• tanıdığım bütün annelerle kıyaslayarak söylüyorum, benim gördüklerim içinde en iyi anne benim annem. hatta dünyanın en iyi annesi bile olabilir. kadın anne olmaya gelmiş dünyaya. inanın yaptığım şu çıkarımlarda zerre duygusallık yok, tanıyan herkes aynı yorumu yapar annemle ilgili. (bkz: anne/@istenc)

    ve ben birçok kez, bu kadını üzmekten beter etmek pahasına kendi istediklerimi yaptım, bir sefer bile "ay annem üzülür" diye kendi istediğimi yapmaktan geri kalmadım. öyle olaylar yaşandı ki aylarca konuşmadığımız oldu. kız kardeşim araya girmese hala konuşmuyor olabilirdik. fazla özel olduğu için olanları burada yazamıyorum. neyse ki et tırnaktan ayrılmaza bağlandı olaylar.

    vardığım noktada, tam istediğim gibi bir hayatım var. mecburiyetlerim neredeyse sıfır. tam anlamıyla kendi yolumu çizebiliyorum ve -abartmadan söylüyorum- her günüm bir öncekinden keyifli geçiyor. sonuç olarak, annemi üzdüğüme değdi. o da onun işaret ettikleriyle değil, kendi seçtiklerimle mutlu olduğumu öğrendi. hepimiz için mutlu son.

    biraz aceleyle yazdım, eksik kaldı editi: bu başlığı okudukça ailesini üzmemek uğruna erkenden evlenen, istemedikleri kişilerle evlenen, hayallerindeki meslekleri yapamayan vs insanların hikayelerini gördükçe gerçekten üzüldüm ve annesini üzmek, yalnız kalmak gibi durumları göze alıp burnunun dikine gitmiş taraf olarak başlığa katkı yapmak istedim. çünkü dik kafalının teki olmasam yazılanlar gibi bir hayata sıkışmam işten bile değildi. ürperdiğimi inkar edemem. tek bir hayat var, heba etmemek gerek.
  • b şıkkı.

    sizi gerçekten seven biri bağımsızlaşmanızı, bireyliğinizi kabul etmekte zorlanmaz; kendi isteklerini dikte ettirmez. "hep seni sevdiğimden" diye bir gerekçe söz konusu olamaz.

    acayip içgüdüsel bir şey annelik. ben isteklerimi gerçekleştirdiğim için beni reddetmesini beklerken, kaybetme korkusuyla aklı başından gittiği için kabullenme yoluna gitti. saygı duyup anladığı, benim için iyi olana itimat ettiği ya da aşırı yüce sevgisinden dolayı değil. kendinden kopup dünyays gelen bir uzvunu yitirecekmiş gibi bir korkuyla.

    velhasıl anneyi üzmemek adına vereceğiniz herhangi bir tavizin kutsal bir yanı olmaz, kendinizi kurban konumuna koyup hayat boyu hayıflanacağınız ukteler biriktirmenizin de kendiniz dahil kimseye faydası olmaz.
  • çok kafa yormaya gerek yok. annemize güzel güzel yalanımızı söylüyoruz ve paşa paşa istediğimiz hayatı yaşıyoruz. bitti gitti. kadını strese sokmanın alemi yok.
  • bir gün öncesinde başıma gelen hadisedir. bu olay bireyin kendisini gerçekleştirmesi ile toplumsal kurumlardan aile nezrindeki baskısı olarak değerlendirmek mümkündür.

    anne, norm olarak tanımlanan "davranış ve düşünce" bütüncüllüğü ile kişinin kendini gerçekleştirme noktasında normdan saptığı yerde devreye girip bireyi norma uymaya teşvik eder ve burada ad hominem bir davranış örüntüsüyle annelik kurumunun getirisi olan avantajlarla bu işi gerçekleştirir. buna tıpkı leyleği kuş olarak tanımlamayıp ayaklarını ve gagasını kesen nasrettin hocayı örnek verebiliriz.

    anne kurumu üzerinden alınarak birçok durum kişinin yaşamındaki toplumsal kurumlarla gerçekleştirilebilir mevzu bahis olan norma zorlamak. bu yeri geldiğinde anne olur, yeri geldiğinde baba olur, yeri geldiğinde devlet olur.

    tanım vermek de gerekirse: kişinin kendisini gerçekleştirmesi ile toplumsal kurumlardan biri olan annelik kurumunun arasındaki çıkar çatışmasıdır.
  • onu uzunce mutlu olamayacagindan mutevellit..
  • benim istediğim hayatta annemi üzmemek ilk sırada diyerek cevapladığım versus.
  • hayatım boyunca hep kendi bildiğim yoldan kendi doğrularımla ilerledim. sonuç ne oldu derseniz delidir ama bizimdir modu oluştu bir yerden sonra. ataerkil bir ailede yetiştim. ama beni olduğum gibi kabullendiler. istediğiniz hayatı yaşamak için amiyane tabirler arada masaya yumruğu vurmak gerekiyor. ben öyle yaptım ve tüm uçarılıklarımla, çılgınlığımla kabul gördüm. insanlar değiştiremeyeceklerine inandıkları durumlar karşısında kabullenme yolunu seçiyorlar. en azından bende durum böyle oldu. işin garip tarafı ise torunlar, yeğenler içinde tüm görüşlerimiz taban tabana zıt olmasına rağmen en çok beni severler ve sözüme itimat ederler. eğriyi doğruyu neyse düşüncem en patavatsız şekilde söylerim. yaranmak kaygının olmadığını gördükçe sana saygı duymaya başlıyorlar bir yerden sonra. siz doğru olduktan sonra gerisi hiç önemli değil bence.

    tabi konunun ne olduğuna göre de değişir durum onu belirtmeden geçmeyeceğim. mesela ailemin istemediği biriyle evlenmezdim benim görmediğim birşeyi görüyor olabilirler diye düşünür daha çok incelerdim. çünkü bazen duygularımız mantığımızın önüne geçebiliyor. o nedenle bu karşılaştırmayı yapabilmek için şartları da bilmek gerekir diye düşünüyorum.
  • gercekten boyle bir sey varmis dedigim baslik. olayin iki tarafi var. birincisi eger ben annemin istedigini yapip kendi istedigimi yapmazsam beni mutsuz gorecek ve annem yine uzulecek. diger turlusunde de anne yine uzulecek belki ama sonra sonra cocugunun verdigi kararla ne kadar mutlu oldugunu, kararinda ne kadar ciddi oldugunu anlayacak ve cocugu mutlu diye mutlu olmaya baslayacak. ben ikincisi taraftariyim. evet anne babalarimiz bizim icin her zaman en iyisini ister ve dusunur ancak onlarin her istediginin %100 dogru oldugunu soyleyemeyiz. sonucta hayati yasayan bizleriz ve yasadigimiz hayatla icimizde mutluluk ya da uzuntu duyan da bizleriz. elbette ailemizi cok seviyoruz ve onlarin desteklerine, yonlendirmelerine cok ihtiyacimiz var. ancak bu tamamen onlarin dediklerini yapacagiz anlamina gelmemeli. onlar da cocuklarinin secimlerine saygi gostermeli.

    edit : imla.
  • eşcinselim. eşimle aynı evi paylaşıyorum. annem ise muhafazakar, dini bütün bir insan.
    ne yapacağımı bilmiyorum. nasıl anlatılır, ikna edilir ya da bu durum saklanır ?
    tercih yapmak istemiyorum..
  • anneleri üzebilmek zordur.
    üzülebilme ihtimallerini düşünürüz, onlar da düşünürler.
    daha önce de yazmıştım, çocuklarımızın kanatlanıp da uçmasına izin veremiyoruz diye.
    uçun.
    ilk başta üzülse bile, özgürce uçtuğunuzu görünce ilk sevinen kişi o olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap