• birçok derginin, internet sitesinin, tv programının adının oluşturan ikilidir. çocuk ile ilgili her şey anne&çocuk ikilisi üzerinden anlatılır. çocuk bakımı, çocuk hastalıkları, çocuk ile yapılacak aktiviteler, çocuk gelişimi, vs. çocukla ilgili ne varsa hep "anne&çocuk" ikilisi eşiliğinde anlatılır.

    e arkadaşım bu çocuk tek başına mı oluyor? sonra deniyor ki "babalar çocuk bakımında ikinci planda kalıyor", yahu sen babayı hiçbir aktivteye dahil etmezsen, aileyi anne ve çocuktan ibaretmiş gibi anlatırsan, kıyıda köşede bir yerde "baba da çocuk gelişiminde etkin olmalıdır" deyip geçersen ben ne yapayım?

    çocuğun tüm gelişimini anneye dayandırırsan sen, sürekli anneye öğütler verirsen, sürekli anne-çocuk oyunları anlatırsan baba olarak ben ne yapayım? sonra eşim diyor ki "sen bu çocukla hiç ilgilenmiyorsun", ne yapacağımı bilmiyorum ki? sen resmen 150 kaynaktan beslenirken ben içgüdülerimle babalık öğreniyorum anasını satayım. çocuğun annesinin gözüne bakmasını bile anlamlandıran bilim, çocuk babanın ağzına sıçsa neler yapılacağı konusuna açıklık getirmiş değil.

    demem o ki, anne & çocuk ikilisinin arasına babanın girmesi çok zor. açın izleyin reklamları aile tablolarında anne ile çocuk tepinirken baba kenardan onları izliyor. hiçbir noktada baba etkin değil ki. lan babalar gününde bile anne ön planda amına koyim. reklamlara bakıyorsun anne, anneler gününde kraliçe, babalar gününe bakıyorsun baba palyaço, soytarı. anne ve çocuğun bu kadar ön plana çıkarıldığı, çekirdek ailenin anne ve çocuktan oluştuğu hissiyatının pompalandığı bir ortamda babalara "çocuk gelişiminde, eğitiminde, yetiştirilmesinde etkisizsin" denmesi zoruma gidiyor. arkadaşım araya giremiyoruz ki?

    gidin d&r'a, dergi bölümüne geçip çocuk ile ilgili dergilere bakın, girin internete çocuk gelişimi falan yazın, bakalım şifa için bir tane baba & çocuk sitesi, dergisi, köşesi bulabilecek misiniz? sonra çocukla neden hep anne ilgileniyor? biz nasıl ilgileneceğimiz konusunda pek fikir sahibi değiliz, bizi siz böyle yapıyorsunuz. ayıp valla.
  • turk babalarinin cocuklarla ilgilenmemesinin sebebini, cocukla ilgili aktivitelere babanin ismini hicbir zaman dahil etmeyen dergilere, web sitelerine baglayan entry basligi.

    baba ve cocuk hakkinda yazi okumak istiyorsan, yaziya once mevzu ol haci. ıyi mevzuunun yazari bol bulunur.
  • urfa'da çarşıda bir anne ve çocuk ikilisi gördüm. kalabalıkta kaybolmazdan önce uzun süre uzaktan onlara bakakaldım. bir gariplik üstlerinde.

    annesi aileden birileriyle birlikte çarşıya alışverişe mi çıkmıştı? bir yerden bir yere kısa sürede mi gitmeliydi, acelesi vardı?

    sokak kalabalık mı kalabalıktı, orası doğru. aheste yürünecek, ele ele tutuşulacak gibi değildi. mahşere yakın durum. çocuk bir tavuk ya da bir güğüm gibi annesinin omuzlarından sırtına doğru asılı gibiydi. ellerinden veya sırtından tutulu, altta annesinin beline doğru tekme üstüne tekme indiriyor. çocuk bağırıyorsa da duyulmuyor, bağırıyorsa da etki umudu yok, tekmelerinden umutlu değil. hepsi zorunlu, birbiri ardına ekli roller. her şeyi yapabilirim, anneye bir şey olmaz, o dayanıklıdır, ya da ne yapsam boş.

    annesi çocukla ilgili ne algılamakta, yaşamakta? başının belası mı tacı mı? çocuğuna canı sıkılıyorsa da tepki verecek zamanı, hali mi yok? çocuk mu bıktırdı? çocuğa standart muamele bu diye inanılabilir mi? yüzleri birbirine dönük değil, çocuk annesinin önünü ve yönünü görüyor değil. her bakımdan muamma, deşifre etmesi çok zor.

    (bkz: kadın çocuk ilişkisi/@ibisile)
    (bkz: ebeveyn çocuk ilişkisi)
  • duygusalcılığının dibine kadar yapılmasından bıktığım klişe. tabi buna diğer aile öğelerini ekleyerek bolca da çeşitlendirebiliriz. yıl olmuş bilmemkaç, hala kan bağı üzerinden demagojiler, ekonomiler, sosyolojiler kasmaca. bırakın şu vıcık vıcık bağlantıları. artık bireylik, cinsiyetsizlik, varlık, transhumanism gibi olgular üzerinden serbest ve sonsuz bir varoluşu algılayabilmeniz gerek. freud'dan öteye geçemiyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap