• ağlasam sesimi duyar mısınız,
    mısralarımda;
    dokunabilir misiniz,
    gözyaşlarıma, ellerinizle?
    bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    bu derde düşmeden önce.
    bir yer var, biliyorum;
    her şeyi söylemek mümkün;
    epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    anlatamıyorum.
  • " anlamasan da olur. kimse anlamasa da olur. gerçek hürriyet budur olric. ben anlıyorum. anlatamasam da olur. "

    (bkz: oğuz atay)
    (bkz: tutunamayanlar)
  • son dört mısrası mor ve otesinin bir sarkısına misafir olmustur.
  • kibar bir insanın günlük konuşmasında "anlamıyorsun" a tekabül eder.
  • orhan veli'nin bu şiiri hakkında saf mı saf bir lise talebesi bir zamanlar öyle bir 'eleştiri' sunmuş ki sarılıp yanaklarından öpmeden olmaz...

    sene 1950. ilhan başgöz tokat'ta lise edebiyat öğretmenidir.

    "son gelen müfettiş halim selim, efendi bir adamdı. dersime geldi. kitabımızda orhan veli'nin 'anlatamıyorum' şiiri var, onu okuyoruz... sınıfımızda yeni şiiri sevenler var, sevmeyenler var. sevenlerden şevki erek'e söz veriyorum. şiiri sevdiğini ve niçin sevdiğini anlatıyor. sonra necmettin karaerkek'e söz veriyorum. bu öğrenci orhan veli'yi ve yeni şiiri sevmez. bir tartışma çıksın istiyorum. her derste olduğu gibi açıkça, çekinmeden müfettiş bey'in önünde de fikirlerini söylesinler. bir ara müfettiş bey de bu şiiri beğendiğini söylüyor. alıyor karaerkek: 'hocam, müfettiş bey şiirden hiç anlamıyor. orhan veli diyor ki 'duyuyorum, anlatamıyorum' daha ne desin? iyi şair duygularını anlatır.'"
  • anlatamıyorum,
    gözlerin ne renk ve ben neden seni unutamıyorum
    dur bir bak, yarınlar çok uzak
    bu aşk bize yasak
    bana derken
    ağlıyorsak, benim olmasaydın
    seni sevmezdim, beni yormasaydın
    yar senin gözlerin unutamıyorum

    aşkım vakit çok geç değil.
    sana yalvarsam umrunda değil.
    yarınından, avuçlarından, deli aklından beni atmasaydın.

    yollarımdan geçmez oldun
    birgün esmez rüzgar oldun
    aşkın büyüyor, hüznün büyüyor sen dönmüyorsun...

    sözlerine sahip, yaşar'ın seslendirdiği, söz-müzik alper arundara ait şarkı.
  • bir adamın mısralarla yalnızlıgını anlatması, okurlarına yansıtması ve yanlızlıgın sesizliginde sesini duyurma çabası. kısaca sözün ötesi bir şiir.
  • humorun ince ince işlendiği bir orhan veli şiiri. genel kanının aksine, "içli" bir şiir değil, içi boşaltılmış/ bayağı hisler için yazılmış ironik bir şiirdir.

    kendinden önceki şiir geleneğinin tüm yapaylığına karşı duran orhan veli, bayağı şairlerin bayağı şiirlerine, sahte duygusallığa alaycı bir biçimde hiç çekinmeden yer verir şiirlerinde. bu yüzden garip, sade manifestosu sebebiyle değil, şiirinin bizzat kendisiyle de bir kırılma noktasıdır.

    konuyla ilgili sabahattin eyüboğlu şunları söylüyor:

    "orhan veli'nin hemen her şiirinde bayalığa düşmüş ünlü şairlere, açık veya kapalı bir meydan okuma vardır. tuhaflıkların, aykırılıkların çoğu sahte edebiyata, bizi insanımızdan, memleketimizden, gerçek durumumuzdan uzaklaştıran yapmacık şiire çatmadır. kötüyü silmek için tersini söylemedir. doğallığa özlem, onda gariplik oluyordu. şiir, sahte ve bayağı olacağına, ciddi ciddi yalan söyleyeceğine tuhaf gözüksün daha iyi, der gibiydi."

    orhan veli, meydan okuduğu şairler için şunları söyler:

    "meydanın boş bulunduğu bir sırada gelmişler dünyaya. vezinle kafiyeyi söktü mü, şair oluvermiş adam. bu zatların da iyi kötü, adları şaire çıkmış. ziyade olsun, beş on sene kadar mürüvvetini görmüşler. ölçüsüz nizamsız bir âlemde dedikleri dedikmiş, öttürdükleri düdük! süleyman'a bile kalmamış bu dünya; onlara mı kalacak? elbette, gün gelecek çanlarına ot tıkanacak, düdükleri ötmez olacak. (...) giden postun arkasından kopardıkları yaygaralar da buna delalet eder. (...) bu işi yaygara ile durdurmanın imkansız olduğunu anlamıyorlar mı?"
  • sözlerine, düzenlemesine, vokaline ve klibine fazlaca özenildiği her halinden belli olan, dört yıllık özlemi azıcık da olsa dindiren mor ve ötesi eseri.
    klibinde güzel incelikler var; kapıdaki "kanık" yazısı ve piyanonun üzerinde duran şapka muazzam detaylar.

    mor ve ötesi'nin gençlik zamanlarında ortaya çıkmış bir şarkının olgunluk dönemi aklı, birikimi ve yeteneğiyle sunulması; aynı zamanda 20. yıl şenliklerine naif bir başlangıç.
  • 21. peron un aynı adı taşıyan albümünde enstrumantal olmayan tek şarkı.
hesabın var mı? giriş yap