59 entry daha
  • müthiş, muazzam, olağanüstü bir oyun. ne kadar güzel sıfat varsa kamyonla yığasım var buraya. pek çok ünlü oyuncuyu tiyatro sahnesinde seyretme fırsatım oldu. gideceğim oyunları daha çok oyuncu performansı odaklı olarak seçtiğim için azımsanmayacak sayıda tek kişilik oyuna da gitmişliğim vardır. fakat ben nihal yalçın'ın bu oyundaki performansı gibi bir şeyi ne gördüm ne duydum arkadaş... birisini canlandırmıyor kadın, o kişi olmuş resmen... böyle büyük bir yetenek hala herhangi bir filmde akıllara kazınmış bir rolde oynamadıysa bu da türk yönetmenlerin ayıbı olsun. seray şahiner, ne kadar müthiş bir kalem... bugüne kadar böyle bir yazarı es geçmiş olmama epey hayıflandım, ilk fırsatta okumaya başlayacağım.

    artık devir rant devri. biraz isim yapmış (yaşlı/genç fark etmiyor) çoğu tiyatrocu, bir yerden ikinci sınıf bir vodvil senaryosu bulup sahneliyorlar. maksat hem tiyatro yapılmış, bir nebze saygınlık kazanılmış olsun, hem de güzel para gelsin. istanbul'daki özel tiyatroların oyun takvimlerine bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. devasa paralara performans sanatları merkezi kuruluyor, hepsi isim yapmış bir sürü genç tiyatrocu toplanıyor, muazzam dekorlar, kusursuz ışıklar, sonuç nedir? kaba bir cinsellik ve bel altı bir mizahla dolu, "yoldan çıkan" bir takım oyunlar... oysa bu kadar sade bir mekanda, mütevazi bir dekor ve ışıkla, küçücük bir ekiple kotarılmış bu oyun ise izleyicisine bir mucize armağan ediyor. diğer süprüntülerle aynı cümlede anılmaktan bile münezzeh tutulması gereken bu müthiş oyun size öyle içten, öyle derin bir tecrübe yaşatıyor ki anlatılan meseleyi sahiplenip, kendinizin bir parçası olarak görüp, bu konuda bir şeyler yapma ihtiyacını yüreğinizin ta derininden hissediyorsunuz. bir sanat eserinin gelebileceği son nokta burasıdır herhalde. helal olsun hepinize, müthiş insanlar. sizinle aynı ülkede yaşamaktan gurur duyuyorum. oyunu izlemeyen arkadaşlar, ceketinizi montunuzu satın oyunu izleyin. bilet kalmadıysa gişedeki kadına rüşvet verin, olmadı kapı aralığından izleyin, olmadı kulağınızı fuayenin duvarına yaslayıp en azından dinleyin. önceki yazdıklarımı künye kısmından takip edebilirsiniz, kimseye goygoy yapma adetim yoktur, çok şükür kimseye bir şey için borcum da yok. bu oyunu izlemenizi tek bir nedenle bu kadar şevkle istiyorum, çünkü türkiye'de bu kadar iyi bir oyun bir daha ne zaman sahneye konulur şüpheliyim. fırsatınız varken izleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız...

    not: bu entry bağlamındaki eleştirilerim istanbul'daki özel tiyatrolarla sınırlıdır. ankara, izmir gibi yerlerde durum nasıldır bilmiyorum. devlet tiyatrolarındaki bazı oyunlardan çok bahsedildiğini duysam da istanbul'da yaşamadığım ve devlet tiyatrolarının bilet rezervasyon sistemi biraz farklı olduğu için pek denk getiremiyorum, o yüzden bu konuda da bir yorum yapamayacağım.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap