• düşünsel bozukluğun * davranışsal yansımasıdır.

    somut düşünme ile ortaya çıkan, takıntı ilk evredir bana göre. sayılara, çizgilere, renklere, dizilimlere, , , takarsın da takarsın. ilk hatırladığım takıntım, çoğu insanda da olduğu ve artık herkesin normal gözle baktığı kaldırım çizgisine basmamak takıntısıydı. sonra bu sayılara dönüştü, sayılar günlere dönüştü. dönüştü de dönüştü, hiç azalmadı hep farklı şekilde nüksetti. evrenden gelen sayılarla ilgili mesaj haline dönüştüğünde akıl almaz, dayanılmaz hal aldı. her bir şekilde ayrı endişe duydum, kötü teoriler üretip onlara inandım, içim hiç bir zaman rahat olmadı.

    bir süre sonra bu farklı bir boyuta geçti.

    soyut düşünceye geçmekle beraber, beyninde her olaya karşı türlü olumlu veya olumsuz teoriler üretip buna kendini inandırarak yaşamak, özgürlüğüne koyduğun en büyük engel olur. en küçük ihtimal bile beyninde yer eder. tüm ihtimallerin sonucunu düşünürsün. kimi zaman kendini iyiye inandırırsın kimi zaman da kötüye. her türlüsü seni alt üst etmeye yeter. tam olarak işte böyle dediğinde bile, tam olarak bitmez hiç bir zaman. şöyle bir olumsuz tarafı da vardır, dengesizleştirir. 10 dakika içinde en negatiften en pozitife geçen ruh haliyle sarar bünyeni. hepsini yaşadım. tüm bu iç süreçler içinde, anlatığın insanların hiç biri bu duyguyu dikkate almaz. ailenden tut, en yakın arkadaşından dostuna kadar. her biri bunun strese bağlı olduğunu söyler. evet strese bağlıdır, stres bu durumu tetikler. fakat sebep olmaz.

    herşey kendi içinde biter diye yorumladığım durumlar içinde yer almıyor maalesef anksiyete bozukluğu. fakat kendimin bulunduğu bu aşama için bulduğum çözüm, stresten uzaklaşmak. geçmeyecek fakat beynimi yoran durumlar ne kadar az olursa bu durumların ortaya çıkma ihtimali de o kadar azalır.
  • yasamayan birine arkadasına vs anlatsan anlamaz bir de üstüne size buluttan nem kapıyorsun, öküz altında buzağı arıyorsun tarzında öküzce fikirler öne sürecekleri lanet hastalık. evet tamam kanser değiliz beynimizde tümör vs yok. ama hayatımızın orta yerınde beynımızı açıp baktıklrında görünmeycek olsa da koca bir korku tomağı var. hiç ölmekle ilgili korkum olmadı hatta hep ölümü kendıme yakın buldum şöyle diyebilirm ki sonuclarından korkmasam o ankı korkuyu ve huzursuzluğu yaşamaktansa intihar etmeyi bile tercih edebilirim. bazen görünen elle tutulur bir hastalığım olsaydı bile diyebiliyorsunuz. en azından o zaman insanlar size kedi şeyini görmüş yara sanmış muamelesi yapmayacaklardır.
  • (bkz: anksiyete/@i s t a n b u l)
    ilk yaşadığımda kalp krizi geçirdiğimi sanmıştım. ölüyorum diyebiliyordum sadece acile gittiğimde. arada nefes almaya çalışıyorum ama ne mümkün. oysa benden başka herkes çok sakindi. ölmek üzere olan bir insana davranılması gerektiğinden fazla sakin. yavaş yavaş tüm bedenim uyuşuyordu, kasılmalar, titremeler, kesin bir şey olmalıydı. o ara doktorun arkadaşıma endişelenmeyin anksiyete bozukluğu dediğini duyuyorum belli belirsiz. hayır değil, ekg çekilsin, mr falan ne bileyim ciddi bir şey bu. ısrarlarımla hepsi yapılıyor ve sonuçlar gayet normal sadece panikle beraber taşikardi geçiriyorum tansiyonum yükselmiş. sakinleştirici bir iğne ve bir serum takıyorlar yavaş yavaş bir uyku hali ve dinginlik... sonrası eline tutuşturulmuş antidepresanlar.
    yıllardır defalarca aynı duruma gelmiş olsam da her seferinde yenik düşüyorum bu hislere. ikna edemiyorum kendimi bu da diğerleri gibi bir atak, öleceğin falan yok, sakin ol diye.
  • gecmisten utanmak, ani yasayamamak ve gelecekten korkmaktir.
  • bitmeyen bir çile.
    iyi bir doktor, ilaç ve terapi ile atlatmak mümkün ancak ilacı bıraktığınızda, hayatınızda büyük değişiklikler olduğunda, büyük gerginlikler arasında kaldığınızda nüksedebiliyor. yaz ayları da çok etkiliyor. sıcak kesinlikle olumsuz etki yapıyor. bendekinde böyle en azından..
    depresyona bağlı ortaya çıkanı için şu kitaba da bakmanızı tavsiye ederim. çok fayda gördüm bu kitaptan;
    (bkz: david burns) (bkz: feeling good)
    ayrıca yoğun dönemlerinde benim yaşadığım sorunlar için (bkz: #34452572)
    biraz modunu anlamak isteyenler için, şu entry az çok böyle bir ruh haliyle yazılmıştır;
    (bkz: #34777870)

    not; bu entry ve bkz içinde verilmiş olan yazılarım, bu hastalıkla ilk kez karşılaşan ve çok iyi bildiğim o büyük korku ve endişe girdabında kendini yalnız ve çaresiz hisseden insanlara bunun sadece onların başına gelmediğini, duydukları endişe ve korkuların bile hastalığın doğası gereği benzer olabileceğini, her şeyden önce de yalnız olmadıklarını ve gerekli yardımları alarak atlacaklarını hatırlatmak için yazılmıştır.
  • dar bir alanda önünüzün size saldırmak isteği açıkça görülebilen bir kurt tarafından kesildiğini düşünün. böyle bi durumda kaygılanırsınız ve beyniniz vücudunuzu refleks olarak bu duruma tepki vermek adına hazırlar. dolayısıyla korkmak, kaçmak, saldırmak, bayılmak gibi çeşitli eylemlere yönelirsiniz.

    fakat bu puşt hastalıkta vücudunuz sizin farkedemediğiniz sebeplerden tepki verir ve bu durum sizde nefes darlığı, ay ben kalp krizi geçiriyorum tripleri, vücutta uyuşma gibi belirtilerle patlar.*

    çok kısa tavsiye: korkmayın, insanların abarttığı kadar bi bok degil bu hastalık. bi süre ilac alır, bazı şeyleri siktir eder ve iyileşirsiniz. bir şeyler yapın ama orası önemli, durmayın genel genel. *
  • tedirginliği, karamsarlığı, herşeyin kötü gidecek olma duygusunu herzaman beyninin bir köşesine kazıyan nasıl geçeceği bilinmeyen psikolojik bozukluktur...
  • hiç bir zaman geçmeyen ancak başa çıkabilmeyi öğrendikten sonra pek de problem teşkil etmeyen hastalık.

    prozac, lustral, tofranil, efexor, rivotril, ativan, nervium, seroquel gibi envai çeşit ilaçla, sonsuz işkenceler yaptım vücuduma.
    şayet, bu eksikliğimle barışabilmemde biraz da olsa payları olduysa, çektiğim acılara değidi demektir.

    yine stres var, yine paranoya var, yine hep bir "acaba?" durumu var ama artık bu bir problem değil; bu artık hayatın bir gerçeği.

    kontrol etmeyi öğrendikten sonra, "yarından korkan insan" gidiyor, "yarına hazırlıklı, tedarikli insan" geliyor.
  • terapinin en başarılı olduğu psikiyatrik alan
hesabın var mı? giriş yap