• türlü örnekler vererek,alttan girip üstten çıkarak, türlü şebeklikler yaparak karşıdaki insanı bir konuda bilgilendirme çabalarıdır. karşı taraf kendini dinlemeye kapattığı için genelde ağızdan çıkan ses dalgaları karşıdakinin alnından çenesinden falan geri döner.
  • bir ik direktorune "onceliklendirme yapmazsak hangi pozisyonu daha once kapatacagimizi bilemeyiz ve zaman bosa gecer" demeye calisan bendeniz gariban bir ik yoneticisinin cirpinişlari:

    direktor: su gorusmeleri oncelige alalim
    kakay:hangilerini?
    d:iste senin gorustuklerini
    k: bu ayri 11 pozisyonun 7sine zaten oncelikli demistiniz, es zamanli suruyor gorusmeler
    d:iste bunlari oncelige alalim
    k:zaten oyle
    d:e neden bulamadik hala birini?
    k:7 pozisyon ayni anda devam ettigi icin ayni haftada max 21 kisi ile gorusulebiliyor. 30 kisi cagiriyoruz. ama 2/3u gelmiyor.
    d:e digerleri cagirin.
    k:gelmeyeceklerini onceden anlayamiyoruz
    d:nasil yani?
    k:yani gelmedilerse gelmemislerdir. o anda arayip “ayse hn hemen simdi gelirseniz gorusebiliriz” diyemiyoruz.
    d:e abi o zaman bu cok kotu bi durum
    k:demek istedigim de bu
    d:yok olmaz oyle sey sen en az 7-8 aday gor her pozisyon icin
    k:cok mumkun degil, eger bu 11 pozsiyon icin de ayni seyi istiyorsaniz
    d:niye abi yaparsin sen
    k:yok matematik olarak mesai yetmiyor. herbir gorusme 1 saat alsa, form, sinav vs gibi.. 80 saat yapar haftada. biz 45 saat calisiyoruz.
    d:sikistiririz.
    k:makul degil. oncelik belirlensin ona egilelim.
    d:iste bunlar oncelikli.
    k:ayni yere donduk. benim gorusmem var sonra konusuruz.
  • kar$ı tarafın çıkarına olacak noktalar ön plana çıkarılmayıp, onun beklediği/algılayabildiği ayrıntı düzeyinin altında veya üstünde bir anlatım kullanıldığı taktirde daha çok sorun olur..

    güzel bir fikrin var ok, ama bunu gerçekle$tirirken kar$ı tarafı motive edecek bir çıkar noktası koyamıyorsan, anlama yeteneği süper bile olsa, mevcut durumunu sürdürmek için ayak direyecektir.. insanlar bo$una süreci anlatıp dururlar, $unu böyle yapıp $uraya dokunacağız, ordan $u olacak da bu olacak diye. ondan sonra da, e anlatıyorum anlamıyor diye yakınırlar. gerçekten anlamıyor da olabilir. o zaman kendi dilinizi değil onun dilini kullanmayı öğrenin be karde$im.. dünya'ya süper bir mavilikte baksanız da, kar$ıdaki gri bakıyor ise siz de gri bir açıdan anlatın. her$eyi devletten beklemeyin.

    umutsuz diyaloglar sonucunda, yüz yıl bile tartı$ılsa aynı sonuca varacak konu$malar da vardır elbette. bu durumda, sun tzu'dan "hiçbir tartı$ma kazanılmaz"ı hatırlatırım.
  • insanı çaresizliğe sürükler bu eylem. anlatırsın anlamaz, anlatırsın kel alaka örneklerle kendini savunmaya çalışır, boşu boşuna sinir yıpratır başka da bi halta yaramaz. bünyede şiddet eğilimi doğurabilir ileriki safhalarda. öyle ki siz tartışmayı kapatsanız, artık devam etmenin yersizliğinin farkında olsanız bile, sinir bozucu yaratık inatla devam etmek isteyebilir, öylelerinden koşarak uzaklaşmak gerekir işte, akıl ve ruh sağlığının korunması açısından.
  • beyhude çabalardan bir tanesidir. canı anlamak isteyene dek poposunu kıpırdatmayacaktır.
  • mevlana olabilecek en harika şekilde özetlemiştir bu hadiseyi..

    "ne kadar bilirsen bil , anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır" diye..

    olabilecek en harika şekilde ifade etsek , son derece kontrollü ve düzgün biçimde de konuşsak ; bir bardak su sığlığında ve bir adet portakalın akıl fikir çerçevesinde yaşayan bazı insanlara ,bazı şeyleri anlatmamız mümkün olmuyor..

    böyleleri duyuyor ama dinlemiyor , anlıyor ama idrak edemiyorlar.. kıçımızı yırtıp kafamıza giysek , mevzuyu farklı dillerde irdelesek , yazıya döküp noterde tasdikletsek , mors alfabesiyle kendilerine iletsek , alnımıza yazsak , gırtlaklarına yapışsak ,bağırsak çağırsak, ümüklerini de sıksak..

    anlamıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap