• "yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik"

    evet malesef bu yaşıma kadar buradaki "yüzme" eylemini bildiğimiz kulaç atarak yüzme sanan ben, sonradan öğrendiğim, aslında buradaki yüzmenin "hayvanın derisini yüzme" olduğu gerçeğiyle şoka uğradım... milletin dalga geçmesi de cabası...
  • genelde biri size laf soktuğunda o an geçiştirdiğiniz ama sonrasında eve gidiş yolunda "ulan ne demiş banaa, keşke orda şunun yerine böyle deseydim" şeklinde kafada gezintiye çıkardığınız cümlelerdir.
  • bazen kendi ağzınızdan çıkan; lafın ucunun nereye çıktığını sonradan ve pişmanlıkla fark edebildiğiniz cümlelerdir.
  • "bu kadar çok seni seviyorum deme ki anlamını yitirmesin." yani diyor ki amına kodumun salağı ben seni sevmiyorum ve sende bunu bana sürekli hatırlatıp durma vicdanen rahat olmuyorum ayrılmak için uygun zaman kolluyorum. ah keşke zamanında anlasaydım bu cümlenin derin anlamını.
  • "gitmek cesaret ister ufaklık, gideceğin yer neresi olursa olsun. o zaman anlarsın işte ; vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar"

    hayatımdan birileri çıktığında, çevremden birileri uzaklaştığında anlam veremezdim hiç. kalan ben olurdum..üzülürdüm de kendimce. gitti tabi ya derdim, anlamazdım. meğer kaldığın düzenin içinde birini uğurlamak ne kolaymış hayatından. koskocaman bir kumsalda bir taş eksilmesi gibi. bir gün gitmek zorunda kaldığımda anladım. o kumsala tamamen arkamı döndüğümde..her şeyi, bütün dostlarını, bütün alışkanlıklarını arkanda bırakmanın dünyanın en zor şeyi olduğunu.
  • ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında.
hesabın var mı? giriş yap