ansımak
-
(bkz: hatirlamak) (bkz: ferit edgu)
-
ferit udgunun hatırlamak kelimesi yerine kullandıgı ve hakkaride bir mevsim isimli romanda sıklıkla rastlayabileceginiz kelimedir.. kullanılma amacı ve anlamı, hatırlamak kelimesi ile tam karşılanamaz düşüncesinde olmakla beraber sanki daha kısa bir zaman diliminde akla gelen ve akabinde kaybolan geçmiş zaman goruntulerini yazı akışı içerisinde ifadeyi kesmemek içindir..bu kelimeyi yaşar kemal ın de kullandıgı gorulmustur.. kosullandırılmış jargon oluşturma yolunda atılan adımlara bir örnekleme olarakta gosterilebilir bu kullanışlar.. (bkz: ipilti) (bkz: tansık)
-
şeyler üzerinden, şeylerin perdesiyle hatırlamak gibi. yansımaktan mıdır, nedir?
(sıçarımsamak gibi görünsün istemiyorum esasında)
demir özlü, ferit edgü dağarcığından. sancıyla hatırlamak gibisine de. bildiğin anımsamak aslında. -
(bkz: bilge karasu)
-
hapşırarak hatırlamak gibi bir çağrışımı olan sözcük.
-
ferit edgü okuya okuya anlamlar yüklemeye çalışılan kelime. sanki anı ile de bir bağı var, an kelimesi ile de.
bir yandan bana "anmak" fiilinin bir adım ötesi gibi geliyor. ondan daha büyük bir anlamı var. içinde hem yakın geçmiş, hep de şimdi var ve içinde bulunan şimdiye rağmen unutulup gidecek bir şeyler demekmiş gibi geliyor. -
bugün bunları yazarken de bilmiyorum ansimiyorum bildiğim ansidigim şu karlı bir dağ başında buldum bir gün kendimi-ferit edgü
-
anımsamak, hatırlamak dejavu... yerini doldurmuyor hiçbiri. anımsamak diyene kadar sızısı geçiyor sanki o ufak tefek şeylerin.
ansımak, çakan kıvılcımla zamanı senkronize yaşatıyor, öyle bir şey. -
-
anımsamak, aklına gelmek.
"andronikos gelip karşısında durduktan sonra bir boşluk vardı, var; ne yaptığını ansıması imkansız." bilge karasu - uzun sürmüş bir günün akşamı (tepe)
"kuyunun başında, bahçenin, avlunun, şehrin, denizin, dünyanın ortasında, orta yerinde, yapayalnız durarak, andronikos'un kendisine doğru yürümüyormuş da sularda süzülen bir sandalmış gibi geldiğini, yaklaştığını görüyor, ansıyor." bilge karasu - uzun sürmüş bir günün akşamı (tepe)
"çok eskiden, çok uzakta, pencereden bakarken, bulutsuz bir yaz gününün öğle sıcağında komşunun bahçesinde tütmeğe başlayan bir maltız ateşinin ince dumanını görür gibi (durgun, dingin bir havanın orta yerindeki ince, kara, büksül düşü ansır gibi), bir küskünlük kokusunun gelip geçtiğini duyarız içimizden." bilge karasu - narla incire gazel
"birden ansıyorum. küp gibi sağır, dönüş otobüsünü bekliyordum narkent'in girişinde. (...) şimdiyse, belli bir ulusun gezmenleri ezici çoğunlukta olduğu için onların dilini konuşarak, onların isteklerini karşılamağa çalışarak, oraya doluşmuş birtakım başka yabancıların mallarını sattıkları bir pazar, bir aracı olmuş narkent." bilge karasu - narla incire gazel
(ilk giri tarihi: 25.1.2020)
(bkz: anımsamak), ansıtmak, andırmak, anıştırmak
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap