• yazma sebebini şöyle açıklamıştır:

    "because paper has more patience than people." *
  • naziler tarafından yakalanınca ilk iş saçları usturaya vurulmuş olan genç kızdır.

    anne frank da şu filistinde ölen kız da aynı tanrıya inandılar ikisi de aynı musayı sevdi. ikisi de arkadaş olabilirdi.. tıpkı hz. musa nın hz. muhammed e miraca çıkarken yol arkadaşı olması gibi. olamadılar oldurmadılar... onların yollarını ayıran neydi...

    onların yollarını ayıran yeşiva hahamı izak ginsbergdi belkide. "öldürmeyeceksin" emrini "yalnızca yahudileri öldürmeyeceksin" diye yorumlayan kindar hahamdı. böylece birisi "gel ne olursan ol yine gel diyen" bir dine mensup olarak diğeri de "git sadece git" diyen bir dine mensup olarak öldü.

    anne frank ın mensup olduğu din kan davası güttü yıllarca... filistinli kızın dini ise "kan davası" gütmeyi yasakladı yıllar öncesinden. onun peygamberi hz. muhammed veda hutbesinde kan davasının ayağının altında olduğunu buyurdu....

    neyse işte... peygamberler birbirine benzer anne frank!
    katiller de .. şaron da şimon da hitler de birbirine benzer!
    ve ölen kız çocukları da birbirine benzer...
    savaşları göbeğini kaşıyarak seyredenler de...
  • savaşın tüm umutsuz yükünde hep yarından umut bekleyen, dönem dönem, hatta sık sık bu umudu sekteye uğrasa da sığındığı gizli bölmede kendini geliştirmek adına (belki de bir yaşam biçimi olarak) ingilizce ve fransızca öğrenmeye çalışarak, mitoloji ile ilgilenerek ve ilgi alanına giren pek çok konuda vaktini değerlendirmeye çalışması ile beni kendine hayran bırakmış küçük genç kız. hatıra defteri belki edebi bir metin değildir, hatta iç karartıcıdır ama düşündürücüdür. kapana kısılmış iki yıllık bir öyküde yaşanan duygu fırtınaları, sinir harpleri ve umut. kolay değildir yeni bir güne uyanmak. her şey yolunda gidiyor gibiyken, kitabın sonuna yaklaştıkça biliyorsundur hazin sonu, yine de bir umut güzel haberi beklersin.

    beni bir de yazdığı şu satırlar düşündürdü epey, üstelik yer amsterdam olunca:

    "dünyanın başka ülkelerinde artan yiyecek maddeleri çürüyüp duruyorken neye biz burada açlıktan ölüyoruz? neye insanlar böylesine çılgın?"
  • anne frank'in 1945 martinda, (savasin bitiminden iki ay önce) bergen-belsen toplama kampinda öldügü bilinmektedir. ailesinden sadece babasi hayatta kalabilmis ve anne frank'in "hatira defteri"nin yanisira sekiz hikayesini toplayan "hikayeler" kitabini yayinlamistir. anne frank ve ailesinin barinaklarindaki ve toplama kamplarindaki hayatlari nazilerin barbarliginin ve kurbanlarinin acizliginin bir sembolu olmustur. (ve sözlükte bazi basliklarin teenager esprilerinden muaf tutulmasi gerektigini de hatirlatmaktadir hepimize...)
  • etkileyici bir hikaye. lisede zorla okutulmasına rağmen sevilmemesi mümkün olmayan tarzdan bir hikaye.
    --- spoiler ---
    sona gelinmiştir artık, kaçılan kimbilir kaçıncı evdedir frank ailesi. ama ss'ler içeri girmek üzeredir; son bekleyiştir, ve anne şu son cümleyi yazar günlüğüne: in spite of everything i still believe that people are good at heart
    --- spoiler ---
  • hakkında çıkan sonradan yazılma iddialarına karşı anne frank vakfı, defterin her sayfasının ikinci dünya savaşı sırasında yazıldığını, kullanılan kağıt ve kalemlerin o döneme ait olduklarını belgeleyen, bilim adamlarının imzasını taşıyan bir kitap yayınlamıştır.
  • savas bitimi hayatta kalan baba , ölmüş kızının günlüklerini okur ve kızının bu günlükleri savas bitiminde kitap haline getirmek niyetinde olduğunu görür. bu isteğini hayata geçirmek için günlğkleri biraz düzenler , bazı zarar görebilecek isimler değişir günlükte.ve bu sekilde yayimlanır.
    artık günümüzde cıkan baskılarda sahte isimler yerine insanların gercek isimleri kullanılmakta.
  • anne frank 12 haziran 1929'da yahudi bir anne babanın cocugu olarak frankfurt am main'da dogmustur.1933'te nazilerden kacarak ailesiyle birlikte amsterdam'a gelir. nazi askerlerinin 1940'ta hollanda'ya saldırıp işgal etmelerinden, ayrıca 1942'de yahudi halkı icin agır yaptırımların uygulanmaya baslamasından sonra, frank ailesi dostlarıyla birlikte amsterdam'ın prinsengracht semtinde bir arka eve saklanırlar. bu insanlar agustos 1944'de naziler tarafından tutuklanıp auschschwitz'e götürülürler. anne frank mart 1945'te bergen-belsen'de ölür ve ölüm tarihi belli değildir.ölümünden sonra 12 haziran 1942'den 1 agustos 1944'e kadar tuttugu anı defteri kitap haline getirildi. ayrıca ekim ayı içersinde schneidertempel sanat merkezinde anne frank'ın günümüz için bir tarih adlı sergisi bulunuyordu. sergide çok sayıda resim ve yaklaşık bir saatlik bir film gosterimi vardı tum resimler hollandadaki gercek evden getirilmiş ve altındaki yazılar turkceye cevirilerek panolara konmuş.
  • birkaç saniye göründügü bir film bulunmus:
    http://www.youtube.com/watch?v=4hvtxuo5gzu
  • - ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.
hesabın var mı? giriş yap