir hizmet aldım. öyle izzet-i ikram falan da yok. kendi berberime ödediğim fiyatın 3 katını ödeyerek çıktım mekandan. beğeneni seveni vardır lafım yok ama buradaki yazıların çoğunun reklam kokan hareket olduğunu anladım. gitmek isteyen olursa gidip kendi görebilir kimseyi kötüleyip ekmek parasına engel olamam ama önerir misiniz desem asla. hatta hala varsa ankarada önerisi olan ben anlatmadan benim aklimdakinden bile daha güzelini yapacak bir berber yönlendirecek olan hala tavsiyelere açığım.
  • daha önce yazılmış olsa da (bkz: #22281886) tasdiklemek mayetine söyleyelim, anıttepe trend kuaför'ü. ben ki kel adamım oraya gidiyorum. sırf beğendiği için paris'ten yılda bir ziyarete geldiğinde orada traş olan italyan arkadaşım vardı. (tabii ki traş olmaya gelmiyordu ama traş olmak için gelmeyi bekliyordu) şimdi de sakarya'ya taşınan bir arkadaşımız sırf traş olmak için 2 ayda bir geliyor.

    şaşırmayın bu kadar, nihayetinde hiçbirimiz berbere derdini anlatabilen muhteşem insan değiliz, derdinden anlayanı bulunca da bırakamıyosun işte.
  • sancak mahallesinde şahin arık kuaför.
    hani şu abdullah gülü george clooney'e benzeten meşhur berber var ya. ta kendisi.
  • web sitesi olan berber mi olur amk. benimkinin geçen seneye kadar kliması yoktu. kesilen saçlar saçımdan düşmüyordu terden yapıştığı için. kışın soğuk suyla kafamızı yıkadığı için tüm mahalle erkekleri olarak topluca sağlık ocağına gidiyorduk. ne hayatlar var...
  • çayyolu tarafında oturan varsa, gordion'un hemen yanında murat çakır erkek kuaförünü öneririm. alanında uzmanlar.
  • demetevler vatan caddesi’ndeki “by makas” adlı yer kesinlikle değildir. randevu aldığınız saatte gidersiniz sizden önce bekleyen iki kişi olur daha suçu size yıkmaya çalışır. müşteriye yaklaşımı çok kaba, müşteriyi aklı sıra azarlar. vesselam kendine saygısı olan gitmez.
hesabın var mı? giriş yap