• türkiye cumhuriyeti'nce alınmış en doğru ve cesur kararlardan biridir.

    o dönemde istanbul gibi yeni kurtarılmış parlak bir yıldızı, hem de devlet başkanlarına ve bakanlara konak edinilebilecek onca saray, köşk ve yalı varken bırakıp ankara gibi adı sanı belli olmayan, bir kaç bağ köşkü ve çiftlikten başka oturacak yer bulunamayan, doğru düzgün bir meclis bir binasına bile sahip olmayan ancak ulaşım açısından hem batı'ya hem de doğu'ya oldukça yakın, yeni yerleşim kurulması için elverişli, demiryolu ve karayolu bağlantısı için tam kavşak noktada yer alan bir yere taşımak ciddi anlamda vizyon isteyen bir iş.

    daha istanbul'a göç başlamamış, taşına toprağına tecavüz edilmemiş ama coğrafi anlamda sınırları belli, yeniden şekillenen bürokrasi sınıfının ve yeni yeni oluşturulmaya çalışılan burjuvazinin buraya akmasının neticeleri de belli. onun yerine ulaşımı kolay, yerleşimi kolay, dümdüz bir ovaya yeninden şehir inşa etmek ve bunu yaparken de bir çok şeyden vazgeçmek gerçekten cesaret ve fedakarlık istiyor.

    üstelik ankara'ya inşa edilen yolların ve yapıların genel karakteristiğine bakıldığında hep ileride büyüyecek bir şehrin ihtiyaçlarına uygun inşa edildiği, hatta bu çorak şehirde koskoca yeşil bir alan bulunması için tırnakla kazıyarak doğal bir çiftlik alanı yaratıldığı da görülebilir.

    1950 sonrasında ise istanbul'dakine benzer gecekondu yapılaşması artmış, o güzelim çiftlik alanına ise geçtiğimiz senelerde dev bir yüz karası dikilmiştir. çünkü koca ankara'daki tek bütünleşik yeşil alan dışında arsa yoktur, ille de oranın içine edilmelidir.
  • üstteki yazara istinaden;
    o entry

    (bkz: türk dil kurumu) ,
    (bkz: türk tarih kurumu) ,
    gibi nice kurumları kurmuş, bu toprağın ve türk tarihine büyük katkıları olmuş, (bkz: istanbul) ve memleketin büyük bir kısmı işgal altında iken (bkz: kurtuluş savaşı) na önderlik etmiş bir insana, o günün şartlarına katıksız ve saf bir cehalet ile yaklaşarak, bu stratejik hamleyi sadece "geçmişe sünger çekmek için" yapıldı, yaptı demek; hem büyük cehalet örneğidir, hem de söyleyeni komik duruma düşürür. kendinizi komik duruma düşürmeyin.
  • 13 ekim 1923'den beri süregelen durum.
  • ilkokul yıllarında istanbullu ben bünyeye kıskançlık falan hissettirmişti ankara'nın başkentliği. fekaat kesinlikle başkent ankara'dır arkadaş. havası yeter, istanbul'dan başkent mi olur be. anadolu'nun göbeğinde aslan gibi kurtuluş mücadelesine de ev sahipliği yapmış, köyden halliceyken metropol olmuş güzel ilimiz. seni görmek ister mi hala her bahtı kara bilmem ama ben senede bir görsem öperim başıma koyarım.
  • 13 ekim 1923, ankara'nın başkent oluşunun 97.yıl dönümünü kutluyorum.
    ulu önder mustafa kemal atatürk'ü saygı ile anıyorum.

    bu şehirde yaşamanın en güzel taraflarından biridir bu özel günler.
    tarihimize sahip çıkalım.
  • bugün itibariyle 99. senesini kutladığımız güzel olay.

    konya selçuklu'nun,

    istanbul osmanlı'nın

    ankara türkiye cumhuriyetinin başkentidir.

    kutlu olsun:

    ankara'nın taşına bak - ruhi su
  • şehrimin metrolarında yine marşlar çalınıyor.

    bu kutlu ulusun medeniyet projesi olarak var olan güzel şehrimin başkent oluşunun 99. yılı kutlanıyor.

    doğum günün kutlu olsun güzel ankaram.
  • ankara'nın başkent olması için türkiye büyük millet meclisi başkanlığı'na verilen anayasa değişikliği teklifi

    yüksek başkanlığa,

    lozan antlaşması'nın tamamlayıcılarından tahliye protokolünün uygulanması son bulmuş ve baştan başa yabancı işgalinden kurtulan türkiye'nin fiilen kuruluşu tahakkuk eylemiştir. milletimizin en değerli beldelerinden istanbul'umuz, islamiyet'in hilafet merkezi olma durumunu, islam alemi içinde tahsisen ve hasren türk milletinin savunma vasıtalarına emanet edilmiş olarak sonsuza kadar sürdürecektir. diğer taraftan türkiye devleti'nin idare merkezi için türkiye büyük millet meclisi'nde karar vermek zamanı gelmiştir.

    bir devletin merkezini tayin için esas olacak düşünce, yeni türkiye'nin idare merkezinin anadolu'da ve ankara şehrinin seçilmesini gerekli kılmaktadır. söz konusu düşünce; antlaşma ile boğazlar için kabul edilen hükümler, yeni türkiye'nin varlığının esası, memleketin kuvvet kaynakları ve gelişmesini anadolu'nun merkezinde tesis etmek gereği, coğrafi ve stratejik durumunun müsaadesi çerçevesinde iç ve dış güvenliğin sağlanması hususunda geçmişte edinilmiş tecrübelerle özetlenebilir. bu düşüncelerin her biri, başlı başına bir önemli gerekçe sayılacak durumdadır.

    devletin idare merkezinin yeni bir şekilde tesis ve gelişmesine bir an önce başlamak iç ve dış tereddütlere son vermek için alttaki kanun maddesinin kabulünü arz ve teklif ederiz.

    kanun maddesi : türkiye devleti'nin idare merkezi ankara şehridir. 9 ekim 1923

    malatya : ismet inönü
    çorum : ferit törümküney
    diyarbakır : zülfü tiğrel
    ertuğrul (bilecik) : dr.fikret onuralp
    kütahya : seyfi aydın
    malatya : hilmi oytaç
    kastamonu : m. mahir
    erzurum : rüştü
    erzincan : sabit
    sivas : rahmi
    bursa : necati kurtuluş
    bursa : refet (canıtez)
    konya : kazım hüsnü bey
    istanbul : ali rıza bebe
    karahisarısahip : m. kamil
  • bir anadolu kasabasına şehir makyajı yapılmasına vesile olmuştur.
  • iyi ki gerçekleşti dediğim durumdur. istanbul'un başkent olduğu bir türkiye'yi düşünmek bile istemiyorum. herhalde o zaman istanbul'un nüfusu tıpkı mısır'ın başkenti gibi 30milyonlarda seyrederdi. güzel istanbul, şehir olmaktan çıkar varoşlarla dolup taşardı ki şu an bulunduğu durum da pek iç açıcı değil hani.

    ankara başkent olduğu durumda bile anadolu gelişememişken istanbul'un başkent olduğu durumda yok sayılırdı. türkiye=istanbul olurdu ki dediğim gibi şimdiki durum da pek iç açıcı değil.
hesabın var mı? giriş yap