ankara'yı sevmek
-
"ankara'da bi bok yok" herkes gibi benim de kullandigim bir cumle olsa da, onemli olan mekandan ziyade orada yasanilanlardir diyor ve, (bkz: mekanin goreliligi) diye bir ekleme yapmak* istiyorum.
-
(bkz: ankarayi ozlemek)
-
insan her mekanda kendisidir, dolayisiyla depresyon hirkasi giymis bir kisi degilse ve inatci degilse ankarayi sevmek mumkundur.
-
zor degildir. biraz kendinle barisik , biraz hosgorulu olmak; mekan bagimlisi,ozenti olmamak ankarayi sevmek icin yeterlidir.
-
uzun zaman sonra yağmur altında yürürken, kafayı kaldırıp gri şehrin * üstündeki gri bulutlara bakarak, insanın kendisini anlamsız mutlu hissetmesi.
-
kalıcı dostluklar kurmaya, sağlam ve güvenilir kişilikler geliştirmeye olanak tanıması ve insana sağlam bir zeminde yürüyormuş hissini yaşatmasıdır bana ankara'yı sevdiren.
-
(bkz: ankara insanini sevmek)
-
genelde 40 yaş üstünün besleyeceği türden bir sevgi şekli. sonra eklemede yapılır, düzenli şehir, memur şehri, ne de olsa başkentimiz... gibi
-
ayrildiktan en fazla uc yil icinde biten sevgi.(bkz: askin omru uc yildir)
-
pazar gununde, gunesin altinda, -cantaniz olmasi gereken yerde (arkanizda) takili bir halde-, elinizde kopeginizle, segmenler parkina yururken- den, eve donerken- e kadar bulundugunuz zaman dilimindeki duygularin tumune verilen isim...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap