• muhtemelen bir bok anlamadıgınızda soylediginiz kelime.
  • hakettiği ilgiyi görmeyen, göremeyen pilli bebek şarkısı...

    düşerse gönlün derde, elinde olmayan sebeplerle
    görürüm bazen istemediğim halde
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde

    beynimi kemiren bir şeyler var ki
    nedensiz sorgusuz giriyor kafama
    uykularım umutlarım zehir oluyor bana
    şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde

    umutlar tükenip bir gün, kalırsın çaresiz ve üzgün
    tesadüf olamaz bugüne kadar geçen gün
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde

    yalnızlık görünmez kaf dağından
    gökyüzü kayarken başucundan
    samyeli eserken boş odandan
    çalarsın kim bilir kimin aklından
  • pilli bebek'in olsun albümünün ilk şeysi. pek leziz.
  • benim için 3.30'dan sonra başlayan muhteşem güzellikteki pilli bebek şarkısıdır.
  • yalnızlık görünmez kaf dağından
    gökyüzü kayarken başucundan
    samyeli eserken boş odandan
    çalarsın kim bilir kimin aklından

    kısmı insanın ağzına dolanıyor, bir koro söylese güzel olur ama solistin de ağzına çok yakışıyor.
  • bu saatlerin şarkısı. pilli bebeğin en sevdiğim şarkılarından...
  • içinden pilli bebek geçen akordeon.
  • saati gelmiş yine, alttaki mısrasının ardından giren akordeonu müthiş bir pilli bebek şarkısı

    beynimi kemiren birşeyler var ki
    nedensiz sorgusuz giriyor kafama
    uykularım umutlarım zehir oluyor bana
    şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde
  • mahallede düğün var ya da kına gecesi her neyse, tüm camları kapatmama rağmen gürültüden kurtulmak için kulaklığı takınca listeden rastele bir şarkıyı loopa aldım: pilli bebek - anlıyorum şimdiye kadar akordeon sesine hayran kalarak dinleyip sözlerine dikkat etmediğim için kendimi esefle kınıyorum.

    en az iki defa arka arkaya dinlenmeden derinliğine erişilemeyen şarkı. ya da hepsi bahane ben yine bir şarkı başlığına gelip bir şekilde iç döküyorum üstü kapalı.

    bir kişiyle bile paylaşamadığım şeyler oldu, zaten yolunda gitmeyen şeyler ise öyle birikmiş ki geceleri uykudan uyanıp kusmadan rahatlayamıyorum. paylaşamama sebebim anlatacak kimsenin olmaması değil, anlıyorum cevabının inandırıcı olmayacağı korkusu.

    "beynimi kemiren birşeyler var ki
    nedensiz sorgusuz giriyor kafama
    uykularım umutlarım zehir oluyor bana
    şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde"

    üstüne dokuz aydır tedavisini yürüttüğüm çok da güzel sonuç aldığım hasta bambaşka bir sebepten ex oldu. elimde olmayan sebeplerden nefret ettim yine. insanın çaresizliğinden, sağlık sisteminin yetersizliğinden, eldeki imkân dahilindeki her şeyin yapılmasına rağmen imkansızlıktan... başka şartlarda olsa dönebilecekken tamamen imkansızlıktan bir insanın ölmesi daha farklı. bir kalp krizine yapılan müdahalenin başarısız olması gibi değil işte. şunu da yapabilselerdi diyor insan. sorgulamaya başlıyor dünyanın çeşitli yerlerinde ölen insanları, sepsisten, açlıktan, savaştan...

    yaşamak/yaşatmak için delice çaba sarf ederken, kendi türünün ölümüne en çok sebep olan hayvan türüyüz. bunu da kimseyle paylaşamadım ama içsel değil oysa, kime anlatsam "anlıyorum ama yapacak bir şey yok." diyecek. "olan oldu" diyecek, hatta ileri gidip "dünyayı sen mi kurtaracaksın" diyecek. aslında "insanlar açlıktan ölüyor" gibi romantik cümleler değil derdim, duyar dedikleri şeyden de uzak insanın gözü önünde olunca kaldıramıyor işte. anlatacak daha güzel kelimeler varsa da şu an bulamıyorum.

    "yalnızın adı yok gecenin bu saatinde"

    akordeon sesine dalıp düşünmeye devam ediyorum. üstüne sözler giriyor yine loop'a alınan şarkı başa dönmüş:

    "düşerse gönlün derde elinde olmayan sebeplerle
    görürüm bazen istemediğim halde
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde"

    elimde olmayan sebeplere bir kere daha kızıyorum, insani bir acı ya da sevilen birinin kaybı değil içimdeki his, öfke belki de adaletsizliğe karşı tepki veremeyen insanlar "anlıyorum" diyecek ya loop'a alınan şarkı gibi tekrar edecekler aynı şeyi. o anlayış beynimi kemirmeye devam edecek kaç kişinin uykuları zehir oluyor diye düşüneceğim ben de onları anladığımı iddia edeceğim tek kelime anlamadığım hâlde.

    "yalnızlık görünmez kaf dağından
    gökyüzü kayarken başucundan
    samyeli eserken boş odandan
    çalarsın kim bilir kimin aklından?"

    bir yandan her şeye rağmen rahat uyuyan insanlara öfkeleneceğim. bir şekilde dalabilirsem uykuya yine öğürme ile uyanacağım. midem almayacak içimdeki nefreti... mide ilaçları da işe yaramıyor zaten, bir psikiyatriste gitmem gerekiyor vakit bulabilirsem. gökyüzü günlerce kayacak, ben erteleyeceğim, gece yine sabaha kavuşacak.

    "umutlar tükenip birgün,kalırsın çaresiz ve üzgün
    tesadüf olamaz bugüne kadar geçen gün
    yalnızın adı yok gecenin bu saatinde"

    not: entry'i yazarken saat 00:00'ı geçmiş, mahalledeki sesler susmuş, şarkı kaçıncı kez dönüyor bilmiyorum.

    edit: imlâ
  • pilli bebek'in yaptığı en güzel şarkılardan olduğunu belli etmeyen, ama bir iki repeat'le bunu fark etmenizi sağlayan şarkısı.

    [i]şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde.[/i]
hesabın var mı? giriş yap