• uçmaya ara veren bir kuşun tekrar uçması gibidir.
    yüzmeye ara veren bir balığın tekrar yüzmesi gibidir..

    çok şiirsel gelebilir ama aktivite esnasında fonda şu nameleri duyacağınız aşikar hakikaten de verilen o ara, artık süresi ne kadarsa, size eski günlerinizi aratacak bir başlangıç hediye eder. zamanında çekmediğiniz barfiks, mekik kalmamıştır.. dead liftsiz gündüzünüz, geceniz olmamıştır.. gezmediğiniz gym, fitness kalmamıştır.. amaaa artık yalnızsınızdır dostlarım, yalnızsınızdır..

    yeni başlangıç çoğunlukla hiç de öyle sandığınız gibi başlamaz. 1,5 km. koşu parkuru leblebi çerez gibi gelir önce, ne de olsa daha önce tembolu 6 km. koşu yapardınız.. ama o 800 mt.'de işte birşey olur, böyle dalağınızın patlayacakmış gibi zonkladığını farkedersiniz, nefes hafiften kesilir, o yerden ses getiren adımlar yerini kuş dokunuşlarına bırakır.. en son eliniz dalağınızda yerdeki çakıl taşlarını sayabilecek mesafeye gelene kadar çöktüğünüzde o verilen aranın nelere mal olduğunu daha iyi anlarsınız. hele bir de partneriniz varsa, geriye dönüp size " dalağından şişlenmiş yatıyor keke " bakışı atıyorsa yiğitliğe bok sürdürmemek için "sen devam et, ben geliiyoohhmm" diye son artistikle beli düzeltmeye çalışırsınız. o mekikler, o şınavlar efendime söyleyeyim, o leg pressler yalandır artık. havuza gidersiniz mesela, "5 kulaçta bir nefes" performansınız artık yerini 2 kulaçta bir "hele bir soluklanayım yeğenim" durmalarına bırakır. havuzun ortasında düşüp kalmış bone gibi salınırsınız. hele o verilen arada götü göbeği salmışsanız, sigarayı, abur cuburu eksik etmemişseniz olay şudur ki; verilen ara x 2 kat süre + ağır ritim performans ile eski günlere ulaşmanız ancak mümkündür. tabii azmi elden bırakmamak kaydı ile.

    tabi bu saydıklarımız rutin bir başına aktiviteler. bir de partnerli spor dalları vardır ki o daha fenadır.. kendimden örnek vereyim yine. yukarıda sayılan durumlardan sonra zaten tembelleşmiş vücudu bir de kick box antremanına çıkardığınızda ağzınıza burnunuza layık bir dayak yemeniz allahın emri olur. benden size nacizane bir öneri; hiç zorlamayın, dayağın tadını çıkarın. bir rahatlama geliyor, bir aydınlanma yaşıyorsunuz ki anlatamam. artık düzenli spora yeniden başlamak için gerçekçi bir nedeniniz oluyor. hayatınızdaki birçok gereksiz şeyi çıkarmak için de bahane oluyor. "başlamak bitirmenin yarısı derler" ya, işte bu söz spor hayatı için geçerli değil dostlar. spor yapmak istiyorsanız hiç bitirmeyeceksiniz, eğer gerçekten ara vermeniz gerekiyorsa bunu minimum sürede tutmanız en akıllıca hareket olur.
  • ölüp mlüp tekrar dirilmektir. gece acıları dindirmek için kas gevşeticiye sarılınır.
  • eğer bahsi geçen kick box gibi bir sporsa ağlamamak için tavsiyelerime dikkatlice uyulması gereken durum.

    öncelikle ilk ay herhangi bir antremana ya da müsabakaya çıkmıyoruz canlar. hele ilk hafta sadece parktayız, salona da gitmiyoruz. ilk gün tempolu 3km yürüyüş ve 500mt koşu sonra mekik şınav (abartmadan)... bunu yavaş yavaş artırarak ilk haftayı tamamlıyoruz.

    ikinci hafta herhangi bir medikalciden alacağımız bilek sabitleme zımbırtısıyla salona gidiyoruz. hesapta sakatmış ayağı... yine salonda kendi başımıza koşu bandı falan takılıyoruz bir-iki hafta.

