• bertrand russell'ın eğitim üzerine adlı kitabını hatmedin.

    uyanık olduğunuz her dakika yanınızda taşıyın. ben ki 23 yaşında bir mecnun, analıkla babalıkla henüz bir alakam yok ama 4 yıl yanımda taşıdım bu kitabı. hayranlıkla okudum hep.

    öyle güzel anlatıyor ki, öyle iyi tartışıyor ki. eğer gerçekten anlarsanız, kendiniz de o tartışmanın içine giriyorsunuz ister istemez. hele ki, ikinci tavsiyem de budur, kitabı okuyup gördüğünüz veya kendi kendinize ulaştığınız sonuçları çocuğunuzda gördüğünüzde, işte o zaman gerçek kitabı okumuş oluyorsunuz.

    unutmayın ki çocuğunuz, okuyacağınız binlerce kitaptan daha dolu ve daha engindir. zira o bir insandır. hem kitapları hem de çocuğunuzun içindeki kitabı bulun ve okuyun.
  • çocuğunuza kız/erkek, alevi/sünni/şii, sağcı/solcu/dinci, türk/kürt/laz/çerkez vesaireden önce insan olmayı öğretin. belki bir şeyler değişir.
  • çocuğumu nasıl yetiştirmeliyim diye soran anneye, nasıl yetiştirirsen yetiştir nasıl olsa doğru olmayacak cevabını veren freud'un cevabını aklınızda tutun, çocuğunuzu melankolinizin ilacı, hayatınızın biricik anlamı olarak görmeyin, nasıl olsa onu dünyaya getirmekle yeteri kadar kötülük yapmış olacaksınız, bari daha fazlasını yapmayın.
  • anne mi olacaksiniz baba mi karar verin.
  • mutlaka psikolojik destek almaları gerekmektedir. hem çocuğun yetiştirilmesi konusunda hem de çocuk sahibi olmalarının evliliklerini kötü yönde etkilememesi için.
  • uykuyu unutun. deliksiz uyku kavramını hafızanızdan silin.
  • kesin olarak ikiye ayrılması gereken tavsiyedir.

    erkek için ayrı, kadın için net olarak ayrı durumlar var.

    erkeklere tavsiyem; baba olmadan önce askere gitmiş olun, delikli ve konforsuz gece uykuları ile sıkı bir talim yapın. elinizi de korkak alıştırmayın, altını da temizleyin, banyosunu da yaptırın. giydirmekten üşenmeyin, tırsmayın.

    anneye herşeyi yıkmaya çalışmayın zaten yeni doğan döneminde annenin fiziksel olarak da çok fazla desteğe ihtiyacı var. ayrıca gecenin yarısı kalkıp emzirecek olan da o, bari gündüz yardım edin, gece de altını temizlemek için kalkma durumu olursa acımayın kalkın. unutmayın; baba olarak o çocuğa bakma sorumluluğundasınız, anneden daha az sorumlu değilsiniz.

    bunların karşılığında çocuğunuzun sevgisi, gülümsemesi, bir sıkıntısı varsa onun bittiğini görme şansına sahip olmak büyük bir güzellik. bir de yaptığınızın kıymetini bilen bir eşiniz varsa da değmeyin bu işin keyfine. bilmeyenler için de aklınızda her daim bunları "çocuğunuzun iyiliği" için yaptığınız fikri olsun.
  • yanlış yaptığınızda bunu kabul edin ve çocuğunuzdan özür dileyin. bir evlat olarak tersinin çok yaralayıcı olduğunu biliyorum; bir anne olarak da her koşulda, her iki taraf için de sağladığı huzur, güven ve saygıyı.
  • herkesin çocuğu özel ve kendine güzel. "benim çocuğum farklı, özel" vs gibi düşüncelerle ne kendinizi ne de çocuğu kaprisli, sorunlu bi insana dönüştürün. sonuç olarak herkesin kendine özgü yönleri var; işte bu sebeple çeşitlilik, farklılık mevcut.
    diğer yandan bu demek değil ki çocuğunuza kendini sıradan hissettirin. özel olduğunu bilmeli, yeteneklerini keşfetmeli, kendini tanımalı; ancak dozu ayarlamak önemli, aksi halde kaprislerini çekmek zorunda kalacak ilk ve yakın kişiler siz ebeveynler, yine sonuçlarına katlanacak ve acısını çekecek olan ise evladınızın ta kendisi ve doğal olarak sizler.
    evlat ve canavar yetiştirmek arasındaki ince çizgiyi iyi bilmek gerek. bol şans!
hesabın var mı? giriş yap