• anlama ozurlu olmak. zekası tarafindan tasavvur edilememek.
  • komik durumlara, sınıfta kalmalara, ölümlere yol açabilecek hede.
  • kapasitesi yetmemek, algılayamamak.
  • domuzluğuna yapılamayan ama öyle yapılıyor gibi gösterilen durum.yani başka sözcüklerle anlatacak olursak aslında karşınızdaki bir halt anlamamıştır söylediğinizden ama anlamış numarası yapar ve anladığını söylediği şey aslında hiç alakasız bir şeydir...."beni bir tek sen anladın sen de yanlış anladın"demişti bir filozof ama hangisiydi.işte aynen öyle bir durumun ironik olanı....
  • kabul edicek düzeye erişmemiş olmak bazen.
    çok istemli olduğunu sanmıyorum ama bir " banane banane" durumu da yok değil..
    acıyla barışıp onu benimseyebilmenin ön koşulu.
    zamanla dost olmayı becerebilenler için eğlenceli bir bekleyiş yaratır.
    ki - lafı gediğine koyacağım yere geldik efendim- anladığını sanmaktan iyidir..
    korkakça hele ki hele ayıp hiç değildir.
  • algısı zayıf olmak durumuna ilaveten, kaş ile göz arasında bir anda yapılan faaliyetin çabukluğunu ifade maksatlı da kullanılır. misalen: "nasıl oldu anlayamadım, her şey bir anda oldu, tavan üstüme çöktü" cümlesinde, kişinin angutluğundan değil, deprem mağduru olduğundan bahsedilebilir.
    ha bir başka yandan, her lafı kıçından anlamak da anlayamamakla eşdeğerdir, hatta daha bir beterdir.
  • (bkz: anlatamamak)
  • olaylara kendi bakis acisiyla bakan kisilerin en buyuk sorunudur.

    mecnun hukumdarin huzuruna cikmis. hukumdar leyla'yi gostererek sormus;
    -sen bu kara kuru kiz yuzunden mi divane oldun?
    mecnun cevap vermis;
    -ona bir de benim gozlerimle baksaniz...
hesabın var mı? giriş yap