    son hafta işte misafir gibi katılabiliriz antremanlara ama müsabaka kesinlikle yok. ikinci ayın başında neredeyse eskisi gibi hazırız. afiyet olsun...
  • çoğu insanın spor hayatının %80'ini oluşturur.
  • eger zirt pirt ara veren bir tip degilsen 1 haftada toparlarsin kondusyonunu. o bir hafta aci verir ama sonrasinda hic birsey olmamis gibi devam edersin. sakatliktan defalarca cikan bir atlet olarak bu sayfayi moral ve motivasyon amacli okuyan arkadaslara tavsiyem beslenmenize ve rutininize konsantre olun. kendinize 1 hafta muddet taniyin.
  • fitnessa yaklaşık 6 aydır zorunlu ara verdim. eskiden antrenmanı iple çeken kişi ben değilim sanki şu an sözlük. her şey o kadar zor geliyor ki. yağmurlu bir ankara akşamında sıcacık evden çıkıp spor salonuna yürümek. üstünü çıkarınca bu halimi görmesinler diye çabucak antrenman giysilerini üstüne çekmek, gözünde büyüyen ağırlıkların yanına gitmeden önce yanlardaki aynalara kaçamak bakışlar atıp eskiden dar gelen kıyafetinin içinde kaybolduğunu görmek, komik ağırlıklarla çalışıp eski günlerini özlemek, sanki eski haline hiç dönemeyecekmiş gibi umutsuzluk kaplaması içini. hayırrrr bu cılız kollar benim olamaz, olmamalı! ya yatıp yatıp yediğim o güzelim yemeklerin bana hediyesi olan küçük göbeğime ne demeli? kollarım, neden bu kadar çelimsiz oldunuz? şimdi sizin yüzünüzden göbeğimle yaşamak zorunda mıyım? kilo veremeyecek miyim göbeğime elveda diyebilmek için? yoksa önce kilo verip zayıf kollarımı iyice acınası hale mi getireceğim?

    en acımasızı da ne biliyor musun sözlük? eskiden senin yarın kadar olmayan adamların, şimdi yarısı kadar olduğunu görmek. çok acımasızca değil mi? ahhh içim yanıyor be! hey size diyorum eskiden yağlı ve incecik kollu olanlar. niye siz de benimle bırakmadınız ki sporu? şimdi geri döndüğümde sizi böyle görüp üzülmek zorunda mıyım? sanırım hakettim bunu sözlük. onlar saatlerini harcarken orada ben burada yan gelip yattım. bir güzel de yemek yedim. ama iyi yedim -bundan zevk aldığımı inkar edemeyeceğim-. şimdi her şeye yeniden nasıl başlayacağız ki? duş aldıktan sonra soğuk havada eve hasta olmadan dönmek... çok zor değil mi küçücük şeylerden hemen hasta olan bu bünyeye? ya eve gelince yemek hazırlamaya ne demeli yorgun argın? her şey çok zor geliyor sözlük. ama bu vücudu istemiyorum. istemiyorum seni yatakta yan yatınca aşağı düşen göbeğim. şimdi kalkıp harekete geçmem lazım. içeri girerken kullandığım şifreyi unuttuğum spor salonuma gidip tüm bunlarla yüzleşmem lazım. sonra anlık pumpa sevinip eve döndüğümde sanki hiçbir şey yapmamışım, eskiden komik gelen ağırlıkların altında ezilip gelmemişim gibi duran vücuduma üzülmem lazım. umarım gidebilirim sözlük. şimdilik bu kadar, elveda.
  • bir azimle başlayıp, insanın kendi geçmişini yaad ettiren, ardından geçmişteki azmine hayran bıraktıran, bütün bunlar olurken de her bir yanın ağrırken hissettiğin o "hamlamışım yaa" hissidir.

    o his var ya o his, işte o paha biçilmez!
    sonra al sana dejavu vol. 841958.
  • kendinizi yeniden toparlayana kadar bok gibi hissetmenize sebep olan olay.
    bir düşününce önceden nasıl yapıyormuşum tüm bunları; sabah uyan 5 yumurta, her gün tavuk pilav, protein tozu, tadı bok gibi olan supplementler...
    hepsini geçtim, nasıl bir motivasyonum vardı da sabahın köründe uyanıp her gün o ağırlıkları kaldırmaya gidiyordum.

    özledim seni kaslı kollarım, özledim seni iri göğüslerim(erkeğim).

    her neyse, öğrendiğim kadarıyla çok da dert edilecek bir durum değil.
    kas hafızası denen vücudumunuzun bir zımbırtısı sayesinde eskisinden daha hızlı şekilde eski halinize gelebiliyorsunuz ama tekrar başladığınız vakit yaşanan hamlığı atmak sancılı ve uzun sürebiliyor.
    bu sırada çoğu kişiden aldığım nacizane tavsiye düzenli beslenip, kusana kadar yemek yemek.
    eski kilonuza döndüğünüzde tekrar aynı ağırlıkları kaldırmaya başlayacaksınız.

    we all gonna make it brah

    edit:uzun bir aradan sonra ağır girmemeye çalışın, hele bacağa sakın ha.
    2 gündür altıma sıçmış gibi yürüyorum
  • bakalım ya. eylül gelsin plajcılar bi dağılsın başlarım tekrar.

    pandemi yüzünden bırakmak zorunda kalmıştım aq. arada 3 şirket 3 şehir değiştirdim şaka gibi.
hesabın var mı? giriş yap