anlaşılmak

• belli olmak, ortaya cıkmak.
• en azından bu dünyada, bu insanlarla ve bu teknolojiyle yaşanması mümkün olmayan kavram.
• birilirinin birilerini anlaması durumu
• insanlar anlaşılmaya ihtiyaçları had safhaya eriştiğinde, pes ederek herhangi birisine "beni anlıyor" yaftasını verirler ve daha sonra uyanırlar.
  
  kendini tamamen açmak mümkün olmadığı için, üstelik önyargı insanların kendilerini yüceltmelerine vesile olan bir savunma mekanizması olduğu için anlaşılmak da mümkün değildir, sadece kişi algılamak istediğini algılar.
  
  anlaşılmak daimi bir arayış ve kişinin kendini -çoğunlukla bir kazığa bağlamak için- şahsiyetsizleştirmesidir.
  
  ve bittabi, düşünen hiç bir insan, anlaşılabilecek kadar yüzeysel olamaz.
• empati kurabilen insanların zaman zaman yaşabildikleri iletişim durumu. çok çaba ister anlamak da anlatmak da. mümkün olmadığını zannetmiyorum. vefekat iyi niyet ve dürüstlük (önce kendine karşı) şart...
• ... alıntı:
  
  "beni anlamaz
  anlamaz, niye anlasın
  anlaşılmak! - değil mi ama - sanki kimsenin olamaz."
  
  (bkz: ben ruhi bey nasılım), (bkz: edip cansever)
• anlaşmakta güçlük çektiğim bir kavram.
  tersten yıkama için; (bkz: aslan burcu kadinini anlayamamak).
• anlatmakla hiçbir orantısı olmayan durum, anlatırsınız ama aptaldır karşınızdaki, anlatırsınız ama anlamak istemez karşınızdaki, anlatırsınız ama korkar karşınızdaki, anlatırsınız ama dinleyecek vakti yoktur karşınızdakinin, anlatırsınız ama dinleyecek takadi kalmamıştır karşınızdakinin.
• bir ahmet altan basligi.
  anlatmak istemez kadınlar, anlaşılmak isterler.birbirleriyle ne denli acik konusurlarsa konussunlar, sevdikleri erkeklerle konuştuklarında hep anlaşılması gereken boşluklar, şifreler, kelimeler yerleştirirler sözlerinin arasına, onların anlaşılmasını beklerler, anlaşılmak onlar için sevilmenin belki de en önemli, en değerli işaretidir.
• ne yazık ki, birtek gerçekten anlamak isteyen vuku bulduğunda gerçekleşebilen hadise.