• sesi kuyruğuna basılmış kedi gibi çıkan kötü oyuncu. küçümenken aldığı oscar'ın yanına bu kez de bir golden globe eklemiştir her nasılsa. golden globe alamayan bir ben kaldım sanırsam.
  • kötü bir oyuncu olmasının yanında, allah'ın gücüne gitmesin ama bildiğiniz çirkin efendim kendisi. özellikle true blood'da gözümüze "güzel lan bu aslında. sevin onu" falan şeklinde sokulması çok itici durmuş. hatta öyle itici durmuş ki 4. bölümden bana diziyi bıraktırdı.
  • 27 yaşında olup 40 yaşında gösteren bi ablamız. true blood'daki oyunculuğuna baktım da of yani darlandım. adeta bir ömercik vakası.

    http://www.imdb.com/media/rm843811328/nm0001593
  • sookie stackhouse'ı sookie stackhouse gibi oynamaktadır. güneyli aksanı ile olsun, libido artışı ile olsun, hareket ve tavırları ile olsun oldukça başarılıdır bu rolde.

    ayrıca her filminde de seviyor sevmiyor gibi bir durumum oluyor bu kızı. piyano'da ne güzel bir ufaklık dedim ilk x men'de aha rogue işte budur dedim ikide hafif tombikleşmiş lan bu dedim üç'de ıyy böyle rogue mu olur dedim ve "artık anna paquin benim için bitmiştir" derken şimdi de true blood'da bir kez daha gözlerimi kamaştırdı.
  • kendileri gerçek hayatta true blood dizisinde de sevgilisini canlandıran taş amca stephen moyer ile birliktedir.

    (bkz: dizi çekimlerinde doğan aşklar)
  • ağzını kırmak istediğim.
    tamamen. çene dahil, burnun altına kadar. böyle tekmik ilen, zumzuk ilen.
    olmaz olsun.
    bahele bahele bah tipe bah:
    http://4.bp.blogspot.com/…vu-s/s400/anna+paquin.jpg
    http://evilbeetgossip.film.com/…09/anna_paquin5.jpg
  • dişleri süleyman demirel'e benzeyen oscar'lı oyuncu.
  • başrol seçiminin diziler için ne kadar önemli olduğunu gösteren oyuncudur. diziden tiksindirdi. garson rolu oynican madem bi git de tepsi taşımayı öğren bi zahmet. embesil gibi bir yürüyüşü de var ayrıca. böyle bacaklarını aça aça yaylanarak. ağzı yüzü zaten tövbe estağfurullah bi çirkin bi çirkin. vampirler de hasta buna anlamadım gitti "ooo 25 yaşında bir çıtır" ulan en az 30 göstermiyosa ne olayım.
    denebilir ki işte kitaplarda hikayelerde nasıl anlatılıyorsa aynen öyle oynuyor o yüzden çok başarılı. anlamadım ki ne menem bi romandır bu...

    "...daha sonra suki bardan aldığı biraları zorlukla tepsisine yerleştirirken bir yandan da "yıllardır garsonluk yapıyorum bi türlü öğrenemedim şu işi" diye içinden geçirdi. tepsideki siparişleri müşteriye götürürken suratında o kadar ebleh bir ifade vardı ki güçlükle ayakta durabiliyordu. dişlerinin arasındaki derin boşluktan dışarı sızan hava da nefes almasını oldukça zorlaştırıyordu..."
  • ben galiba başka dizi izliyorum hatunu.

    başlıyorum true blood'ı izlemeye, karşımda bir hatun. miniminnacık bir şort üstüne dapdaracık beyaz bir tişört giymiş. tatil günlerinde de pek farkı yok, minicik elbiseler, apaçık dekolteler. allahım kız olmasam salyalarım akacak, o denli taş. yüzde yüz mükemmellik beklentimiz mi var? dişlerinin arasının ayrık olmaması mı gerekli mesela? anna'ya bakıyorum, sookie'den, o küçük kasaba kızından çıkan zeka kıvılcımlarını resmen görebiliyorum. sookie'nin devamlı yüzüne yerleştirdiği o seni-dinlemiyorum-seni-dinlemiyorum-seni-dinlemiyorum gülümsemesini anna veriyor bana. budur, diyorum, iyi ki gerçek sarışın bir bimbo koymamışlar buraya, anna resmen parıldıyor, şakıyor, eğlendiriyor, güldürüyor. bildiğin sookie stackhouse oluyor işte.

    yalnız kendisinden minik bi ricam, sevgilisi stephen moyer'e bir zahmet iletiversin, adam bir kez daha sookie'ye suckie derse ben şahsen kendisine şiddet uygulamak zorunda kalacağım kız başıma. ulan hatuna lakap mı taktın suckie suckie diye, utanmaz arlanmaz, inside joke mu yapıyosun bize, şerefsiz. dedirtmeyin yani sevgilinize, lütfen sayın paquin.
  • neden sarı diye sormak istediğim kadın oyuncu.

    http://z.hubpages.com/u/39736_f260.jpg
hesabın var mı? giriş yap